ŞemdinliHaber

Liceliler: Başbakana güvenmiyoruz

Güncel

Kalekol yapımlarına karşı başlattıkları direnişin üçüncü haftasında askerlerin, sivillerin üzerine ateş açması sonucu iki kişinin yaşamını yitirdiği Lice’de gerilim yüksek.

Kalekol yapımlarına karşı başlattıkları direnişin üçüncü haftasında askerlerin, sivillerin üzerine ateş açması sonucu iki kişinin yaşamını yitirdiği Lice’de gerilim yüksek. İlçe halkı, kalekol yapımları durana kadar eylemlerini sürdürmekte kararlı olduklarını söylüyor. Diyarbakır–Bingöl kara yolunun çeşitli noktalarında yollar hâlâ gençler tarafından kapalı tutuluyor. Lice’de yaşananları siyasetçiler ve ilçe halkıyla konuştuk. Eylemleri ancak PKK lideri Abdullah Öcalan’ın açık çağrısıyla sonlandırabileceklerini söyleyen Liceliler, hükümeti bir an önce somut adım atmaya çağırıyor.


OĞLUMU SAVAŞTA YİTİRDİM ARTIK SAVAŞ İSTEMİYORUM

Lice’de yaşayan Mehmet Mengin, “Lice halkı olarak taleplerimiz var. Cezaevlerinin boşatılması, dağdaki tüm gerillaların inmesi ve Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasını istiyoruz” diyor. Halkın kalekolları istemediğini söyleyen Mengin, “Başbakan barıştan söz ediyor. Eğer barış olacaksa karakol yerine fabrika yapılsın, bu gençler iş sahibi olsun” diyor. İki yıl önce oğlunun gerilla saflarında yaşamını yitirdiğini anlatan Mengin, “İçimiz yanıyor. Artık barış istiyoruz. 5 yaşındaki çocuk bile barış diyor ama Başbakan adım atmamak da ısrar ediyor” şeklinde konuştu. İktidarın, halkın taleplerini karşılaması gerektiğini dile getiren Mengin, “Haftalardır her yerde insanlar yollarda, çadırlarda, dağlarda oturuyor, bekliyor. Kimse bunu keyfinden yapmıyor. İktidarın adım atarak sorunu çözmesi lazım artık” dedi.

AKİL İNSANLAR LİCE’YE GELMELİ

Liceli Eşref Taşkın da “Herkes gibi barış, özgürlük istiyoruz” diyerek başlıyor sözlerine. Cezaevlerindeki çocuklarının özgür kalmasını istediklerini söyleyen Taşkın, “Belediye önünde bazı aileler ‘Çocuklarımız gelsin’ diye eylem yapıyor. Biz de cezaevlerindeki çocuklarımızı istiyoruz. Biz ne yapalım, nereye gidelim? Artık anneler ağlamasın diye kalıcı çözüm istiyoruz” dedi. Barış sürecinde samimiyet beklediklerini belirten Taşkın, “İki haftadır kara yolu kapalı. Akil insanlar vardı. Neden Başbakan bu akil insanları Lice’ye yollamıyor? Bu insanlar barış istedikleri için yolları kapatıyor, eylem yapıyor” dedi. Güvenlikçi önlemlerin sorunu çözemeyeceğini anlatan Taşkın, “Bu sorunun tek çözüm noktası barıştır. Başbakan adım atmadan, sorun çözülmeyecek” ifadelerini kullandı. Akil insanların Lice’ye gelmesi gerektiğinin altını çizen Taşkın, Kürtlerin hükümete olan güvenlerini tamamen kaybettiklerini de ekliyor sözlerine.

