Ülkelerinde yaşanan savaştan kaçan Suriye ve Afganistan başta olmak üzere farklı pek çok milletten insan, kurtuluş olarak gördükleri Avrupa ülkelerine gidebilmek için ilk durak olarak Yunan adalarına ulaşmaya çalışıyor. Kaçak göçmenlerin Avrupa'ya açılan kapı olarak gördükleri adaların başında ise Midilli geliyor. Bugüne kadar Yunan adalarına geçmek isterken yakalanan veya hayatını kaybeden kaçak göçmenlerin dramını aktaran DHA muhabirleri bu kez Midilli'ye geçmeyi başanların yaşamına tanık olup görüntüledi. Özellikle, Çanakkale'nin Ayvacık, Balıkesir'in Ayvalık ve İzmir'in Dikili ilçelerinin sahillerinden lastik botlarla gecenin karanlığında yola çıkıp, sabahın ilk ışıklarıyla Midilli Adası sahillerine ayak basan kaçak göçmenler, özgürlüklerine ilk adımı atmış oluyor. Yaşanan büyük insanlık dramına dünyanın değişik bölgelerinden adaya gelen sivil gönüllüler yardım elini uzatıyor. Gönüllü doktorlar sağlık hizmeti sunmaya çalışırken, sivil gönüllüler topladıkları yiyecek ve içecekleri kaçak göçmenlere ulaştırmaya çalışıyor. Ancak her sabah yüzlerce yeni kaçak göçmenin ulaştığı Midilli Adası, artık bu yükü taşıyamıyor.
MİDİLLİ LİMANI BOT MEZARLIĞINA DÖNÜŞTÜ
Midilli Adası'na her sabah günün ilk ışıklarıyla birlikte yasa dışı yollardan yüzlerce yeni kaçak göçmen ayak basıyor. Bu durum adada o kadar benimsenmiş ki, Yunan Sahil Güvenlik Botları ada sahillerinden her sabah umut yolculuğunda kullanılan çok sayıda bot, bunlara ait motor ve can yeleklerini toplayıp Midilli Limanı'na getiriyor. Botlar vinçler ile denizden çıkarılıp rıhtıma taşınıyor. Bir yanda botlar, diğer yanda bu botlara ait motorlar ve can yeleklerinin çokluğu nedeniyle rıhtım adeta bot mezarlığına dönüşmüş durumda. Ayvalık'tan kalkan feribotlarla seyahat eden turistleri de adada ilk olarak bu bot mezarlığı karşılıyor.
GEMİ GÖLGESİNDE AVRUPA RÜYASI
Midilli Adası'na ulaşmayı başaran kaçak göçmenlerden büyük bölümü liman bölgesinde hiç de insani olmayan koşullarda yaşıyor. Limandaki Gümrük Sahası'nda oluşturulan kabul merkezinde adaya kaçak yollardan ulaşanların kayıtları yapılıyor. Parmak izleri alınan göçmenler sağlık kontrolünden geçirildikten sonra artık özgürlüklerine kavuşmuş oluyor. Ancak onlar için Midilli'de yeni bir mücadele başlıyor. Kabul işlemleri yapılan kaçak göçmenler, otobüslere bindirilerek adadaki Moria ve Pikpa Kampları ile Kartepe Çadır Kenti'ne taşınıyor. Kamplara gitmek için otobüs bekleyen kaçak göçmenlerden bazıları da bunaltan sıcak havada iskeleye yanaşmış olan ve her gün Atina'ya sefer yapan geminin gölgesinde yatarak dinlenirken, Avrupa ülkelerine ulaşacakları günün hayalini kuruyor.
"GEMİ VE UÇAKLARDA YER YOK"
Özellikle son günlerde adaya ulaşan kaçak göçmenlerin sayıları 10 bine yaklaşmış durumda. Aslında, adaya kaçak yollarla gelenler 5-6 günlük süre içerisinde gemi veya uçak ile Atina'ya gönderiliyor. Ancak, bugünlerde ada Meryem Ana Haftası nedeniyle iç turizmde büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Mytonis Tours Acentesi yetkilisi Dimitris Bernardakis, iç turizmdeki yoğunluk nedeniyle Atina'ya sefer yapan gemi ve uçaklarda önümüzdeki 15 gün için yer olmadığını belirtip, "Kaçaklar da bu yüzden adada sıkışıp kaldı. Kayıtlarını yaptıran kaçaklar maalesef uçak ve gemilerde yer olmadığı için gidemiyorlar. Adada her zaman illegal yollardan gelen kaçaklar oluyordu. Ama bu kadar çok rakamlarla ilk defa karşılaşıyoruz" dedi.
