ŞemdinliHaber

Kayıp yakınları, hükümetin kayıplar tutumunu yürüyüşle protesto etti

Güncel

Kayıp yakınları, Amed, Cizre, Yüksekova ve Batman’da her Cumartesi olduğu gibi bugünde eylemdeydi.

Kayıp yakınları, Amed, Cizre, Yüksekova ve Batman’da her Cumartesi olduğu gibi bugünde eylemdeydi.


AMED

İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 305’incisi Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Oturma eylemi öncesi, insan hakları haftası etkinlikleri kapsamında Ofis AZC Plaza önünde bir araya gelen kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları buradan oturma eyleminin yapıldığı alana kadar bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş sırasında ve oturma eyleminde siyah bant ile devletin ve hükümetin kayıplar ile ilgili tutumu protesto edildi. Yürüyüşü ve oturma eylemine İHD Amed Şubesi, TİHV Amed Temsilciliği, Amed Barosu, Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD), Amed Tabip Odası, Mezopotamyada Yakınlarını kaybedenler Derneği (MEYA-DER) yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği (Diyar TUHAD-DER) yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistleri katıldı.

Yürüyüşe geçmeden önce kısa bir konuşma yapan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Amed Şube Başkanı Raci Bilici, hükümetin kayıplar konusunda ki tutumunu protesto etmek amacıyla siyah bantlarla ağızlarını kapayarak sessizce yürüyeceklerini, ardından da oturma eylemi yapacaklarını söyledi. Bilici, her hafta kayıpların bulunması, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve faillerinin bulunup yargı önüne çıkarılması ile ilgili taleplerini bir kez daha yineledi. Bilici, bununla birlikte geçmişle yüzleşmenin sağlanmasının önemine değinerek, devletin geçmiş dönemlere ait arşivlerini açmasını istedi. 

Bilici’nin açıklaması ardından AZC Plaza önünden başlayarak, Ofis alt geçit ve Sunay caddesi boyunca ağızları bantlı bir şekilde sessizce yürüyen kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, her hafta oturma eylemi düzenledikleri Koşu yolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde 30 dakika boyunca oturarak sessiz protestoyu sürdürdü.

Sona eren eylemin ardından insan hakları savunucuları, halka gözaltı birimlerinde ve bu birimlerin dışında karşılaşabilecekleri olası ihlallerin önlenmesi için, hukuki mevzuat içeren ‘Haklarınızı Biliyor musunuz?’ kitapçıkları dağıttı. 

CİZRE

Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 90'lı yıllarda gözaltına alındıktan sonra katledilen ve kaybedilenlerin akıbetinin aydınlatılması amacıyla her hafta eylem yapan Dayîkên Şemîyê, 313'üncü haftada Sanat Sokağı'nda bir araya gelerek adalet arayışlarını yeniledi. Yoğun yağmura rağmen şemsiyeler altında bir araya gelen aileler, kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. İbrahim Demir'in oğlu Metin Demir babasının katledilişinin 23'cü yıl dönümü nedeniyle eyleme katılan annelere karanfiller dağıttı. 

Her hafta bir hikâyenin anlatıldığı eylemede, bu hafta Şırnak'ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu (Xenduk) Köyü'nde JİTEM elemanları tarafından İdil'den traktörle eve gelmek istedikleri sırada gözaltına alınan İbrahim Demir ve köy muhtarı Agit Akipa'nın failleri soruldu. 

Askerlerin köyün okulunda ve evlerinde kaldıkların belirten İbrahim Demir'in oğlu Metin Demir, "Babam ve köyümüzün muhtarı olan Agit Akipa birlikte JİTEM'ci olarak bilinen korucular ve askerler tarafından İdil'den traktörle geldikleri sırada alındı. Traktördeki diğer kişiler köye ulaşması ile durumludan haberdar olduk. Gözaltı işlemini yapan Jandarma karakoluna gittik ancak 'Onları hiç görmediklerini' söylediler" dedi. Ertesi sabah JİTEM tarafından alındıkları yere köylülerle birlikte gittiklerini söyleyen Demir, "İzleri takip etmeye başladık ve bölgeyi karış karış aradık. Yaklaşık bir kilometre ötede girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada işkence ve mermilerle katledilmiş haldeki cansız bedenlerine ulaştık. Babam İbrahim Demir, işkenceyle katledilmişti. Vücudunun her tarafında işkence izleri vardı. Agit Akipa ise silahla başından vurularak katledilmişti" diye anlattı. 

Babasının ve Muhtar Akipa'nın Kürt oldukları için katledildiklerin ifade eden Demir, "Askerler köyümüzün içinde kalmaya başlamışlardı. Köyün her tarafı, her evin içine askerler yerleştirilmişti. Bu duruma tepki gösteren Muhtar ve babam, İçişleri Bakanlığı'na defalarca yazı göndermişti. Ondan sonra sürekli köylülerin ekinleri ve bahçeleri askerler tarafından tahrip edilmeye başlandı. Askerlerin komutanı olan Üste Teğmen Yüksel Güven babamı ve muhtarı tehdit etmeye başladı. Olayın yaşanmasında Güven'in parmağı var" dedi. 