BÖYLE DEVAM EDERSE YOLLAR KAPANIR

Fehmi Taşkın isimli Liceli sürecin bozulma tehlikesi olduğuna dikkat çekerek, “Atılan tek adım yok” diyor. 1.5 yıldır Kürt halkının somut adım beklediğini söyleyen Taşkın, “Biz Başbakana güvenmiyoruz. Kürt halkı gerillasına güveniyor. Başbakan ne yaparsa yapsın Kürtler geri adım atmayacak. Erdoğan, Lice’ye gelsin halkı görsün” şeklinde konuştu. Kürt halkının artık kendini ezdirmeyeceğini söyleyen Taşkın, “Başbakan artık ‘ben Kürtleri vururum, döverim’ demesin. Savaş başlarsa tek kaybeden Kürtler olmayacak” şeklinde konuştu. Başbakan’ın gerillaya katılan çocuklar üzerinden Kürt hareketine karşı kampanya yürüttüğünü ifade eden Taşkın, “On bin Kürt genci var. Onları dağa kimse zorla götürmüyor” dedi. Tüm gençlerin dağdan inebilmesi için müzakere ve adım atmak gerektiğini söyleyen Taşkın, “Önderliğimiz ya serbest bırakılsın ya ev hapsine alınsın” dedi. Lice’deki yolların kapalı olduğunu belirten Taşkın, “Süreç böyle devam ederse halk birçok noktada daha yolları kapatacaktır” diye konuştu.

BAŞBAKANIN SÖYLEMİ ÇOK TEHLİKELİ

Abdullah Kıraç ise “Başbakana sesleniyorum; barış süreci içerisinde insanların ölmesi büyük kayıptır” diyor. Barışı sağlamanın zor olmadığını belirten Kıraç, “Lice’deki herkesin tek isteği barış. Bayrak olayı üzerinden Kürtlere karşı provokasyonlar başladı. Başbakan, Tokat’taki saldırıyı örnek gösterip, çağrılar yapıyor. Bu çok tehlikelidir. Onlar bir Başbakanın söylememesi gereken sözlerdi” diyor. Meclisin barış konusunda daha fazla çaba harcaması gerektiğini de söyleyen Kıraç, “Barışı sadece bizim söylememiz yetmiyor. Devleti yönetenlerin de barıl demesi gerek ama o sesi duymuyoruz” diyor.


‘LİCE’DE OLANLAR SÜRECİN ÖZETİDİR’

“Bir yandan barış süreci diyoruz ama aynı zamanda siviller, barışa sahip çıkan insanlar yaşamını yitirmeye devam ediyor” diyen Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı ise Lice’de aleni biçimde cinayet işlendiğini söyledi. “Üç haftadır buradaki halk, bir katliam olacağını haykırdı, destek çağrısı yaptı. Ama iktidar sürece yaklaşımını gösterdi. Lice’de olanlar barış sürecinin özetidir” diye konuştu.

‘KÜRTLERİN ANASI HÂLÂ AĞLIYOR’

“Analar ağlamasın deniyor ama her gün Kürtlerin anaları ağlamaya devam ediyor” diyen Anlı, Ceylan Önkol’dan, Medeni Yıldırım’a Lice halkının barışa sahip çıkmanın bedelini ağır biçimde ödediğini söyledi. 

‘MEDYA YALAN YAZIYOR’

Lice’de yaşananların medya tarafından çarpıtıldığını ve ülkenin batısına gerçek dışı bilgiler servis edildiğini de söyleyen Anlı, “Medya, Lice konusunda, Soma’da yaşananların üzerini örtebilmek için iktidarın sözcülüğünü yapıyor” dedi. Diyarbakır’daki bayrak indirme olayına da değinen Anlı, “Bu olayı kimse tasvip etmiyor. Kürt halkı her zaman Türklerin değerlerine saygı göstermiştir” dedi. Yaşananın provokasyon olup olmadığının ayrı bir tartışma konusu olduğunu söyleyen Anlı, “Nihayetinde yıllardan beri o bayrak insanlara bütün olumsuzlukların nişanesi olarak sunuldu. Kürtlerin değerlerine de ağır saldırılar var. Öfkeli bir toplumsal yapı içerisinde bu tür olayları kitle psikolojisi olarak değerlendirmek zorundasınız” dedi.


