Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, çözüm sürecinde yaşanan sıkıntıları kaygı ile izlediklerini belirterek, "Daha fazla sürüncemede bırakılarak, daha fazla muğlak bırakılarak, daha fazla zamana yayarak oyalatılarak sürecin ilerletilemediği çok açık. Süreçte bir sıkıntı olduğu görülüyor" dedi.
Bölgede yaşanan olaylar ve son olarak Diyarbakır'da 1 astubayın öldürülmesine değinen Kışanak, "Üzüntü duyduğumuzu ifade ediyorum. Kesinlikle bu tür olayların sorunlarımızı çözmeye katkısı olmadığı çok açıktır" dedi.
"ŞENGAL VE KOBANİ'DEN GELENLER İÇİN BELEDİYELER 36.4 MİLYON HARCAMIŞTIR"
Diyarbakır Büyükşehir ve Güneydoğu Anhadolu Bölgesi Belediyeler Birliği Başkanı Gültan Kışanak, birlik üyesi 117 belediye adına Sincar (Şengal) ve Kobani'den gelen mülteciler ile ilgili yaptıkları çalışmaları basın toplantısı ile anlattı. Kışanak, Şincar ve Kobani'den gelen yaklaşık 150 bin kişi bölgede bulunduğunu, bunlardan toplam 103 bin 737'sine belediyelerin koordine ettiği yaşam alanlarında kaldıklarını söyledi. AFAD'ın Suraç ve Midyat'taki kamplarında sadece yaklaşık 9 bin kişinin ağırlandığını söyleyen Kışanak, "Göçün başlangıcından bugüne kadar geçen üç aylık süre zarfında belediyelerimiz, mülteciler için 36,4 milyon harcamıştır" dedi.
"HÜKÜMET TRAJEDİYİ GÖRMEZLİKTEN GELMİŞTİR"
Kışanak, yerel yönetimlerin insani dramı ve krizi çözmeye çalıştığını belirterek, "Hükümet trajediyi görmezlikten gelmiş. Şengalli ve Kobanili mültecileri kendi kaderiyle baş başa bırakmıştır. Bu nedenle sorun yerel yönetimlerin çapını aşan bir noktaya gelip dayanmıştır. Böylesi büyük bir insan kitlesinin yarasına derman olmak hayli güçtür. Hizmetlerin sürdürülebilmesi ve ihtiyaçların karşılanması için bölgesel ve ulusal birliklerin, Türkiye'deki belediyelerin, ulusal ve uluslar arası örgütlerin yardımına ciddi bir şekilde ihtiyaç duyulmaktadır. Kışın yaklaşması nedeniyle yardımların şekli ve ihtiyaçlarda değişmiştir. Acil olarak konteyner, kışlık çadır, branda, battaniye, yatak, ilaç, medikal malzemeler, ambulans, servis-hizmet araçları, seyyar mutfak ve mutfak malzemeleri, seyyar duş ve tuvalet, temizlik, gıda, ürünleri, eğitim materyalleri, her türlü kadın ve çocuk malzemeleri, giyim (kışlık), sıcak su temini sistemleri, engelli araçları, trafo, sosyal donatı araçları vb. ihtiyaçların karşılanması için ulusal ve uluslar arası kurum ve kuruluşların desteğine ihtiyaç büyümüştür.Yüz bini aşkın insanın yaşadığı trajediyi ve mağduriyeti gidermek için bölge belediyelerimizin yürüttüğü insani yardım çalışmasına uluslar arası insani yardım kuruluşları, hükümetler, yerel yönetim örgütlerini destek olmaya çağırır, sürdürülebilir yardımlara ihtiyaç olduğunu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz."
