Sınır hattında dün askerlerce hedef gözetilerek başından vurulan Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi (TÖPG) üyesi ve Marmara Üniversitesi Yüksek lisans öğrencisi Kader Ortakaya’nın Kobanê’ye geçmeden önce ailesine ulaştırılması için bir mektup kaleme aldı. Kaleme aldığı mektup daha ailesine ulaşmadan yaşamını yitiren Ortakaya, mektubunda Kobanê’ye tüm insanlık için savaşmaya gittiğini belirtirken, ailesinden de mücadelesini sahiplenmelerini istiyor. İşte Ortakaya’nın tarihi direnişe katılmak için Kobanê’ye gitmeden önce ailesi için kaleme aldığı o mektubu:
“Değerli ailem
Ben Kobanê’deyim. Bu savaş sadece Kobanê’de yaşayan insanların değil, hepimizin savaşı. Bende çok sevdiğim ailem ve tüm insanlık için bu savaşa katılıyorum. Eğer bu savaşı kendi savaşımız olarak görmezsek, yarın bombalar bizim evimize düştüğünde yalnız kalırız. Bu savaşın kazanılması bu yoksulların ve sömürülenlerin de kazanmasıdır. Ben bu savaşa katılarak aileme ve tüm insanlığa memur olmaktan daha çok fayda sağlayacağıma inanıyorum. Sizi üzdüğüm için bana belki kızacaksınız ama haklı olduğumu er ya da geç anlayacaksınız.
Ben istiyorum ki bütün insanlar özgür ve eşit bir şekilde yaşasın. Hiç kimse bir lokma ekmek, başını sokacak bir ev için ömrü boyunca sömürülmesin. Bunların olabilmesi içinde savaşmak ve mücadele etmek gerekiyor.
Savaş bitince Kobanê kazanılınca geri geleceğim. Geldiğimde arkadaşlarıma güzel davranın. Beni bulmaya çalışmayın. Bu çabanızın sonuç vermesi mümkün değildir. Size bu mektubu yazmamın en önemli sebeplerinden biri de beni arama yollarına düşüp yorulmanızı, yıpranmanızı, istemeyişimdir. Eğer başıma bir şey gelirse mutlaka haberiniz olur zaten.
Döndüğümde hapse girmemi, hapishanede işkence görmemi istemiyorsanız sakın polise ya da devletin her hangi bir kurumuna başvurmayın. Eğer böyle bir şey yaparsanız bundan hem ben hem ailem hem de bütün arkadaşlarım zarar görecektir. Benim Kobanê’ye gittiğimi akrabalarımız dahil kimseye söylemen ki geldiğimde hapse girmeyeyim. Bu notu okuduktan sonra yırtıp atın mutlaka.
Benim için bir şey yapmak isterseniz mücadelemi sahiplenin. Yıllardır devletin bütün yaptığı olumsuzluklara sessiz kaldınız. İnsanların öldürülmesine sokak ortasında gazlanmasına, Roboskî’deki gibi bombalanmasına buna artık yeter deyin. Ben yanınızda olsaydım eylemlere katılmaya ve derneklere gitmeye devam edecektim. Ben gelene kadar mücadelemi size emanet ediyorum.
Başta Annem ve Babam olmak üzere Ada, Deniz, Zelal ve doğacak Mahir’i ve hepinizi kucaklıyorum. Kadri kardeşime özel selamlar. O kendine yakışır gibi davranacaktır.
Hepinizi devrimci duygularımla kucaklıyorum.
Telefon abimin hediyesiydi. İçinde fotoğraflarımız var. Burs kartımı anneme yolluyorum. Ben gelene kadar ilaçlarını alsın.
Hepinizi çok seviyorum.
Şimdilik hoşça kalın.”