ŞemdinliHaber

KCK: Erdoğan çözüm sürecini kabul etmediğini açıkça ilan etti

Güncel

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde Kürt sorununa ilişkin sözlerine ilişkin açıklama yaptı. KCK, “Erdoğan çözüm sürecini kabul etmediğini açıkça ilan etmiştir” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde Kürt sorununa ilişkin sözlerine ilişkin açıklama yaptı. KCK, “Erdoğan çözüm sürecini kabul etmediğini açıkça ilan etmiştir” dedi.

KCK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye ve Kürdistan’da böyle bir umut ve beklenti ortaya çıkmışken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Dolmabahçe açıklamasını kabul etmediğini, ortak mutabakat olarak ortaya konulan 10 müzakere başlığının demokrasiyle ilgisi olmadığını, müzakere için gerekli izleme heyetinin kurulamayacağını” söyleyip, Newroz’da devletin gözetiminde İmralı’dan dışarıya çıkarılan ve milyonların şahitliğinde okunan Önder Apo’nun manifestosuna da karşı olduğunu ortaya koyarak çözüm sürecini kabul etmediğini açıkça ilan etmiştir. Toplumu kandırmak ve siyasal çıkar için araçsallaştırmak istediği diyalog süreci ortak açıklamayla müzakere aşamasına evrilince, kurulan masaya tekmeyi vurmuştur.

“Erdoğan provokasyon ve çatışma ortamı yaratmayı hedeflemiştir”

“AKP Hükümeti bu seçime demokratikleşme, çözüm ve barış iklimi içinde girmek istemiyor. Önder Apo, Türkiye’nin gündemini demokratikleşme ve Kürt sorununu çözümü haline getirince, Tayyip Erdoğan derhal müdahale ederek bu havayı dağıtıp gerilim, provokasyon ve çatışma ortamı yaratmayı hedeflemiştir. Önder Apo’nun 28 Şubat açıklaması ve Newroz manifestosu AKP’nin otoriterleşme ve baskı düzenini kurma planlarını ve hesaplarını altüst etmiştir.

“Çünkü Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti iç ve dış tehditler olduğunu iddia ederek öngördüğü hegemonik ve otoriter rejim için oy istemeyi seçim propagandasının temel stratejisi yapmıştır. Zaten İç Güvenlik Paketi adlı baskı yasasını da iç ve dış tehditler olduğunu söyleyerek yasalaştırmıştır. Tayyip Erdoğan’ın her gün iç ve dış tehditleri gündeme getirmesi, otoriter bir rejime zemin hazırladığını kanıtlamaktadır; tıpkı tüm otoriter rejimlerin baskılarını ve faşist uygulamalarını iç ve dış tehditleri gerekçe göstererek meşrulaştırması gibi!

“Seçim beyannamesine çözüm süreci yaması yapılmıştır”

“Tayyip Erdoğan’ın son günlerde “Kürt sorunu yoktur, Kürt sorunundan söz etmek ayırımcılıktır, ihanettir; devlet kimseyi muhatap almaz ve masa yoktur” demesi, Kürt sorununu yaratan, çatışmaları ortaya çıkaran politika, söylem ve uygulamaların tekrarı olmaktadır.

“AKP’nin seçim beyannamesine çözüm sürecinin girmemesi; Yalçın Akdoğan’ın seçim beyannamesi yemek tarifi değil diyerek Kürt sorununun çözümünü basitleştirmesi; Ahmet Davutoğlu’nun çözüm süreciyle ilgili bölümün matbaaya giderken düşürülmüş olduğunu söylemesi Erdoğan’ın açıklamalarıyla tam bir izaha kavuşmuş bulunmaktadır. Erdoğan’ın tutumu nedeniyle beyannameye Kürt sorunuyla ilgili bir şey konulmamış; ancak kamuoyu tepkisinin seçimde kendilerine zarar vereceğini düşünerek seçim beyannamesine çözüm süreci yaması yapılmıştır.

