Ezilenlerin Hukuk Bürosu, Asrın Hukuk Bürosu ve Açılım Hukuk Bürosu, bir hukukçu heyetinin Rojava’ya giderek incelemelerde bulunması ve Rojava Devrimi‘yle avukat dayanışmasının örülmesi için çalışma başlattı.
Avukatlar Özlem Gümüştaş, İbrahim Bilmez ve Kemal Toraman çalışmaya ilişkin İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. 3 avukat bürosu adına açıklamayı yapan Özlem Gümüştaş, Rojava Devrimi için, "Suriye'de süren iç savaş koşulları ve emperyalist müdahale planları altında gelişen halklar savunmasıdır" dedi. DAİŞ vahşeti nedeniyle Türkiye'ye sığınan binlerce mültecinin halkların dayanışması ile hayatta kaldığına dikkat çeken Gümüştaş, "Savaşın yarattığı yıkım devam ediyor. Savaş çok ağır bir 'göçmenlik' olgusu da yaratıyor. Türkiye'de Şengal ve Rojava’nın Kobanê kantonundaki IŞİD zulmünden kaçan bölge halklarından binlerce kişinin oluşturduğu, hukuki statüsü tanımlanmamış ve dayanışma kampanyaları ile ayakta kalmaya çalışan kamplar var" diye konuştu.
Savaşın ortasında Rojava'da tüm halkların geleceği bakımından demokratikleşme ve özyönetim üzerine kurulu bir toplumsal sistem inşa edilmeye çalışıldığını belirten Gümüştaş, "Sadece Kürtler değil, Araplar, Süryaniler ve bölge halklarının, Hıristiyanlar, Müslümanlar gibi farklı inanç topluluklarının yönetime katıldığı ve statülerinin eşit biçimde tanımlandığı bir hukuk ve toplumsal sözleşme oluşturuyor" dedi.
HEYET ROJAVA'YA GİDECEK
Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Özlem Gümüştaş, Türkiyeli hukukçular olarak, Rojava Devrimi İçin Avukat Dayanışması'nı oluşturduklarını ve 5-15 Ocak günlerinde uluslararası hukuk kurumları ve hukukçuların katılacağı bir heyet ile Rojava'ya gideceklerini belirtti.
Oluşturulmaya çalışılan toplumsal yapıyı ve adalet mekanizmasını yerinde inceleyeceklerini bu amaçla Adalet Bakanlığı, Yasama Meclisi, Uzlaşma Komisyonları, Hukuk Akademisi başta gelmek üzere tüm kurumlarla görüşmeler yapacaklarını söyleyen Gümüştaş, "Türkiyeli hukukçular olarak Rojava devrimini ve kazanımlarını sahipleniyor, coğrafyamızdaki insan hakları ve özgürlükler mücadelesi açısından da önemli bir akıl ve pratik yol olarak görüyoruz. Bu bakımdan yapılacak görüşmeleri ve varacağımız sonuçları, edineceğimiz deneyimleri önemsiyor, ziyaret sonrası hukuk kamuoyu başta olmak üzere demokratik kamuoyu ile paylaşma amacı taşıyoruz" diye konuştu.
'YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR'
Türkiyeli hukukçular olarak Rojava Devrimi gerçeği ve bölgesel savaş olgusu karşısında yapabileceklerini çok iş olduğunun altını çizen Gümüştaş, şöyle konuştu: "Hukukçuların, başta Suruç olmak üzere binlerce Kobanê’linin, Ezidi’nin kaldığı kamplarda oluşan fiili 'göçmenlik' durumuna, kamplarda yaşayanların özlük hakları ve güvenlikleri için müdahil olma sorumluluğu bulunuyor. Rojava Devrimi‘ni boğmak ve Suriye’de yayılmacı politikaları için IŞİD çetesini destekleyen AKP’nin içteki saldırı hazırlığı olan İç Güvenlik Paketi’ne karşı çıkmak, Rojava ile dayanışma hareketlerini sahiplenmek en başta biz özgürlükçü savunmanların görevi oluyor. IŞİD’in bomba yüklü aracını Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan geçirip, Kader Ortakaya’yı sınırdan ilk adım atışında vuran ordu ve hükümete kent ve sınır güvenliğini, yaşama hakkını sormak, 6-8 Ekim boyunca Kobanê ile dayanışma içinde oldukları için bugün tutsak olan yüzlerce insanımızın özgürlük mücadelesini vermek de aynı görev dahilinde bulunuyor. Ve coğrafyamızın yoksul emekçi halklarının, ilerici, devrimci, sosyalist güçlerin aylardır yaptığı gibi kamplarda bulunan binlerce insana eşya, yiyecek yardımı göndermek, bunun için sayısız kampanya örgütlemek, yaralıların tedavisi için sorumluluk üstlenmek bizim de görevimizdir."
Avukat Özlem Gümüştaş, doktorları, sağlık emekçilerini, eğitim emekçilerini, mimarları, mühendisleri, çevrecileri, şehir plancılarını, sosyologları, onurlu aydınları Rojava ile dayanışma ağları oluşturmaya davet etti.
AVUKATLARDAN HERKESE ÇAĞRI
Rojava'ya gidecek heyetin dışında Ankara, İzmir ve Amed başta olmak üzere pek çok kentte dayanışmaların oluşturulması için girişimlerin devam ettiğini belirten Gümüştaş, "Coğrafyamızın aydın onuru ve aklını Filistin direnişine katılım ve sahiplenmeden, Irak’taki işgale karşı antiemperyalist mücadeleden biliyoruz. Aynı aydın bilinci ve dinamiğini bir halk ayaklanması olan Gezi’den tanıyoruz. Başta kendi meslektaşlarımız olmak üzere o aydın onurunu, yaratıcı aklını eyleme, göreve çağırıyoruz" dedi.
Gümüştaş'ın ardından söz alan Avukat Kemal Torun, uluslararası bir heyet oluşturulacağını, Hollanda, İtalya, Almanya ve İsviçre'de ile Brezilya ve Filipinler'den de katılımın sağlanabilmesi için girişimlerin sürdüğünü söyledi.
Avukat İbrahim Bilmez, programın henüz somutlaşmadığını söyledi, "Geçebilirsek Türkiye, olmazsa Güney Kürdistan üzerinden geçmeyi planlıyoruz. Öncelikle hukuk kurumları ile görüşmeyi planlıyoruz" dedi.