ŞemdinliHaber

Remzi Kartal: 'Katliamdan ABD ve koalisyon sorumlu olacak'

Güncel

KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Ortadoğu'da Türkiye'nin kaybedeceği yeni bir sürecin başladığını belirterek, buradan Kürtleri kazançlı çıkacağını vurguladı.

KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Ortadoğu'da Türkiye'nin kaybedeceği yeni bir sürecin başladığını belirterek, buradan Kürtleri kazançlı çıkacağını vurguladı. Kartal, Kobanê'de yaşanacak herhangi bir katliamın sorumlusu ise ABD ve koalisyon güçleri olduğunu söyledi.


KONRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, DAİŞ çetelerinin Kobanê ile saldırılarla birlikte Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı uluslararası bir konseptin olduğunu belirterek, bunun başını Türkiye’nin çektiği söyledi. Kürtlerin eski Kürt olmadığını vurgulayan Remiz Kartal, şunları söyledi: “Artık kanmayacağız. Ortadoğu'da yeni bir dönem başlıyor. Biçim için mücadele yeni başlıyor. Türkiye'nin başta olmak üzere birçok gerici gücün kaybedeceği yeni Ortadoğu'da kazanan Kürt halkı olacaktır“ belirlemesinde bulundu. Kartal, KDP ve Güney Kürdistan yönetimini de eleştirerek, Kobanê'ye sahip çıkmalarını istedi.

KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ile DAİŞ'e karşı Kobanê halkının direnişi, uluslararası devletlerinin tavrı ve Türkiye'deki çözüm sürecini konuştuk.

Kobanê'de 22 gündür katliam tehlikesi dakika dakika yaşanıyor. Ama bir müdahale yok. Sizce bunun altında yatan nedenler nelerdir?

Bu sorunun cevabı DAİŞ'in arkasında kimler var? Bu örgütün hikayesi nedir ve nereden çıktı? Cevap buradadır. Bu cevapta da, ABD, şu andaki koalisyon üyeleri, Türkiye, Katar, Suudi Arabistan'dır. Hatta bunun içinde KDP'de var.

Peki yaşanacak katliamların tek sorumlusu DAİŞ midir?

Kuşkusuz hayır. DAİŞ'i bu hale getiren ve besleyenlerdir. DAİŞ, onların elinde bir oyuncaktır. Suriye ve Irak'ı dizayn etme aracıdır. Batıya karşıt olan siyasetleri hedefleyen araçtır. Kimdir bu siyaset? Suriye, Irak ve tehlike olan İran'a baskı oluşturmak için ortaya çıkan bir girişimdir. Yine Ortadoğu'da üçüncü yolu seçen ve alternatif bir sistem yaratmak isteyen Rojava devrimidir. Bunu kendilerine tehlike gördüler. DAİŞ'i bu hale getiren bu siyasettir. Erdoğan, diyor ki, biz DAİŞ'e karşı koalisyonda yer alacağız. Zaten DAİŞ'i destekleyen onlar. Nasıl karşı olacaklar? ABD başkanı Barack Obama, 'DAİŞ gittiği yere kadar kovalayacağız' diyor. Ama DAİŞ herkesin gözü önünde Kobanê'de bir katliam yapma hazırlığında. Kimse sesini çıkarmıyor. Bu nasıl vurmadır? Sadece dünya kamuoyu görsün diye bir iki bomba atıyor. Onu da nereye attığı da belli değil. Şu anda Kobanê dünya kamuoyu için bir tiyatro sahnesidir. Herkes izlemekle yetiniyor. Kimse bir şey yapmıyor. Bu katliamların sorumlusu ABD ve koalisyon güçleridir.

Sizce Kobanê'de Kürtlere karşı uluslararası bir oyun mu devrede?

Birinci Dünya Savaşından bu yana Kürt halkı bölge siyasetine kurban ediliyor. Yüz yıldır yapılan bütün müdahalelerde amaç bölge siyasetine bir dizayn vermektir. Burada sadece yöntem ve format değişiyor. Bugün de kendi askerleri değil DAİŞ gibi çete örgütleriyle yapıyorlar. Bugün de Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı saldırı söz konusu. Çünkü bu güçler Ortadoğu'da alternatif ve demokratik bir sistem istemiyor. Rojava devrimi de bunun somutudur. Türkiye kendisi için, bölge güçleri ve kapitalist ülkeler de kendileri için tehlike görüyor ve saldırıyor. Ama bu saldırıları Kürt halkının özgürlük tutkusunu değiştiremeyecektir. 30 yıllık mücadelenin getirdiği bir birikim vardır. Kobanê'de durum ne olursa olsun bu özgürlük yürüyüşünü kimse durduramaz. DAİŞ'in gidişiyle başta Türkiye olmak üzere bütün ülkelerin siyaseti de boşa çıkacaktır. Ve Ortadoğu'da yeni bir süreç başlıyor.