Adalet arayışların sürdüreceklerin söyleyen Demir, "Tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Tanıklara rağmen, failler biliniyor olmasına rağmen hukuk işletilmedi. Mahkeme, 20 yıl aradan sonra takipsizlik kararı verdi" diye belirterek dosyayı AİHM'e taşıdıklarını ve sonuna kadar davanın takipçisi olacaklarını ifade etti. 

JİTEM tarafından 23 yıl önce katledilen İbrahim Demir'in ismini taşıyan torunu İbrahim Demir hiç tanışmadığı dedesine yazdığı mektubu okudu. Yapılan konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemine geçildi.

BATMAN

Kayıp yakınlarının adalet arayışlarını sürdürdüğü Batman'da da "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla devam eden eylemin 305'nci haftası Atatürk Parkı önünde gerçekleştirildi. Eyleme, İHD yöneticileri, üyeleri, kayıp yakınları ve kimi STÖ temsilcileri ile kitle katılırken, bu hafta eyleme katılımın yoğun olduğu görüldü. Kayıp yakınları adına konuşan İHD yöneticisi Mehmet Bağatır, kayıpların akıbetlerini ve kaybedenlerin yargılanmasını istediklerini ifade etti. Bağatır, demokratik bir barışın sağlanabilmesi için kayıpların bulunması gerektiğini ifade etti. 

Eylem yapılan 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi. 

YÜKSEKOVA

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde kayıp yakınları ve İHD yöneticileri, 37'nci hafta da Sanat Sokağı'nda bir araya gelip 7 Aralık 2013 tarihinde özel harekat polisleri tarafından infaz edilen Bêmal Tokçu ile kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı. Eyleme Tokçu ailesi ile 6 Aralık'ta katledilen M.Reşit İşbilir, Veysel İşbilir ailesi, Şemdinli kayıp yakınları, Şemdinli Belediye Eş Başkanı Seferi Yılmaz, HDP, DBP Şemdinli ve Yüksekova ilçe yöneticileri, Hakkari Barosu yöneticileri, İHD Hakkari Şube Başkanı İsmail Akbulut, İHD Serhat Temsilcisi Orhan Koparan ve yüzlerce yurttaş katıldı.

Saygı duruşunun ardından konuşan İHD Serhat Temsilcisi Orhan Koparan, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a yönelik "Akan kandan Demirtaş sorumlu olacaktır" sözlerine karşı "Demokratik eylem ve taleplere tahammül etmeyen ve faşist güvenlik yasalarıyla önlemeye çalışan Başbakan ve AKP hükümeti akan kandan sorumlu olacaktır. Sayın Demirtaş'a yönelik geliştirilen linç kampanyası karşısında, Demirtaş'ın Kürt halkının iradesi olduğunu beyan ediyor ve kendisinin arakasında olduğumuzu belirtiyoruz. 17 bin yurttaşın katledilmesinin hesabını vermeyenler, aynı senaryoyu karanlık güçler eliyle ilçemizde günlerdir terör estirerek yapıyorlar ve kalkıp böyle bir açıklama yapmak provakasyondur" açıklamasında bulundu.

Ardından Bêmal Tokçu'nun eşi Ayşe Tokçu tarafından kaleme alınan hikayesini İHD Yöneticisi Tayyup Canan okudu. Canan, Reşit ve Veysel İşbilir'in cenaze töreni dönüşü polisin 7 Aralık 2013 tarihinde ağır yaraladığı ve 11 Aralık'ta yaşamını yitiren Bêmal Tokçu'nun infazı üzerinden bir yıl geçmesine rağmen faillerinin ortaya çıkarılıp cezalandırılmadığını hatırlattı. Hikayeyi okuyan Canan, "Bêmal ilçeye küçük çocuğu için mama almaya giderken, İşbilir'lerin cenaze törenine katılır. Cenaze töreni yapılıp dağıldıktan sonra kitleye polis tarafından ateş edilmiş ve eşim hedef gözetilerek kafasından vurulmuş ağır yaralanmıştı. 11 Aralık'ta ise ölüm haberiyle iki çocuk babasız kaldı. Biz sivil ve savunmasız olan eşimi öldüren polisler hakkında Yüksekova Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Fakat bir yıl geçmesine rağmen savcılık daha ifadelerimizi bile almadı. Benden ve çocuklarımdan fiziken Bêmal'ı aldınız ama yüce yaradan da sizden hesabı alsın" dedi. Son olarak söz alan, Bêmal Tokçu'nun babası Ubeyt Tokçu, Davutoğlu'nun açıklamalarına "Katliamları siz yapacaksınız, akan kandan Demirtaş sorumlu olacaktır. Demirtaş bizim kalbimiz, ruhumuz, canımızdır" şeklinde gösterdi.

Kayıp yakınları ve kitle 5 dakikalık oturma eyleminin ardından 38'inci haftada buluşmak üzere alandan ayrıldı.










Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.