Dün akşam Sterk TV'de yayınlanan ROJEV programına konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, çözüm süreci, Kobanê zaferi ve Şengal'deki son durumu değerlendirdi.
Çözüm sürecine ilişkin bir ilerlemenin olmadığı ve henüz müzakere sürecine geçilmediğini vurgulayan Ok, “Bırakalım çözümü henüz müzakere süreci bile başlamadı. Zaman geçiyor. Bu zihniyetle çözümün olması zordur ve olmazda. Biz AKP'nin çözüm için adım atmasını isterdik. Şubat başında, Ocak sonunda çözüm olmasını isterdik. AKP'nin çözüme gelmesini istedik ama gelmedi ve gelmesi zordur. Bu zihniyetle çözüm olması mümkün değildir” diye konuştu.
“Bundan sonra ne olacak” sorusuna ilişkin de Ok, Kobanê direnişinde olduğu gibi, Kürt halkının kendi öz gücüyle mücadelesini yürütüp, başarıyı elde edeceğini kaydetti. Ok, “AKP'yi, Devleti çözüme zorlayacaktır” dedi.
Kürt halkının bahar başında yeni bir ruh, yüksek bir moral ile yeni bir mücadele hamlesine hazır olması gerektiğini kaydeden Ok şöyle devam etti: “Bu mücadele çok yönlü olacaktır. Daha sonuç alıcı bir mücadele olacaktır. Bu kendini savunma, diplomatik ve siyasi bir mücadele olacaktır.”
Başından itibaren iki alternatif olduğunu hatırlatan Ok, “Ya müzakere ya da kendi mücadelemizle halkımızı özgürleştireceğiz, statümüzü oluşturacağız. Ama şimdi müzakere ile olmayacağı anlaşıldı. Eğer bugün yarın, yani çok kısa sürede müzakere başlamazsa bu süreç adına bir şey kalmadı diyebiliriz. AKP'nin adım atacağına yönelik şimdiye kadar bir işaret bulunmuyor” dedi.
Kobanê direnişini de değerlendiren KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, Kobanê'de AKP siyasetinin çöktüğünü söyledi. Ok, Suriye'de Kürt iradesi tanınmadan bir şey olamayacağının altını çizdi.
Ok, Erdoğan'ın, “Kobanê'yi yıkıldı kim yapacak” sözlerine ise şöyle yanıt verdi: “Kobanililer artık özgür kentlerine dönsün. Kendi imkanları ile özgür bir şehir kursun. Daha dün yıkmak isteyen Erdoğan bugün kurmak istiyor. Kobanêlilerin ona ihtiyacı yok.”
Şengal'in de Kobanê gibi kısa bir sürede özgürleşeceğine inandığını belirten Sabri Ok, Şengal'deki ÊzîdÎleri korumanın herkesin görevi olduğunu ve orada oluşacak bir statünün Güney Kürdistan yönetimini de güçlendireceğini belirtti.