KAMPLAR DOLUNCA SOKAKLARA TAŞTILAR
Özellikle Yunanistan'dan Meryem Ana Haftası için adaya gelenlerin dönüşleri nedeniyle gemi ve uçaklarda yer bulamayan kaçak göçmenler, daha uzun süre adada beklemek durumunda kalıyor. Atina'ya gitmek için bekleyen kaçak göçmenler en erken 15 gün sonrasına bilet bulabiliyor. Bu yüzden de ada kaçak göçmenler, konusunda şimdiye kadarki en kalabalık günlerini yaşıyor. Adadaki 3 kampta tamamen doldu. Buralarda yer bulamayanlar, mecburen şehrin cadde ve sokaklarını, parklarını, deniz kenarlarını, en kötü ihtimalle de bir ağaç gölgesini kendilerine mesken ediniyor. Şanslı olanlar kurdukları küçük çadırlarda kalıyor. Onlar kadar şanslı olmayanlar ise bir bank üzerinde, ya da bir ağaç gölgesinin altında yerlerde oturup, yatarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
TURİSTİK BÖLGELERDE DE MANZARA AYNI
Yaşanan insanlık dramını en iyi somut şekilde gösteren bu tür manzaralar adanın her yerinde mevcut. Turizmin en yoğun yaşandığı Molivos ve Petra gibi bölgeler de dahi aynı şekilde kaçak göçmenlerin yaşadıkları insanlık dramını gösteren manzaralar ortaya çıkıyor. Kaçak yolculuğun sonunda adaya ulaşanlar nerede bir çeşme bulursa orada toplanıyor. Çeşmelerde yıkanan elbiseler kurutulmak için yol kenarlarındaki bariyerlerin üzerine asılınca ortaya ilginç görüntüler çıkıyor. Yol kenarların, yere yatıp bekleyen ve uyuyan kaçaklarla dolu. Çocuklar da anne ve babaları ile aynı kaderi yaşıyor. Yolculuk sırasında vücut dirençleri düşen çocuklar yattıkları yerde uyuyup kalıyor. Kimi zaman annelerinin tarafından sallanarak kimi zaman da yerde taşların üzerine uzanarak uyuyakalmış çocukların durumu görenlerin yüreklerini sızlatıyor. Parası olanlar bir şekilde dükkanlardan aldıkları yiyeceklerle karınlarını doyuruyor. Ancak parası olmayanlar kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor. Çoğu zaman bir parça kuru ekmeği yiyerek karınlarını doyurmaya çalışıyor. Yaşanan insanlık dramındaki en dikkat çekici noktalar ise kaçakların duş yapacakları, giysilerini yıkayacakları yer olmaması. Bu yüzden nerede bir çeşme bulurlarsa orada kıyafetlerini sudan geçirip, sağa sola asarak kurutuyorlar. Tuvalet ise onlar için en büyük sorun. Özellikle kadınlar bu konuda büyük mağduriyet yaşıyor. Anneler, bebeklerinin altını ise yollarda, park etmiş arabaların arasında değştiriyor. Kaçak göçmenler, hijyenik olmayan şartlarda yaşamaya çalışıyor.
DENİZE GİRİP SERİNLİYORLAR
Midilli Adası'nın birçok yerinde halk plajları ve otellere ait plajlar mevcut. Adaya turistik seyahat yapanlar buralarda denize girerek, keyif yaparken, Midilli Limanı'ndaki Gümrük Sahası'nın sahil kesiminde Meryem Ana Anıtı'nın da bulunduğu bölgede denizin keyfini çıkaran kaçak göçmenler de var. Atina'ya gidecekleri günü beklerken sıcaktan bunalan kaçak göçmenler, Meryem Ana Anıtı'nın altındaki iskelede denize giriyor. Kaçakların bir çoğunun, umut yolculuğu sırasında tedbir amaçlı olarak yanlarında taşıdıkları can yeleklerini giyerek denize girmesi dikkat çekiyor. Kaçaklardan yetişkin olanlar, özellikle çocuklarına can yeleği giydirip denize atarak yüzmeyi öğretmeye çalışıyor. Kaçak göçmen plajına dönüşen bu alanın 200 metre ilerisinde ise adaya turist olarak gelenlerin denize girdiği halk plajı yer alıyor. Denize girip serinleyen kaçaklar iskelenin yanındaki duşta yıkanıyor. Burada tek bir duş olması nedeniyle denizden çıkanlar duşu kullanabilmek için birbiriyle yarışıyor. Çocukların, duştan şişelere doldurdukları suları içmeleri çaresizliğin fotoğrafını oluşturuyor.