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kışanak, çözüm sürecinde yaşanan sıkıntı, Kars Kağızman'da çıkan çatışma, Yüksekova ve Diyarbakır'da 4 askerin öldürülmesi ile ilgili ise şöyle konuştu:
"Bu konular son derece sıkıntılı konular. Son derece zor konular. HDP'nin parlamentoda sürdürdüğü çalışmalar ve hükümet ile sürdürdüğü diyaloglar var. Yine İmralı'ya giden heyetin yaptığı çalışmalar var. Bu diyalog sürecinin bir parçası olarak HDP heyeti hem İmralı'da hem Kandil'de hem hükümet ile görüşmeler yapıyor. Bizde kaygı ile izliyoruz. Bu görüşmelerden bu diyaloglardan bir an önce çözüm çıkarmak lazım. Çözüm süreci ve ortaya çıkabilecek sorunları çözmede ortaya çıkarılabilecek yol ve yöntemler sürüncemede bırakıldığı sürece yeni sorunlar yarattığı görülmektedir. Bir yerel yönetici olarak ancak şunu söyleyebilirim ki ,bu sürecin sürüncemede bırakılmadan bir an önce doğrudan somut sonuçlar doğurabilecek pratik adımlarla ilerletilmesi lazım. Daha fazla sürüncemede bırakılarak, daha fazla muğlak bırakılarak, daha fazla zamana yayarak oyalatılarak sürecin ilerletilemediği çok açık. Süreçte bir sıkıntı olduğu görülüyor, bunu umuyor ve diliyorum ki bu diyalog kapıları henüz açık, görüşmeler henüz sürüyor ve sayın Öcalan'ın bu sürecin ilerletilmesi konusunda tüm taraflara yaptığı çağrı var, herkesin bu çağrıya kulak asmas ve bir an önce süreci ilerletecek pratik somut adımların atılması gerekir"
Yaşanan olaylarda yaşamlarını yitirenlere Allah'tan rahmet dileyen Kışanak, "Üzüntü duyduğumuzu ifade ediyorum. Kesinlikle bu tür olayların sorunlarımızı çözmeye katkısı olmadığı çok açıktır. Ayrıca ilgili tarafların konuya ilişkin yaptıkları açıklamalar var. Bu olayların aydınlatılması ve üzerinde durulması gereken konulardır. O nedenle ben Türkiye'nin bir an önce gerçek anlamda çözüm sürecine kilitlenmesi, hükümetin Ankara'nın çözüm sürecine kilitlenmesi, Kobani'deki insanlık durumuna gözünü kapatmayan oradaki vahşi saldırıları durdurmaya yönelik çalışmaya katkı sunan aynı zamanda içerdeki barış sürecini ilerleten bir yaklaşım ve tutum içerisinde olmasının hepimiz için tüm Türkiye için doğru olan ve yapılması gereken bir durum olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.
"İNSANLARIMIZ 90'LI YILLARIN PSİKOLOJİSİNE SOKULMAK İSTENİYOR"
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fırat Anlı ise, tekrardan insanların 90'lı yılların psikolojisine sokulmak istendiğini, bunu kabul etmediklerini ifade ederek, "Demokratik mücadele, demokratik eylemler sonuna kadar olmalıdır. İnsanlarımızın demokratik hak ve taleplerini engellemeye dönük toplumu bastırmaya dönük bir algıya dönüştürmek isteniyor. Diyarbakır bunu geçmişte yaşadı ve aştı. Onun için bizim halkımıza çağrımız her zaman taleplerini ifade etsin, normal yaşamı hep birlikte örelim, ve bu kentte kaos yaratmak isteyenlere de izin vermeyelim. Kentimiz bir çok badire ve sıkıntıyı atlattı, Diyarbakır üzerinde halen gerçekte hesapları olan oyanlar oynamak isteyenler var, bunu şehrin eriştiği demokratik bilinç ve katılım izin vermeyecektir. Halkımız gönül rahatlığı ile yaşamı örmeye ve inşa etmeye devam etmelidir. Kobani'ye de, Şengal'de de ve Türkiye'deki çözüm sürecinin sağlıklı bir zemine oturması için bu konuda hükümete dönük demokratik basıncını ve demokratik taleplerini ifade etmelidir"dedi.
Fırat Anlı, 1 Kasım'de Kobani için dünya genelinde yapılacak olan eyleme de dikkat çekerek, "1 Kasım'da bütün dünyada Kobani için bir destek eylemi planlanıyor, partimiz de bunun aktif bir bileşeni. Ne yazık ki kentte bazı kesimlerde geçmişte yaşanan kötü olaylar hatırlatılarak tekrardan benzer bir durumun yaşanabileceği yönünde toplumda bir karamsar tablo oluşturulmak isteniyor. Buna izin vermemek gerekiyor. Bu sadece bir siyasi partinin değil, bütün Kürtlerin, bütün demokratik kitle örgütlerinin bütün sivil toplum örgütlerinin ortak bir çabasıdır. Bu konuda buradan bir kez daha halkımıza son derece demokratik meşru, bir zeminde bu sahiplenmeyi büyütmeyi doğru bir yöntem olarak öneriyoruz. Onun dışındaki bence kaosu çağrıştıran kimi söylemler de toplumdan gerekli karşılığı bulacaktır"diye konuştu. / dha
Bölgede yaşanan olaylar ve son olarak Diyarbakır'da 1 astubayın öldürülmesine değinen Kışanak, "Üzüntü duyduğumuzu ifade ediyorum. Kesinlikle bu tür olayların sorunlarımızı çözmeye katkısı olmadığı çok açıktır" dedi.
