Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Kışlaya siyaset asla girmemelidir”
“15 Temmuz darbe girişiminin etkilerini toplum üzerinden atmış değil. Darbe girişiminden neleri çıkarmalıyız. Siyaset kurumu nasıl davranmalı. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girmeyecek. Siyaset girerse bunlar olur.
“Din siyaset alanına girmez faklı bir alandır. Herkesin inancına saygı gösterilmeli. Kışlaya siyaset asla girmemelidir. Orduyu, okulları ele geçireceğiz, sınav sorularını çalacağız… Neden göz yumdunuz bugüne kadar, neden gereğini yapmadınız. Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta askerin siyasete girmemesi gerektiğini çok net anlatır.
“Bu darbe bize bir şey daha öğretti”
“Orduda kalıyorsan siyasetle işini keseceksin. Orduyu sıcak siyasetin unsuru haline getirmek Türkiye’yi felakete sürükler, bugün geldiğimiz nokta budur.
“Bu darbe bize bir şey daha öğretti. Bilimsel laik eğitimin ne kadar önemli olduğunu söyledi. Eğitimi bilimsel raya oturtabilirsek Türkiye büyümüş, kabuğunu kırmış olur. Görüştüğüm herkese eğitim sistemindeki yozlaşmayı anlattım. Bu eğitim sisteminden hiçbir anne-baba memnun değil dedik. Bilimsel laik eğitim sisteminin yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirttim. İnancımız da bunu zaten emrediyor.
“Darbenin bize öğrettiği bir şey daha var. Siyaset kişisel ve ailenin çıkarları için, bir zümrenin çıkarları için yapılmaz. Siyaset bir özveri alanıdır. Siyaset topluma adanmışlıktır. Bir inanç grubuna devleti teslim edemezsiniz. Teslim ettiğinizde devleti yok edersiniz. Umarım bundan da ders çıkarmışızdır. Siyaset aynı zamanda geçmişi iyi analiz etme sanatıdır. Siyaset geçmişi iyi analiz etmezse tarihi tekerrür eder.
“Bir şey daha öğrettiği bu darbe girişimi bize. Siyasetin bir dayatma değil uzlaşma olduğunu gösterdi. Darbeciler ve dikta heveslileri dayatır. Siyasette dayatma yok uzlaşma vardır. Bir dayatma kültürü vardı bize. Darbe girişimi sonrası bunun ne kadar yanlış olduğu ortaya çıktı. Umarım bundan siyaset kurumu bir ders çıkarır ve siyasetin uzlaşma alanı olduğ ve yerinin TBMM olduğunu kimse unutmaz.
“Darbe girişimi bir şey daha öğrettiği bu bize. Devlette liyakat sisteminin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. İnancımızda bişe işi ehline verin der. Kimliği inancı, siyasi görüşü ne olursa olsun işi ehline verin diyor. İşi neden ehline vermedik. Devlette liyakat önemlidir, bununla oynarsanız devleti çökertirsiniz. Birileri bunlar devlete sızdı diyorlar. Yok öyle bir şey, bunlar devlete bilerek ve istenerek yerleştirildi.
“Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Parlamenter sistemin önemini gösterdi. Meclis bombalanırken açık kaldı. TBMM Başkanı’na teşekkür ediyorum, bombalar altında Meclis’i açık tuttu. Demokratik parlamenter sistemi daha güçlü hale getirelim, başka arayışlar Türkiye’yi felaketlere açık hale getirir.
“Bu darbe girişimi bize demokrasiye sahip çıkmanın önemini de gösterdi. Biz halk olarak direnme halkımızı kullandık. Bu kürsüde direnme hakkımızı kullanacağız dediğim zaman tepki gördük. Almanya direnme hakkını anayasasına koymuştur. Bu tür direniş meşru bir haktır.
“Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Cumhuriyetin kurucu değerlerinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Cumhuriyeti kuranlar Osmanlı’nın nasıl çöktüğüne tanık oldular. Bu tabloyu gördüler. Ümmet değil, millet dediler. Her kişi padişahın kuluydu. Vatandaş kavramı yoktu.
“Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Özgür medyanın gücünü öğretti. Benim vergilerimle TRT iktidar partisinin borozanı haline gelmişti. Tarafsız yayın yapması lazım. Umarım siyaset kurumu bütün bunlardan bir ders çıkarmıştır. Birilerinin aleyhine yayın yapmak suç oldu. Medya özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunun farkına varmamız lazım.
“Bu darbe girişimi bize bir şey daha öğretti. Demokratik, laik bir hukuk devletinin önemini bize öğretti. Laiklik din ve vicdan özgürlüğünün ana güvencesidir. Hangi görüşten olursa olsun darbeye karşı çıktık. Bunu sağlayan laikliktir ve hukukuk üstünlüğü ve demokrasidir.