Peki bu süreçte tarihte olduğu gibi Kürtlerin tekrardan kandırılması durumu var mı?

O zamanlar geride kaldı. Ne Kürtler eski Kürttür ne de Ortadoğu ve dünya eskisi gibidir. Kürtler artık örgütlü ve güçlüdür. Bedeli ne olursa olsun özgürlük için her şey yapılır. Kobanê bu konuda bir örnektir. Kürt halkı bu güne kadar hep direndi, bundan sonra da özgürlüğü için direnecektir.

Avrupa'da yaptığınız görüşmelerde uluslararası kuruluş temsilcileri kapalı kapılar arkasında ne diyor. Görüşleri nedir bu konuda?

Şengal ile başlayan süreçle birlikte istisnasız herkes büyük bir sempatiyle PKK'ye bakıyor ve DAİŞ ile savaştıkları için kutluyorlar. Bugün de Kobanê direnişiyle birlikte dayanışma içerisinde olduğunu söylüyorlar. Karşı çıkan yok. Türk devleti ve bazı gerici Arap devletleri dışında herkes, Kobanê halkının DAİŞ'e karşı direnişini destekliyor.

Peki kamuoyu bu kadar duyarlıyken devletler ve karar mekanizmaları niye sessiz? Göz önünde bir katliam yaşanıyor. Bunun altında ne gibi hesaplar var sizce?

Bu güçlerin Kobanê'ye karşı bir kararı var. Eğer bu karar olmasaydı her seferinde DAİŞ'e karşı ciddi olduğunu söyleyen koalisyon güçleri müdahale ederdi. Biz bunu çok açık bir şekilde söylüyoruz. Kürt Özgürlük Hareketi şahsında Rojava devrimine karşı bir konsept var. Kobanê'den sonra da bu konsepti diğer kantolara yönelikte yürütecekler. Bu yeni bir mücadele ve süreçtir. Bir halk savaşının başlangıcıdır. Bu aynı zamanda AKP'yi de bitirme sürecidir de.

Rojavalılar tarih boyunca Kürdistan'ın diğer parçaları için mücadele etti. Bedeller ödedi. Ancak bugün bir katliamla yüz yüze olan Rojava önümüzde duruyor ve Güney Kürdistan hükümeti sessiz.

Güney Kürdistan bir statüye sahip ve dünya tarafından tanınan bir yer. Ama sessizler. Bu sessizlik asla ve asla kabul edilemez. Bugün Kobanê'de yaşananlar dünyanın başka bir yerinde olsaydı kesinlikle güney hükümeti şimdiye kadar çoktan karşı çıkmıştı. Ne yazık ki, yanı başında kardeşlerinin uğradığı katliamı görmüyor ve görmemezlikten geliyor. Üç maymunları oynuyor. Bu yetmiyormuş gibi başbakan Nêçîrvan Barzanî, AKP sözcüsü gibi konuşarak, AKP'nin DAİŞ ile ilişkisinin olmadığını ve Türkiye'nin yardım etmediğini söylüyor.

Bu açıklama, Kürt siyaseti için kara bir lekedir. Onun için bu sessizlik sadece bizim değil dünya kamuoyunun da dikkatlerini çekiyor. Bu dünya siyasetinin üzerine olumsuz bir etki bırakıyor.

Güney Kürdistan Hükümeti'nin yaklaşımları farklı olsaydı dünya devletlerinin Kobanê'ye yönelik tavırları ne olurdu sizce?

Güney Kürdistan, başta olumlu bir tavır içerisinde olsaydı kesinlikle dünya devletlerinin yaklaşımları farklı olurdu. Şuanda Kobanê'de durum bambaşka olurdu. Güneyin sessizliği dünya devletlerinin Kobanê politikalarında belirleyici oldu. Sadece sessiz kalmadılar bizce AKP ile işbirliği yaptılar. Bu açık bir şekilde görünüyor.

