Diyarbakır’da aralarında Sur ve Silvan Belediyeleri Eş Başkanları Seyid Narin, Fatma Şık Barut, Yüksek Bodakçı ve Melikşah Teke’nin olduğu gözaltı operasyonuna tepki gösteren, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, “Bu halkın özerklik talebi, siyasi bir taleptir. Varsa siyasi bir cevabınız, siyasetle cevap verin. Ama yok biz siyaset yapmıyoruz, biz otoriter devlet olarak sizi ezeceğiz diyorsanız, kusura bakmayın ezdirmeyeceğiz kendimizi.
Sabah saatlerinde Diyarbakır’ın Sur ve Silvan ilçelerinde eş zamanlı operasyon yapıldı.
Operasyonda, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) üyesi olan Sur Belediyesi Eş Başkanları Seyid Narin ile Fatma Şık Barut ile Silvan Belediyesi Eş Başkanları Yüksek Bodakçı ve Melikşah Teke’nin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Sur Belediyesi önünde yapılan protestoda “İrademe Dokunma” pankartı açılırken, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı ile ilçe belediye eşbaşkanları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve DBP il eşbaşkanları katıldı.
Burada bir konuşma yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Gültan Kışanak şunları söyledi:
‘Yarın batı illerinde de yaşanacak’
“Hukuk, kural tanımayan, halkın ihtiyaçlarını, tepkilerini dikkate almayan tek taraflı işleyen, elindeki devletin bütün gücünü halkın taleplerini bastırmak için kullanan otoriter bir yönetim birileri tarafından tesis edildi. Buna sessiz kalanlar, bugün Silvan, Sur ve Lice’de yaşananlar yarın batı illerinde de yaşanacak.
“Tüm Türkiye’ye seslenmek istiyorum, 1990’lı yıllarda yapılan hatalara düşmeyin. Tarih tekerrür etmez. Biz ne 1990’lı yılların bir daha tekerrür etmesine müsaade ederiz, ne de bu coğrafyada olduğu gibi 1990’lı yıllar tekerrür eder. Eğer 1990’lı yıllardaki gibi infazlar, köy yakmalar, bütün siyasi talepleri baskıyla ve şiddetle bastırma yöntemi devreye girerse, bu halkın da mücadele yöntemi de gelişecektir.
‘Boyun eğmeyeceğiz’
“Biz boyun eğmeyeceğiz. Eğer birileri KCK operasyonlarını tekrarlamak istiyorsa buna da izin vermeyeceğiz. Bu halkın siyasi iradesini cezaevine tıkmaya çalışanlar, bugün de Paralel yapı diye başka bir suçlamanın konusu haline geldiler. Bugün de bu halkın seçilmiş temsilcilerinin evlerinin kapıları kırarak, hakaret ederek, gözaltına almaya teşebbüs ediyorsanız, bunun hiçbir meşruiyeti yoktur. Bugün kim bu operasyonu yönetiyorsa, yarın paralel yapı gibi o da mahkum olacaktır.”
“Varto’da sokak ortasında çıplak bedeni sürüklenen kadının hesabını verecekler. Bu alçaklığı yapandan hesap sormayan devlet, gelip benim belediye başkanımı gözaltına alırsa, ben de özerklik ilan ederim. Bir halkın onuruyla bu kadar oynanılamaz. Bize bu kadar hakaret etmeyin.
“Binlerce hukuksuzluk var, yüzlerce faili meçhul cinayet var. Hangisinin hesabını sordu bu devlet? Kimseden hesap sordu mu? Kimi yargı karşısına çıkardı. Varto’da yaşanandan devlet hesap sordu mu? Devlet benim namusumu korumayacaksa, bu halkın seçilmiş iradesine saygı göstermeyecekse, devlet ne için vardır?
‘Özerklik talebi, siyasi bir taleptir’
“Bu halkın özerklik talebi, siyasi bir taleptir. Varsa siyasi bir cevabınız, siyasetle cevap verin. Ama yok biz siyaset yapmıyoruz, biz otoriter devlet olarak sizi ezeceğiz diyorsanız, kusura bakmayın ezdirmeyeceğiz kendimizi.
“Bu halkın seçilmiş bir temsilcisine yapılan muameleyi yapan hukuk devleti değildir. Kendi bakan ve çocuklarının hırsızlıklarını kapatmak için yasalar çıkarttılar. Binlerce polis, savcıyı sürgün ettiler ama burada halkın iradesini temsil edenin sırtına basamazlar. Bunu yapan devlet, meşru bir devlet değildir.
“Bunu sorgulamak bizim hakkımızdır. Derhal gözaltına alınan arkadaşlarımız serbest bırakılmalılar. Tahammül sınırları zorlayan bir noktaya gidiyoruz. Bunu yapmasınlar, kazdıkları kuyuya düşerler. Kazdıkları kuyu ne kadar derin olursa, düştükleri çukur da o kadar derin olur.”