ŞemdinliHaber

Kanar: Yargı misyoner gibi çalışıyor

Güncel

HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel'in avukatları, 8 yıl 9 aylık cezanın Yargıtay tarafından onanmasını yargının siyasete müdahalesi olarak değerlendirdi.

HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel'in avukatları, 8 yıl 9 aylık cezanın Yargıtay tarafından onanmasını yargının siyasete müdahalesi olarak değerlendirdi.


Yargıtay 9. Ceza Dairesi, HDP Eşbaşkanı ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'e "PKK üyeliği" iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Yargıtay'ın kararına ilişkin Tuncel'in avukatları Ercan Kanar, Mahmut Taşcı, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Başkanı Fırat Epözdemir ile İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında ilk sözü alan Efe, Sebahat Tuncel'in halkın iradesiyle hapishaneden çıktığını ve parlamentoya girdiğini söyledi. Efe, "Siyasetin yargıya müdahale etmesi nedeniyle Sebahat Tuncel kararı barış sürecine olan umutkar beklentimizi endişelendirmektedir" dedi.

‘KARARIN HUKUKİ BİR YANI YOK’

Av. Ercan Kanar ise Yargıtay kararının hukuki olmayan, operasyonel, ayrımcı ve ideolojik bir karar olduğunu söyledi. Yerel mahkemenin verdiği kararın ve Yargıtay'ın kararı onamasının ceza yargılaması hukukunun yazılı, sözlü, yerleşik tüm kuralları ve insan hakları hukukunun bağlayıcı tüm içtihatlarının rafa kaldırılması anlamına geldiğini belirten Kanar, Türk yargı pratiğine ayrımcı, ötekileştirici bir pratiğin egemen olduğunu ifade etti.

Yargı pratiğinin adeta egemen ideolojinin misyoneri gibi çalıştığını kaydeden Kanar, "Başta Kürtler olmak üzere tüm muhaliflere yargı faaliyetinde adli tehcir, adli getto konumu yaratmaktadır" dedi. Tuncel kararını "hukuk adına kara bir leke" olarak yorumlayan Kanar, avukatlık dönemi boyunca bu kadar hızlı onaylanan bir dosyaya rastlamadığını ifade etti.

Mahkemenin karar verirken ispat için kullandığı araçların hepsinin hukuka aykırı olduğunu belirten Kanar, "İbrahim Çakmaz adlı yüz kızartıcı suçlar nedeniyle hakkında sayısız soruşturma açılmış ve hükmü bulunan şahsın çelişkili beyanları temel bir ispat aracı olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki bu şahıs 14.09.2006 tarihli savcılık ifadesinde 'intikam almak amacıyla atfı cürümlerde bulunduğunu' itiraf etmiştir" dedi.

Dava dosyasına mütalaadan yıllar sonra ve karardan bir yıl önce nereden üretildiği belli olmayan yapay bir "gizli tanık" dahil edildiğini ve ispat aracı konumu verildiğini ifade eden Kanar, "Bu gizli tanığın 2011 Newroz'un da Silopi'de müvekkilin bir emniyet görevlisi ile yaşanan tartışmadan sonra dosyaya ithal edilmesi son derece düşündürücüdür" diye konuştu. Kanar, Tuncel'in Silopi'de emniyet görevlisi ile tartışmasının ardından dosyaya gizli tanık konulmasına dikkat çekti.

Bakırköy Prof. Dr. Mashar Osman Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin, hakkında "Bipolar Bozukluk Manik Epizod" raporu verdiği Hacer Nar isimli kişinin ifadesinin de ispat aracı olarak kullanıldığını kaydeden Kanar, oysa şahsın ifadesini sonradan geri aldığını hatırlattı.

AKP Hükümeti'nin dün "yargı görevini yapsın" dediğini, muhalefetin ise "yargıda çete var" dediğini, bugün gelinen noktada başbakan ve hükümet üyeleri "yargıda çete var" dediğini, muhalefetin ise "yargıya karışmayın" dediğini hatırlatan Kanar, "Balyoz ve Ergenekon davalarının yeniden görülmesi gündemi dahi oluşturulmaktadır. Kuşkusuz bu davalarda da çok önemli hukuka aykırılıklar ve dürüst yargılanma hakkına aykırı yargı pratikleri vardır. Ama vurgulamalıyız ki Kürt muhalefetine ve sol muhalefete yönelik yargı pratiğinde yapılan hukuka aykırılıklar diğerleriyle kıyaslanamayacak kadar hat safhadadır" diye konuştu.

‘KARAR DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARINA DERBEDİR’

Tuncel hakkında verilen kararın Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözüm çabalarına indirilmiş bir darbe olduğunu ifade eden Kanar, "Tutuklu Kürt milletvekilleri için verilen tutukluluk halinin devamı kararları gibi... Hukuk tarihi yarın bu ayrımcı yargı pratiğini kara sayfalar olarak yazacaktır" dedi.

‘DAVA AİHM’YE GİDECEK’

Yargıtay kararına itiraz edeceklerini, Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını söyleyen Kanar, sonuç almadıkları durumda dosyayı AİHM'e götüreceklerini belirtti.

Ardından konuşan Av. Mahmut Taşçı, "Tuncel kararı çok hızlı ilerletildi. Gerek kararın verilmesinde gerek Yargıtay'daki temhis incelemesi çok hızlı ilerledi. Bu kararın jet hızıyla verilmesi demokratik çözüm sürecine yönelik bir sabotajdır" dedi.

‘YARGININ SİYASETE MÜDAHALESİ DEVAM EDİYOR’

ÖHD Başkanı Av. Fırat Epözdemir ise "Yargının siyasete müdahalesi devam ediyor. Sebahat Tuncel kararının özeti bu" diye konuştu. Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 9 ay gibi kısa bir sürede yerel mahkemenin verdiği kararı onadığını ifade eden Epözdemir, "Zaman aşımı olmayan hiçbir dosya bu kadar kısa sürede onanmaz" dedi. Epözdemir, "Sebahat Tuncel'in bir polis memuruna atmış olduğu bir tokat günlerce aylarca tartışıldı. Yargı o tokatın hesabını şimdi soruyor" diye konuştu. / anf

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.