“Dikkatli bir dil kullanmamız lazım”
“Darbelerle mücadele ederken, bir devleti devlet yapan, saygın kılan, herhangi bir suçla karşı karşıya geldiğinde hukuk içinde hareket etmesidir. Darbeciler suç işlemişse adalete teslim edersiniz.
“Baskı, kötü muamele devleti haksız duruma getirir. Hukuk içerisinde kalarak mücadelenin sürmesi lazım. Suçun kişiselliği ilkesine de dikkat edilmeli. Bir aileyi darbeci olarak suçlamak yanlış.
“Umarım siyaset kurumu darbecilerle mücadele ederken bunları dikkate alır. Adalet ama intikamla değil. Sadece darbeciler değil, er ve erbaşları linç edenler de yakalanıp adalete teslim edilmesi lazım.
“Son derece dikkatli bir dil kullanmak siyasetin gereğidir. Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz ve dikkatli bir dil kullanmamız lazım.
“Geçmişte FETÖ terör örgütünün mağdur ettiği binlerce kişi var. İntihar edenler oldu, en verimli çağlarını hapishanelerde geçirdiler. Aileleri bile suçlandı bunların tamamının suçsuz olduğu ortaya çıktı. Bir kumpasa kurban edildiklerini artık devletin tüm yetkilileri dile getiriyor.
“Yasaların parlamentoda çıkması lazım”
“‘Biz devleti yeniden yapılandıracağız.’ Olmaz. Bu devlet hepimizin devletiyse yasaların parlamentoda çıkması lazım. Adres yürütme organı değil yasama organıdır. Devlette bir genel müdür düşünün cumhurbaşkanı talimat verecek başbakan talimat verecek bakan talimat verecek. Bu genel müdür ne yapacak?
“Böyle bir yapı olmaz arkadaş. Bu yapı ABD’de vardı diyorlar olabilir. Biz kendi tarihimize bakarız. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nden yanayım Merkez Bankası’nı nasıl savunuyorsam orduyu da öyle savunuyorum.
“Başkomutanlık görevi TBMM’nin”
“Başkomutanlık görevi TBMM’nindir. Cumhuriyetin kuruluşundan beri TBMM başkomutandır. Gazi Meclis dememizin temel nedeni de budur. Başkomutanlık yetkisi Mustafa Kemal Atatürk’e sürekli değil 3’er aylık sürelerle verilmiştir.
” Anayasamız 104. madde ‘TBMM adına TSK’nın komutanlığını temsil eder cumhurbaşkanı.’ Bu yetki devredilmemiştir. Bu yetki Meclis’in namusudur.’
“Oturup düşünmemiz lazım”
“Bugün TBMM’de bir kanun teklifi görüşülecek. Daha önce gelmişti, itiraz ettiğimiz için geri çekildi. Arkadaşlarımız bütün endişelerini dile getirdi. Fakat Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçti.
“Biz mali af çıkarılmasından yanayız ama eksik tarafları var. 2 yılda bir af kanunu çıkıyorsa yani vatandaş vergi ve sigorta primini ödeyemiyorsa oturup düşünmemiz lazım.
“Yeniden yapılandırmaya rağmen borç, azalması gerekirken 90 milyar liraya çıkıyor. Eğer çıkardığınız yeniden yapılandırma tasarısı af kanunu niteliğini taşımıyorsa bu paralar ödenmiyor. Bir de dürüst mükellef var.
“Ekonimik sıkıntılara rağmen bankadan kredi çekip vergi ve sigortasını yatıranlar var. Adil bir devlet bunlara avantaj sağlamalı. Borcu olmayan insanın ödüllendirildiği mekanizma olmalı. Vergisini ve primini zamanında yatıran vatandaşın cezalandırıldığı bir anlayış var.
Varlık barışı tasarısı
“Yurtdışından bir para gelirse ben bu parayı aklayan bir madde var. Uyuşturucu parası mı, terör parası mı belli değil. Türkiye kara para aklayan bir ülke konumuna taşınırsa ekonomi çevrelerine vereceğimiz çok hesap olur.Türkiye ekonomi alanında kazandığı bütün itibarını kaybeder. Türkiye bütün saygınlığını ve itibarını kaybeder.
“Körfez bölgesindeki parayı getireceksen bankalar göndersin, vergi de alma bir şey demiyoruz. Ama neden getirenin kimliği belli olmayacak. Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz. Bu teklif bu şekilde yasalaşırsa bunun ceremesi çok ağır olur. Türkiye Cumhuriyeti uluslararası anlaşmalara saygılı bir ülkedir. Siz kara para aklayan bir süreci başlatamazsınız.”