"ŞENGAL VE KOBANİ'DEN GELENLER İÇİN BELEDİYELER 36.4 MİLYON HARCAMIŞTIR"
Diyarbakır Büyükşehir ve Güneydoğu Anhadolu Bölgesi Belediyeler Birliği Başkanı Gültan Kışanak, birlik üyesi 117 belediye adına Sincar (Şengal) ve Kobani'den gelen mülteciler ile ilgili yaptıkları çalışmaları basın toplantısı ile anlattı. Kışanak, Şincar ve Kobani'den gelen yaklaşık 150 bin kişi bölgede bulunduğunu, bunlardan toplam 103 bin 737'sine belediyelerin koordine ettiği yaşam alanlarında kaldıklarını söyledi. AFAD'ın Suraç ve Midyat'taki kamplarında sadece yaklaşık 9 bin kişinin ağırlandığını söyleyen Kışanak, "Göçün başlangıcından bugüne kadar geçen üç aylık süre zarfında belediyelerimiz, mülteciler için 36,4 milyon harcamıştır" dedi.
"HÜKÜMET TRAJEDİYİ GÖRMEZLİKTEN GELMİŞTİR"
Kışanak, yerel yönetimlerin insani dramı ve krizi çözmeye çalıştığını belirterek, "Hükümet trajediyi görmezlikten gelmiş. Şengalli ve Kobanili mültecileri kendi kaderiyle baş başa bırakmıştır. Bu nedenle sorun yerel yönetimlerin çapını aşan bir noktaya gelip dayanmıştır. Böylesi büyük bir insan kitlesinin yarasına derman olmak hayli güçtür. Hizmetlerin sürdürülebilmesi ve ihtiyaçların karşılanması için bölgesel ve ulusal birliklerin, Türkiye'deki belediyelerin, ulusal ve uluslar arası örgütlerin yardımına ciddi bir şekilde ihtiyaç duyulmaktadır. Kışın yaklaşması nedeniyle yardımların şekli ve ihtiyaçlarda değişmiştir. Acil olarak konteyner, kışlık çadır, branda, battaniye, yatak, ilaç, medikal malzemeler, ambulans, servis-hizmet araçları, seyyar mutfak ve mutfak malzemeleri, seyyar duş ve tuvalet, temizlik, gıda, ürünleri, eğitim materyalleri, her türlü kadın ve çocuk malzemeleri, giyim (kışlık), sıcak su temini sistemleri, engelli araçları, trafo, sosyal donatı araçları vb. ihtiyaçların karşılanması için ulusal ve uluslar arası kurum ve kuruluşların desteğine ihtiyaç büyümüştür.Yüz bini aşkın insanın yaşadığı trajediyi ve mağduriyeti gidermek için bölge belediyelerimizin yürüttüğü insani yardım çalışmasına uluslar arası insani yardım kuruluşları, hükümetler, yerel yönetim örgütlerini destek olmaya çağırır, sürdürülebilir yardımlara ihtiyaç olduğunu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz."
