‘BİZİM İŞİMİZ GAZETECİLİK’
Ziyarete ilişkin hazırlanan raporda tutuklu yazar ve yöneticilerin ifadeleri şöyle yer alıyor:
Murat Sabuncu: Bizim işimiz gazetecilik. “FETÖ”cü bir savcının iftirası nedeniyle buradayız. Canımız acıyor, yine de suçsuzluğumuzun en kısa sürede anlaşılacağını biliyoruz. Türkiye cezaevlerinde 200’ün üzerinde gazeteci tutukluyken, vekiller cezaevine konmuşken sadece kendimiz için özgürlük istemek bizi utandırır. O yüzden bütün düşünce suçluları ve muhalifler için, herkes için özgürlük istiyoruz.
‘ÖLÜ DOĞMUŞ BİR DAVA’
Kadri Gürsel: Bu operasyon Cumhuriyet’i yok etmeye yönelik bir operasyonu. Kişisel bir nedenle değil, bu nedenle buradayız. Bizim burada başımız dik, alnımız açık. Bize yönelik suçlamaları duyunca gülüyoruz. Ölü doğmuş bir davayla karşı karşıyayız. Siyasi operasyonun boşa çıkarılması için örgütlü toplum tepki göstermelidir.
Güray Öz: Kitap gelmiyor. Yazmak yasak. Burada kalmak, mücadelenin bir parçasıdır.
Turhan Günay: Kitaplarla ilgili yazılarım var, siyasi hiçbir yazım yok ama yazdıklarımı okuyamayan bir savcı var. 51 bin TL’yi 51 milyon TL gören bir savcı var.
Musa Kart : Her voltaya çıkışımda / Silivri’nin tüm kargaları / Üşüşüyor başıma / Hakkımda açılan davayı anlatıyorum / Onlar gülüyor / Ben gülüyorum...
Mustafa Kemal Güngör : Bu iktidarın hedefi Cumhuriyet’i bitirmek.
‘ZEKERİYA ÖZ’Ü KOPYA EDİYORLAR’
Hakan Kara: Bu soruşturma trajikomik bir soruşturma. Kaçan Savcı Zekeriya Öz’ü kopya ediyorlar. Zekeriya Öz yöntemiyle soruşturmayı yürütüyor.
Önder Çelik: 7 reklamı suç gösteriyorlar. Sabah 85 kez, biz 7 kez reklam almışız. Bu mantığa göre Sabah gazetesinin tüm yazarları ve çalışanları tutuklanmalı.
Bülent Utku: Can Dündar’ın yaptığı haberi gündeme getiriyorlar. Anayasa Mahkemesi ‘haber’ demiş. Bir davadan hem Can Dündar hem Erdem Gül’e hem de bize ceza vermeye kalkıyorlar. / Evrensel