‘SORUMLULUK HÜKÜMETİNDİR’

Lice’de yaşanan gelişmelere ilişkin konuştuğumuz HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel ise “Halkın kalekol istemeyişine devlet şiddetiyle cevap vermiştir. Bu fevri bir olay değil. Ateş edenlere emri veren siyasi bir irade var” dedi. Hükümetin, Kürt halkının taleplerini karşılamak yerine oyalama siyaseti izlemeye devam ettiğinin altını çizen Tüzel, “İktidarın söylemi başından bu yana ayrıştırıcı. Lice’deki ölümler sonrasında da Başbakan aynı dili sergilemeye devam etti” şeklinde konuştu. Kürt halkının kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini söyleyen Tüzel, “Halk süreci sabote edecek kalekol benzeri girişimleri engellemek için üzerine düşeni yaptı. Artık bu konuda sorumluluk adım attığını, yasal düzenlemeler hazırladığını söyleyen Hükümettedir” dedi.

SÜRECİ DAHA GÜÇLÜ SAHİPLENMEK İÇİN

Gelişmeleri gazetemize değerlendiren HDP Milletvekili Adil Zozani, 1993’te Lice’de yaşanan katliamı hatırlatarak, “21 yıl sonra Lice’de devletin faşizan yüzünü tekrar yaşıyoruz. İki vatandaşımız barış nöbeti sırasında hedef alınarak katledildi” diyor. Çözüm sürecini daha güçlü sahiplenebilmek için Lice’ye geldiklerinin söyleyen Zozani, “Son günlerde bir bayrak provokasyonu üzerine Başbakandan, ana muhalefet liderine kadar herkes bayrak diyor. Kimsenin halkların simgelerine karşı saygısızlığı yok. Daha öncelerde de bayrak provokasyonları üzerinden Kürtlere yönelik saldırılar oldu. Bu provokasyonla siyasiler iki günlük hamaset yapabilir ama bunun boş çaba olduğunu göreceklerdir” diye konuştu. Lice’deki eylemlerin kamuoyuna gerekli mesajı verdiğini düşündüklerini söyleyen Zozani, “Halkımızla birlikte demokratik siyaset kanallarının açılması için şartları zorlayacağız. Demokratik eylemlerimiz elbette sürecek ama bir tek insanımızın daha canının yanmasını istemiyoruz. Halkımız Hakkari’den, Lice’ye barış nöbetleriyle mesajını vermiştir. Bundan sonra siyasal kanalların zorlanması gerek” diye konuştu.

GÜRKAN: BARIŞI KENDİ ELLERİMİZLE KURACAĞIZ 

HDP heyeti Lice’de öldürülenler için Çalıbükü mezrasında kurulan taziye çadırını da ziyaret etti. Burada halka seslenen Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, “Türkiye’nin birçok kentinde Lice halkıyla dayanışmak isteyenlerin üzerine gaz bombaları yağıyor” dedi. AKP Hükümetinin dağa çıkan çocuklar üzerinden siyaset yaptığını söyleyen Gürkan, “Bu çocuklar dağa neden çıkıyor? Nasıl ve neden geri gelecekler? Kendilerine sıkılan gaz kapsüllerinin, mermilerin altında can vermek için mi” diye sordu. Şırnak’ta bir eve atılan gaz bombasıyla yaralanan 6 yaşındaki çocuğu hatırlatan Gürkan, “Tüm bu politikalar gözden geçirilmeli” dedi. Ülkenin gündemine giren bayrak indirme olayını tasvip etmediklerini söyleyen Gürkan, bu olay üzerinden şovenizmin kışkırtılmaya çalışılmasının ise tehlikeli olduğunu belirterek, bunun ağır sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Ülkede kadın, emek, demokrasi ve Kürt sorununun ana başlıklar olarak çözüm beklediğini dile getiren Gürkan, “Bunlar dururken bayrak üzerinden yükseltilen şovenizm kime hizmet ediyor? Başbakan Tokat’taki linçi övüyor, bu linci hatırlayan herkes sokaklarda Kürtlere mi saldıracak” diye sordu. Dicle’nin kanayan yarasını Soma’nın yarası yapmaları halinde sorunları çözebileceklerini söyleyen Gürkan, “Çözümü de, barışı da kendi ellerimizle kuracağız. Bu savaş güçlerinin çözüm, demokrasi getireceği yoktur. Doğu’dan, Batı’ya tüm halklar el ele vermek zorundayız” dedi. / Evrensel

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.