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kışanak, çözüm sürecinde yaşanan sıkıntı, Kars Kağızman'da çıkan çatışma, Yüksekova ve Diyarbakır'da 4 askerin öldürülmesi ile ilgili ise şöyle konuştu:
"Bu konular son derece sıkıntılı konular. Son derece zor konular. HDP'nin parlamentoda sürdürdüğü çalışmalar ve hükümet ile sürdürdüğü diyaloglar var. Yine İmralı'ya giden heyetin yaptığı çalışmalar var. Bu diyalog sürecinin bir parçası olarak HDP heyeti hem İmralı'da hem Kandil'de hem hükümet ile görüşmeler yapıyor. Bizde kaygı ile izliyoruz. Bu görüşmelerden bu diyaloglardan bir an önce çözüm çıkarmak lazım. Çözüm süreci ve ortaya çıkabilecek sorunları çözmede ortaya çıkarılabilecek yol ve yöntemler sürüncemede bırakıldığı sürece yeni sorunlar yarattığı görülmektedir. Bir yerel yönetici olarak ancak şunu söyleyebilirim ki ,bu sürecin sürüncemede bırakılmadan bir an önce doğrudan somut sonuçlar doğurabilecek pratik adımlarla ilerletilmesi lazım. Daha fazla sürüncemede bırakılarak, daha fazla muğlak bırakılarak, daha fazla zamana yayarak oyalatılarak sürecin ilerletilemediği çok açık. Süreçte bir sıkıntı olduğu görülüyor, bunu umuyor ve diliyorum ki bu diyalog kapıları henüz açık, görüşmeler henüz sürüyor ve sayın Öcalan'ın bu sürecin ilerletilmesi konusunda tüm taraflara yaptığı çağrı var, herkesin bu çağrıya kulak asmas ve bir an önce süreci ilerletecek pratik somut adımların atılması gerekir"
Yaşanan olaylarda yaşamlarını yitirenlere Allah'tan rahmet dileyen Kışanak, "Üzüntü duyduğumuzu ifade ediyorum. Kesinlikle bu tür olayların sorunlarımızı çözmeye katkısı olmadığı çok açıktır. Ayrıca ilgili tarafların konuya ilişkin yaptıkları açıklamalar var. Bu olayların aydınlatılması ve üzerinde durulması gereken konulardır. O nedenle ben Türkiye'nin bir an önce gerçek anlamda çözüm sürecine kilitlenmesi, hükümetin Ankara'nın çözüm sürecine kilitlenmesi, Kobani'deki insanlık durumuna gözünü kapatmayan oradaki vahşi saldırıları durdurmaya yönelik çalışmaya katkı sunan aynı zamanda içerdeki barış sürecini ilerleten bir yaklaşım ve tutum içerisinde olmasının hepimiz için tüm Türkiye için doğru olan ve yapılması gereken bir durum olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.
"İNSANLARIMIZ 90'LI YILLARIN PSİKOLOJİSİNE SOKULMAK İSTENİYOR"
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fırat Anlı ise, tekrardan insanların 90'lı yılların psikolojisine sokulmak istendiğini, bunu kabul etmediklerini ifade ederek, "Demokratik mücadele, demokratik eylemler sonuna kadar olmalıdır. İnsanlarımızın demokratik hak ve taleplerini engellemeye dönük toplumu bastırmaya dönük bir algıya dönüştürmek isteniyor. Diyarbakır bunu geçmişte yaşadı ve aştı. Onun için bizim halkımıza çağrımız her zaman taleplerini ifade etsin, normal yaşamı hep birlikte örelim, ve bu kentte kaos yaratmak isteyenlere de izin vermeyelim. Kentimiz bir çok badire ve sıkıntıyı atlattı, Diyarbakır üzerinde halen gerçekte hesapları olan oyanlar oynamak isteyenler var, bunu şehrin eriştiği demokratik bilinç ve katılım izin vermeyecektir. Halkımız gönül rahatlığı ile yaşamı örmeye ve inşa etmeye devam etmelidir. Kobani'ye de, Şengal'de de ve Türkiye'deki çözüm sürecinin sağlıklı bir zemine oturması için bu konuda hükümete dönük demokratik basıncını ve demokratik taleplerini ifade etmelidir"dedi.
Fırat Anlı, 1 Kasım'de Kobani için dünya genelinde yapılacak olan eyleme de dikkat çekerek, "1 Kasım'da bütün dünyada Kobani için bir destek eylemi planlanıyor, partimiz de bunun aktif bir bileşeni. Ne yazık ki kentte bazı kesimlerde geçmişte yaşanan kötü olaylar hatırlatılarak tekrardan benzer bir durumun yaşanabileceği yönünde toplumda bir karamsar tablo oluşturulmak isteniyor. Buna izin vermemek gerekiyor. Bu sadece bir siyasi partinin değil, bütün Kürtlerin, bütün demokratik kitle örgütlerinin bütün sivil toplum örgütlerinin ortak bir çabasıdır. Bu konuda buradan bir kez daha halkımıza son derece demokratik meşru, bir zeminde bu sahiplenmeyi büyütmeyi doğru bir yöntem olarak öneriyoruz. Onun dışındaki bence kaosu çağrıştıran kimi söylemler de toplumdan gerekli karşılığı bulacaktır"diye konuştu. / dha