Meclisin Suriye’nin ardından şimdi de Güney Kürdistan’a operasyon tezkeresini Meclise getirmesini eleştiren BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, bu tezkerelerin sürecin ruhuna aykırı olduğunun altını çizdi. Buldan, tezkerenin derhal geri çekilmesini, milletvekillerinin de savaş tezkeresine onay vermemesini istedi.
Mecliste basın toplantısı düzenleyen Buldan, müzakerelerin derinleştirilmesi, çatışmasızlığı kalıcı hale getirecek demokratik çözüm adımlarının hız kazanması gereken bir süreçte hükümetin savaş tezkeresinin, sürecin ruhuna ters olduğunu söyledi. Parlamentoya demokratik çözüm adımlarını getirmesi gereken Hükümetin bunun yerine savaş tezkerelerine öncelik vermesini eleştiren Buldan, bunun zaten tıkanıklık yaşayan süreci daha da sekteye uğratacağı endişesini dile getirdi. Yıllardır parlamentodan savaş tezkereleri geçirildiğini hatırlatan Buldan, bu tezkerelerin hangi sorunları çözdüğünü sordu.
Hükümetin güvenlikçi politikaları bırakmasını isteyen Buldan, “Madem sorun çözülecekse, Hükümet Kürt sorununu çözeceğini iddia ediyorsa, bu tezkereye niye ihtiyaç var?” diye sordu.
HÜKÜMET OYALAMACI OLDU
Çatışmasızlığın başladığı ilkbahar aylarından bu yana Hükümetin sergilediği tutumun samimi ve güven verici olmadığının altını çizen Buldan, “Sürekli oyalamacı bir pozisyon içinde olmuştur” dedi. Meclisin görevinin de savaş tezkeresi çıkarmak değil, barışı tesis etmek olduğunu vurgulayan Buldan, Meclisin bu rolünü oynayamamasının sorumlusunun Hükümet ve onun zihniyeti olduğunun altını çizdi.
Hükümeti güvenlikçi politikaları terk etmeye; tezkereyi geri çekmeye çağıran Buldan, Türkiye’nin ihtiyacının sürecin ilerletilmesi olduğunu söyledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın hükümete gönderdiği mektuba ne zaman cevap verileceğini soran ve hükümete çağrıda bulunduğunu hatırlatan Buldan, “Bunun karşılığı sınır ötesi operasyon tezkeresi çıkartmak mı? Sürece cevap olmayan, demokratikleşme adımlarını içermeyen bu paketle mi sorunu çözecek?” diye sordu. Tezkerenin görüşülmesi halinde ‘hayır’ oyu kullanacaklarını açıklayan Buldan, parlamentoyu da “Savaş tezkeresine onay vermemeye, çözümsüzlük politikalarına ortak olmamaya” çağırdı.
ÖCALAN İLE GÖRÜŞME HAFTA SONUNDA OLABİLİR
Gazetecilerin soruları üzerine Abdullah Öcalan ile yeni bir görüşmenin bu hafta sonu olabileceğini belirten Buldan, Adalet Bakanlığına başvuru yaptıklarını, yanıt beklediklerini söyledi. Öcalan ile paketin içeriğini ve süreci görüşeceklerini, görüş ve önerilerini alacaklarını belirten Buldan, Kandil görüşmesinin bundan sonra olacağını ifade etti.
‘ÖCALAN’IN DIŞARI İLE BAĞLANTISI OLMALI’
Buldan Öcalan’ın kendileri ve ailesi dışında da dışarı ile bağının olmasını istedi. “Akil İnsanlar heyetinin sadece Başbakan ile görüştüğünü, raporu Başbakan’a ilettiğini hatırlatan Buldan, “Öcalan’a iletilmedi. Oysa süreç iki taraflı götürülmeye çalışılıyor. Öcalan sürecin baş aktörüdür. Kimse inkar edemez. Süreç paylaşılmak zorundadır. O zaman süreç daha sağlıklı ilerler” diye konuştu.
PAKETE HER KESİM KARŞI
Pakete ilişkin bir soru üzerine de Buldan, hükümetle bir-iki kez görüştüklerini ama paketin içerisinde neler olduğuna dair herhangi bir şey alamadıklarını söyledi. Paketin hem içeriğinin hem hazırlanış biçiminin sorunu çözemeyeceğini vurgulayan Buldan, pakete tepkilerin sadece Kürt halkından gelmediğini, Alevilerden, demokratik kitle örgütlerinden, kadınlardan, bir bütün olarak toplumsal muhalefetten tepki olduğunu söyledi. Türkiye’de yaşayan bütün halkları kapsayacak olan bir paket olmasını beklerken böyle de olmadığını kaydeden Buldan, Karayılan’ın değerlendirmesinin de hatırlatılması üzerine, İmralı ile Kandil’in görüşlerinin aynı olduğunu söyledi. Buldan, İmralı’nın da Kandil’in de, “Hükümetin acilen, somut, pratik, güven verici adımları atması” görüşünde olduklarını söyledi.
‘SAVAŞIN KAZANANI OLMAMIŞTIR’
Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED), milletvekillerine, “savaşçı politikaların sürmesine yol açacak tezkereyi” kabul etmeme çağrısında bulundu. NÜSED’den yapılan açıklamada, halkın savaş değil; akrabalarının, dostlarının da yaşadığı komşu ülkelerle barış içinde yaşamak istediği vurgulanarak, şöyle denildi: “Çatışma ve savaş politikaları her zaman halkların zarara uğramasıyla; savaş ise kan, gözyaşı ve yıkımla sonuçlanır. Bölgedeki ve dünyadaki sayısız savaşın kazananı olmamıştır ama yitiren hep masum halklar, insanlığın yüzyıllar boyunca yarattığı kültürel miras olmuştur. Yani yitiren insanlıktır.” / Evrensel