GÖÇ YOLUNDA 3 ÇOCUK
Ülkesindeki savaştan kaçarak 1 yıl önce Midilli Adası'na gelmeyi başarın Afganistanlı Yasin Samadi'nin (25), yaşam hikayesi ise oldukça dikkat çekici. Samadi, eşi Hatice ile izinsiz evlendiğini ve bu nedenle de bazı kişilerce takip edilerek tehdit edildiği için önce İran'a, oradan da Türkiye'ye kaçtıklarını aktardı. İran'da bir kızlarının olduğunu anlatatan Samadi, "Sonra Türkiye'ye kaçtık. İki yıl burada kaldık. Bu süre içinde bir de erkek çocuğumuz oldu. Bir yıl önce de Ayvalık Sarımsaklı sahilinden lastik botla Midilli Adası'na geldik. 10 kişi bindiğimiz botun motorunun yakıtı yolda bitti. 4 saat denizde kaldık. Sonra Sahil Güvenlik bizi alıp limana getirdi. Buradan Almanya'ya gitmek istiyoruz. Ancak, bu iş sandığımız kadar kolay değilmiş. Bir yıldır Almanya'ya gitmek için pasaport bekliyorum. Bu süre içinde eşim burada da bir erkek çocuğuna daha hamile kaldı. 2 ay sonra doğum yapacak. Üçüncü çocuğumuz da ya burada doğacak ya da Almanya'da" dedi.
HEDEFLERİ ALMANYA
Midilli'ye kaçak yollarla gelenlerin hemen hemen hepsinin gitmeyi hedefledikleri ülke hemen hemen aynı. Yunanistan onlar için Avrupa'ya geçişte yalnızca bir köprü. Asıl hedef Almanya'ya ulaşmak. Orada yeni bir hayat kurup insanca yaşamak istiyorlar. Almanya'ya gitmeyi hedefleyen kaçaklardan birisi de Afganistanlı 22 yaşındaki Tawus Mirşikar. Savaş nedeniyle önce İran'a, sonra da Türkiye'ye geçtiklerini, kaçak yollarla da Midilli'ye ulaştıklarını anlatan Mirşikar, Midilli'ye bir hafta önce geldiklerinde adadaki kaçak sayısının bu kadar fazla olmadığını söyledi. Mirşikar, "Biz geldiğimizde daha az kişi vardı. Şu an durum çok kötü. Çok kalabalık. Günden güne sayı artıyor. Paramız olmadığı için çok zor şartlarda yaşamımızı sürdürüyoruz. En büyük sorun bir tuvalet dahi olmaması. Biz kabul merkezine kayıt yaptırdık ve biletimizi aldık. Ama gemide yer olmadığı için hala gidemiyoruz. Bir haftadan beri burada çok zor şartlarda kalıyoruz. Önce Atina'ya gideceğiz. Oradan Makedonya, Sırbistan, sonra Avrupa'ya ilerleyeceğiz. Son durağımız inşallah Almanya olacak" dedi.
MİDİLLİ LİMANI BOT MEZARLIĞINA DÖNÜŞTÜ
Midilli Adası'na her sabah günün ilk ışıklarıyla birlikte yasa dışı yollardan yüzlerce yeni kaçak göçmen ayak basıyor. Bu durum adada o kadar benimsenmiş ki, Yunan Sahil Güvenlik Botları ada sahillerinden her sabah umut yolculuğunda kullanılan çok sayıda bot, bunlara ait motor ve can yeleklerini toplayıp Midilli Limanı'na getiriyor. Botlar vinçler ile denizden çıkarılıp rıhtıma taşınıyor. Bir yanda botlar, diğer yanda bu botlara ait motorlar ve can yeleklerinin çokluğu nedeniyle rıhtım adeta bot mezarlığına dönüşmüş durumda. Ayvalık'tan kalkan feribotlarla seyahat eden turistleri de adada ilk olarak bu bot mezarlığı karşılıyor.
GEMİ GÖLGESİNDE AVRUPA RÜYASI
Midilli Adası'na ulaşmayı başaran kaçak göçmenlerden büyük bölümü liman bölgesinde hiç de insani olmayan koşullarda yaşıyor. Limandaki Gümrük Sahası'nda oluşturulan kabul merkezinde adaya kaçak yollardan ulaşanların kayıtları yapılıyor. Parmak izleri alınan göçmenler sağlık kontrolünden geçirildikten sonra artık özgürlüklerine kavuşmuş oluyor. Ancak onlar için Midilli'de yeni bir mücadele başlıyor. Kabul işlemleri yapılan kaçak göçmenler, otobüslere bindirilerek adadaki Moria ve Pikpa Kampları ile Kartepe Çadır Kenti'ne taşınıyor. Kamplara gitmek için otobüs bekleyen kaçak göçmenlerden bazıları da bunaltan sıcak havada iskeleye yanaşmış olan ve her gün Atina'ya sefer yapan geminin gölgesinde yatarak dinlenirken, Avrupa ülkelerine ulaşacakları günün hayalini kuruyor.