Güney Kürdistan sadece KDP ile izah edilemez. Diğer siyasi partiler aydınlar şahsiyetler ve halkta da bir sessizlik var. Günlerdir Kuzey Kürdistan'da insanlar sınırlarda. Ama orada bir ses çıkmıyor.

KDP büyük rol oynuyor. Ama herşey KDP de değildir. Birçok siyasi parti, kuruluş ve şahsiyet var. Bir gelenek söz konusu. Eğer bu kesimler, ciddi bir hareket içerisinde olsalardı KDP üzerinde etkili olabilirdi. Hatta KDP dışında da etkili olurlardı. Onun için KDP ve Güney Kürdistan yönetimine karşı aydınlar, şahsiyetler sesini çıkarmalılar. Yürütülen bu siyasette onlarında payı var.

DAİŞ Güney Kürdistan için de tehlike oluşturmuyor mu?

Rabia'dan tutalım Xaneqin’e kadar DAİŞ Güney Kürdistan için bir tehdittir. Birçok yerde çatışma var. Gerek Güney Kürdistan gerek ise bütün Kürdistan parçaları için güney hükümetinin politikaları daha farklı olmalıydı. Kobanê savunması için tarihi bir rol oynamalıydı. Ne yazık ki bu olmadı. Ama tarih boyunca Kürt halkının vicdanında Güney Kürdistan hükümetinin Kobanê tavrı hep yargılanacaktır.

DAİŞ karşısında Irak ordusu, yenildi. Suriye ordusu dağıldı. Yine Güney Kürdistan'ın peşmerge gücü mevzileri bıraktı. Ama Kobanê kısıtlı olanaklarla 22 gündür büyük bir direniş var. Bu nasıl okunmalı sizce?

YPG ve YPJ militanları Rêber Apo felsefesiyle direniyorlar. Bu felsefe ki 40 yıldır, mücadele ediyor. Bu felsefenin direniş tarihini okumak lazım. Amed zindanında nasıl bir direniş oldu? Karanlıklar nasıl aydınlığa dönüştü. Bunları iyi okumak gerek. Bugün Kobanê'de olan ruh da budur. Onun için DAİŞ çeteleri 22 gündür Kobanê'ye giremiyor. Her tarafı 24 saatte işgal eden bu örgüt, Kobanê'ye giremiyor. Ya Kobanê onlara mezar olacak ya da direnen Kobanê savaşçılarının cesetlerine basarak, girerler. Bu direnişi tarih yazacaktır. Bizim için bu barbarlara karşı savaş yeni başlıyor. Sonuçları ne olursa olsun Kobanê mücadelesi yeni başlıyor. Yeni bir sürece giriyoruz.

Bu saatten sonra çözüm süreci nasıl devam eder?

Her şey Kobanê'ye bağlıdır. Kobanê ve Rojava halkına karşı olan bir güçle çözüm olmaz. Bu da AKP'dir. Onun için bu şartlarda çözüm süreci yürümez.

Bu sözlerden “çözüm süreci bitmiştir“ mi anlamalıyız?

Kesinlikle... Rêber Apo ve KCK yetkilileri de defalarca bunu kamuoyuna deklere ettiler, bunu zaten.

Kürt halkına ne gibi bir çağrınız var...

Açık ve nettir çağrımız, biz yokluktan ve sıfırdan bu günlere geldik. Bütün bunlar halkın gücüyle oldu. Hiç bir gücün desteğiyle gelmedik. Halk bedel ve emek ödeyerek, bu hareketi büyüttü. Bugün Kobanê'de öyle olacak. Kimse tereddüt içinde olmasın. Netice ne olursa olsun bu süreçten sonra kaybeden olan biz olmayacağız. Geleceğin Ortadoğu'sunda kazanan Kürt halkı olacaktır. Onun için herkes Kobanê direnişinde rol oynamalı. Herşeyi YPG ve YPJ'ye bırakmamalı. Onlar zaten misyonlarını fazlasıyla yerine getiriyor. Avrupa'daki halkımız artık ayaklanmalı. Evet bir mücadele var ama yeterli değil. Olağan üstü bir süreç yaşıyoruz. Sokaklara dökülerek, ancak bir etki yaratabiliriz. Yine Kuzey halkımız ve metropollerde yaşayan Kürtler, ayaklanmalı. Dostlarımız ve demokratik kesimler, Kobanê'ye sahip çıkması için bir şeyler yapmalı. AKP siyasetine karşı seslerini çıkarmalılar. Güney Kürdistan'da sessiz kalmamalı. / Firatnews

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.