“HDP, İmralı Heyetinin açıkladığı gibi müzakereler sürecinde İmralı’ya gidip gelecekler için yeni yerler yapılmış; özel bir masa yerleştirilmiştir. Nitekim bu mekanda müzakereye geçiş tartışmaları yapılmış ve bunun sonucu Dolmabahçe deklarasyonu yayınlanmıştır. Ancak Tayyip Erdoğan tüm bu çalışmaları inkar ve reddetmiştir. Hükümet Tayyip Erdoğan’ın süreci bitiren bu yaklaşımına tutum koymadığı gibi, Tayyip Erdoğan gibi gerilimi arttıran, provokasyon ve çatışmalara yol açacak söylem ve tutum içine girmektedir.

“AKP hükümeti HDP’yi baraj altında tutmak için her türlü politikayı yürütmektedir”

“Erdoğan ve Hükümetinin şu anda meydanlarda söyledikleri ve saldırgan dilleri seçim sonrası izleyecekleri programı ortaya koymaktadır. AKP amacına ulaşırsa ya da HDP baraj altında bırakılırsa “Biz Kürt sorunu yok dedik, muhatap ve masa yoktur dedik, HDP’ye şiddet çetesidir dedik, halk bizi onayladı; HDP’ye rağbet etmedi” diyecek ve Kürt sorununda çözümsüzlük ve çatışma anlamına gelecek böyle bir politika yürütecektir.

“7 Haziran seçimleri AKP’nin bu politikası ve söylemiyle HDP’nin Türkiye’yi demokratikleştirme ve Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin tüm sorunlarını çözme politikası arasında geçecektir. Bu açıdan Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetinin politikalarının teşhir edilmesi, tutum alınması ve bu tutumun seçimlere yansıtılması gerekmektedir.

“Tüm Türkiye kamuoyu ve Kürt halkı kimin demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümünden yana olduğu, kimin çözümsüzlük üzerinden demagoji ve aldatmayla siyasi çıkar peşinde olduğunu görmelidir.

“AKP Hükümeti bu seçimde HDP’yi baraj altında tutmak için her türlü iğrenç söylem ve kirli politika yürütmektedir. Kürdistan’da her yere asker ve polis yığarak, gençlere ve halka saldırarak provokasyon yapmaktadır. Önceki seçimlerde çatışmasızlığın sürmesine dikkat edilirken, şimdi asker ve polisiyle hem provokasyon yaratmakta hem de halk üzerinde baskı kurarak seçim sonuçlarını etkilemeye çalışmaktadır. Tüm kamuoyunun ve Kürt halkının bu gerçeği görerek seçim güvenliği konusunda da duyarlılığını arttırması gerekmektedir.

“AKP saldırgan politikasını 1 Mayıs’ta da gösterdi”

“AKP, saldırgan politikasını 1 Mayıs gösterilerinde de bir daha göstermiştir. Hem 1 Mayıs kutlamaları yapmak isteyenlere saldırarak provokasyon yapmakta, hem de polisin saldırısı sonucu çıkan olaylar üzerinden demokrasi güçlerini suçlamaktadır. AKP Hükümetinin 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen emekçilere ve demokrasi güçlerine saldırılarını kınıyor, 1 Mayıs ruhunun emekçilerin ve halkın dayanışmasının bu saldırılara son vereceğine inanıyoruz.

“Tayyip Erdoğan yıllardır olduğu gibi yine halkı aldatmak için Kürdistan’a gidip demagojilerini dillendirecektir. Halkımız “Kürt sorunu yoktur, Kürt sorunu vardır diyenler bölücüdür ve ihanet içindedir” diyen, Önder Apo’nun başlattığı çözüm sürecine ve oluşan masaya tekme vuran Erdoğan’a tutum koymalı, Erdoğan’ı karşılamaya gitmeyerek protesto etmelidir.”

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.