"GEMİ VE UÇAKLARDA YER YOK"
Özellikle son günlerde adaya ulaşan kaçak göçmenlerin sayıları 10 bine yaklaşmış durumda. Aslında, adaya kaçak yollarla gelenler 5-6 günlük süre içerisinde gemi veya uçak ile Atina'ya gönderiliyor. Ancak, bugünlerde ada Meryem Ana Haftası nedeniyle iç turizmde büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Mytonis Tours Acentesi yetkilisi Dimitris Bernardakis, iç turizmdeki yoğunluk nedeniyle Atina'ya sefer yapan gemi ve uçaklarda önümüzdeki 15 gün için yer olmadığını belirtip, "Kaçaklar da bu yüzden adada sıkışıp kaldı. Kayıtlarını yaptıran kaçaklar maalesef uçak ve gemilerde yer olmadığı için gidemiyorlar. Adada her zaman illegal yollardan gelen kaçaklar oluyordu. Ama bu kadar çok rakamlarla ilk defa karşılaşıyoruz" dedi.
KAMPLAR DOLUNCA SOKAKLARA TAŞTILAR
Özellikle Yunanistan'dan Meryem Ana Haftası için adaya gelenlerin dönüşleri nedeniyle gemi ve uçaklarda yer bulamayan kaçak göçmenler, daha uzun süre adada beklemek durumunda kalıyor. Atina'ya gitmek için bekleyen kaçak göçmenler en erken 15 gün sonrasına bilet bulabiliyor. Bu yüzden de ada kaçak göçmenler, konusunda şimdiye kadarki en kalabalık günlerini yaşıyor. Adadaki 3 kampta tamamen doldu. Buralarda yer bulamayanlar, mecburen şehrin cadde ve sokaklarını, parklarını, deniz kenarlarını, en kötü ihtimalle de bir ağaç gölgesini kendilerine mesken ediniyor. Şanslı olanlar kurdukları küçük çadırlarda kalıyor. Onlar kadar şanslı olmayanlar ise bir bank üzerinde, ya da bir ağaç gölgesinin altında yerlerde oturup, yatarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
TURİSTİK BÖLGELERDE DE MANZARA AYNI
Yaşanan insanlık dramını en iyi somut şekilde gösteren bu tür manzaralar adanın her yerinde mevcut. Turizmin en yoğun yaşandığı Molivos ve Petra gibi bölgeler de dahi aynı şekilde kaçak göçmenlerin yaşadıkları insanlık dramını gösteren manzaralar ortaya çıkıyor. Kaçak yolculuğun sonunda adaya ulaşanlar nerede bir çeşme bulursa orada toplanıyor. Çeşmelerde yıkanan elbiseler kurutulmak için yol kenarlarındaki bariyerlerin üzerine asılınca ortaya ilginç görüntüler çıkıyor. Yol kenarların, yere yatıp bekleyen ve uyuyan kaçaklarla dolu. Çocuklar da anne ve babaları ile aynı kaderi yaşıyor. Yolculuk sırasında vücut dirençleri düşen çocuklar yattıkları yerde uyuyup kalıyor. Kimi zaman annelerinin tarafından sallanarak kimi zaman da yerde taşların üzerine uzanarak uyuyakalmış çocukların durumu görenlerin yüreklerini sızlatıyor. Parası olanlar bir şekilde dükkanlardan aldıkları yiyeceklerle karınlarını doyuruyor. Ancak parası olmayanlar kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor. Çoğu zaman bir parça kuru ekmeği yiyerek karınlarını doyurmaya çalışıyor. Yaşanan insanlık dramındaki en dikkat çekici noktalar ise kaçakların duş yapacakları, giysilerini yıkayacakları yer olmaması. Bu yüzden nerede bir çeşme bulurlarsa orada kıyafetlerini sudan geçirip, sağa sola asarak kurutuyorlar. Tuvalet ise onlar için en büyük sorun. Özellikle kadınlar bu konuda büyük mağduriyet yaşıyor. Anneler, bebeklerinin altını ise yollarda, park etmiş arabaların arasında değştiriyor. Kaçak göçmenler, hijyenik olmayan şartlarda yaşamaya çalışıyor.
