Kobanêli çocuklar için illüstratif Newroz efsanesini kendi imkanlarıyla çoğaltan film senaristi Ömer Bağcı, çocuklarla beraber çizgi romanı okuyup tartışmalar yürütüyor. Bağcı, “Bu iletişim aracı sayesinde, hiç bilmediğim birçok yaşam hikayesini öğrenmiş oluyorum. Bir çocuk durup dururken ne hissettiğini söylemez. Onlarla iletişim kurmayı bilmek gerek” dedi.
Kobanêli çocukların çadır kentlerdeki yaşam mücadelesine katkıda bulunmak adına ilk günden bu yana Mahser köyünde direniş nöbeti tutan film senaristi Ömer Bağcı, çoğalttığı illüstraratif çizgi roman baskılarını kamplarda dağıtma çalışması başlattı. Yazar Mustafa Uzun’un kaleme aldığı Newroz efsanesinin illüstratör Wolf Dieter Kopfer’in çizimleriyle Almanya’da basılan çizgi romanı fotokopi aracılığıyla çoğaltan Bağcı, çizgi romanları çadır kentlerde Kürtçe eğitim veren alternatif okullara dağıttı. Bağcı, “Çocukların yaşadığı travmayı bir şekilde atlatması için burada sınır hattında direnen eylemciler olarak elimizden gelen her türlü dayanışmayı sağlamak adına böyle bir katkıda bulunmak istedik” ifadelerinde bulundu.
‘GÜLMEK ÇOCUKLUĞUN TABİATINDA VAR’
Çocukların yaşadıkları savaş gerçekliğinin bir şekilde atlatabilmesi için çocuklara dönük çeşitli terapilerin uygulanması gerektiğini söyleyen Bağcı, “Kamplarda ve sınır hattında gördüğümüz çocuklar, hala zorlu yaşam koşulları karşısında gülerek duruyorlar. Bu çocukların çocukluklarını yaşayamadıklarını söyleyemeyiz. 1’inci Dünya Savaşı’nda da çoklar çocukluklarını yaşıyordu, Kobanêli çocuklar da aynı şekilde yaşama devam ediyor. Fakat savaşın mağduru çocuklar, çocukluklarını farklı yaşar. Tüm olanlara rağmen ilginçtir ki çocuklar yine gülmeye devam ediyor. Bunların kardeşleri, anneleri ve babaları YPG/YPJ’de. Kimi çocuk, mayına bastığı için kolunu ve bacağını kaybetmiş durumda. Ama tüm olanlara karşı çocuklar hala gülüyor. Gülmek, çocukluğun tabiatında var. Bıkmadan usanmadan gülmeye devam eden çocukların yüzünden tebessümün eksilmemesi için çeşitli terapi yöntemleri ile çocuklara bir şekilde dokunmak gerek” diye konuştu.
‘ÇİZGİ ROMAN ARACILIĞIYLA İLETİŞİM KURUYORUM’
Bağcı, tüm Kürt çocukların Demirci Kawa efsanesinden etkilendiğinden dolayı, Newroz çizgi romanıyla çocuklarla iletişim kurmaya çalıştığını ifade etti. Çocuklarla beraber çizgi romanı okuyup tartışmalar yürüttüğünü belirten Bağcı, “Bu iletişim aracı sayesinde, hiç bilmediğim birçok yaşam hikayesini öğrenmiş oluyorum. Bir çocuk durup dururken ne hissettiğini söylemez. Onlarla iletişim kurmayı bilmek gerek. Bir çocuğun gece yarısı uyanıp kampta çamurun içinde uyuduğunu kendi ağzından öğrendim. Bu önemli bir konu. Bu çocuğun neden böyle yaptığını anlamak ve o yönde terapi hizmetinde bulunmak gerek” dedi.
‘TOPLUMSAL ÇÖKÜŞ TRAVMAYLA BAŞLAR’
Bağcı, çocukların yaşadığı travmanın atlatılması için acilen harekete geçmesi gerektiğinin altını çizerek, “Evet bu çocuklar şu an gülüyor. Tüm yaşananlara rağmen gülüyor. Fakat yaşadıkları bir savaş gerçeği var. Bu çocuklar, gözlerinin önünde akrabalarının katledildiğine tanıklık etti. Eğer acilen bir terapi hizmeti gerçekleşmezse, ilerde bu çocuklar asabi ve intikamcı birer insan haline gelir. Toplumsal çöküş bu anlamda başlar. Bunun önüne geçilmeli. Türkiye’nin her yerinden pedagoglar buraya gelip, çocuklarla iletişim kurmalı. Dayanışmanın dili olmaz. Buraya gelmek için dil bilmeye gerek yok” diye çağrıda bulundu.