DENİZE GİRİP SERİNLİYORLAR
Midilli Adası'nın birçok yerinde halk plajları ve otellere ait plajlar mevcut. Adaya turistik seyahat yapanlar buralarda denize girerek, keyif yaparken, Midilli Limanı'ndaki Gümrük Sahası'nın sahil kesiminde Meryem Ana Anıtı'nın da bulunduğu bölgede denizin keyfini çıkaran kaçak göçmenler de var. Atina'ya gidecekleri günü beklerken sıcaktan bunalan kaçak göçmenler, Meryem Ana Anıtı'nın altındaki iskelede denize giriyor. Kaçakların bir çoğunun, umut yolculuğu sırasında tedbir amaçlı olarak yanlarında taşıdıkları can yeleklerini giyerek denize girmesi dikkat çekiyor. Kaçaklardan yetişkin olanlar, özellikle çocuklarına can yeleği giydirip denize atarak yüzmeyi öğretmeye çalışıyor. Kaçak göçmen plajına dönüşen bu alanın 200 metre ilerisinde ise adaya turist olarak gelenlerin denize girdiği halk plajı yer alıyor. Denize girip serinleyen kaçaklar iskelenin yanındaki duşta yıkanıyor. Burada tek bir duş olması nedeniyle denizden çıkanlar duşu kullanabilmek için birbiriyle yarışıyor. Çocukların, duştan şişelere doldurdukları suları içmeleri çaresizliğin fotoğrafını oluşturuyor.
GÖÇ YOLUNDA 3 ÇOCUK
Ülkesindeki savaştan kaçarak 1 yıl önce Midilli Adası'na gelmeyi başarın Afganistanlı Yasin Samadi'nin (25), yaşam hikayesi ise oldukça dikkat çekici. Samadi, eşi Hatice ile izinsiz evlendiğini ve bu nedenle de bazı kişilerce takip edilerek tehdit edildiği için önce İran'a, oradan da Türkiye'ye kaçtıklarını aktardı. İran'da bir kızlarının olduğunu anlatatan Samadi, "Sonra Türkiye'ye kaçtık. İki yıl burada kaldık. Bu süre içinde bir de erkek çocuğumuz oldu. Bir yıl önce de Ayvalık Sarımsaklı sahilinden lastik botla Midilli Adası'na geldik. 10 kişi bindiğimiz botun motorunun yakıtı yolda bitti. 4 saat denizde kaldık. Sonra Sahil Güvenlik bizi alıp limana getirdi. Buradan Almanya'ya gitmek istiyoruz. Ancak, bu iş sandığımız kadar kolay değilmiş. Bir yıldır Almanya'ya gitmek için pasaport bekliyorum. Bu süre içinde eşim burada da bir erkek çocuğuna daha hamile kaldı. 2 ay sonra doğum yapacak. Üçüncü çocuğumuz da ya burada doğacak ya da Almanya'da" dedi.
HEDEFLERİ ALMANYA
Midilli'ye kaçak yollarla gelenlerin hemen hemen hepsinin gitmeyi hedefledikleri ülke hemen hemen aynı. Yunanistan onlar için Avrupa'ya geçişte yalnızca bir köprü. Asıl hedef Almanya'ya ulaşmak. Orada yeni bir hayat kurup insanca yaşamak istiyorlar. Almanya'ya gitmeyi hedefleyen kaçaklardan birisi de Afganistanlı 22 yaşındaki Tawus Mirşikar. Savaş nedeniyle önce İran'a, sonra da Türkiye'ye geçtiklerini, kaçak yollarla da Midilli'ye ulaştıklarını anlatan Mirşikar, Midilli'ye bir hafta önce geldiklerinde adadaki kaçak sayısının bu kadar fazla olmadığını söyledi. Mirşikar, "Biz geldiğimizde daha az kişi vardı. Şu an durum çok kötü. Çok kalabalık. Günden güne sayı artıyor. Paramız olmadığı için çok zor şartlarda yaşamımızı sürdürüyoruz. En büyük sorun bir tuvalet dahi olmaması. Biz kabul merkezine kayıt yaptırdık ve biletimizi aldık. Ama gemide yer olmadığı için hala gidemiyoruz. Bir haftadan beri burada çok zor şartlarda kalıyoruz. Önce Atina'ya gideceğiz. Oradan Makedonya, Sırbistan, sonra Avrupa'ya ilerleyeceğiz. Son durağımız inşallah Almanya olacak" dedi.