Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Dersim ziyaretinde, ‘Dersim olayı’ diye tanımladığı Dersim Katliamında halka reva görülen zulüm ve vahşete dair her geçen gün yeni hikayeler ortaya çıkarken. Birçok toplu mezar açılmayı, açılanlar, tesadüfen bulunanlar ise aydınlanmayı bekliyor.
Adeta kazılan her yerden kemiklerin fışkırdığı Dersim’de 2014’ün haziran ayında bir toplu mezar daha ortaya çıkmıştı. Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Bargini (Karabakır) köyü, Sekasur mevkiinde 1938 yılında askerlerce yakılarak katledilen 24 kişiye ait kemiklerin, anıt mezar çalışması sırasında tesadüfen, bulunmasının ardından başlayan yargı sürecinde henüz bir ilerleme yok. Kadın, çocuk, yaşlı 24 kişinin bir samanlığa doldurularak, askerler tarafından diri diri yakıldığı katliamı Bargini Ağuçan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı İnanç Dolu ve yargı sürecini takip eden Avukat Cihan Söylemez’le konuştuk.
KEMİKLER ANIT MEZAR ÇALIŞMASI SIRASINDA BULUNDU
Baran ve Canan ailelerine ait olduğu düşünülen toplu mezarın Sekasur bölgesinde, 1938 yılından beri anlatılarak günümüze kadar geldiğini belirten Bargini Ağuçan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı İnanç Dolu, “24 kişinin öldürülme olayını kendi aramızda biliyorduk. 38’den beri anlatıla anlatıla günümüze kadar ulaşmış bir bilgidir. İnsanların yaşadıkları eziyet ve kıyımlar korkuyu da beraberinde getirmiş. Korkudan kimse bölgede herhangi bir çalışma yapamamış. Katliama uğrayan Canan ve Baran ailelerinin yurt dışında oluşturduğu ‘Sekasur İnisiyatifi’ adlı bir çalışma ekibi oluşturuldu. İnisiyatifimizin başlatmış olduğu anıt yapma çalışmaları sırasında, harabenin içindeki kemiklere ulaşıldı” dedi.
KİMLİKLERİ VE İNANÇLARI NEDENİYLE KATLEDİLDİLER
Baran ve Canan ailelerinden 12’şer kişi olmak üzere toplam 24 kişinin Sekasur’da bir samanlığa toplanarak yakıldığını anlatan Dolu, katliamın gerekçesini ise şu sözlerle anlattı; “İki ailenin yaşlılarından Turabi Baran ve Hasan Canan, Hozat’a çağrılarak ‘Sakallarınızı kesmezseniz sizin için iyi olmaz’ diye uyarılıyor. Onlar da ‘Canımızı veririz, sakalımızı kesmeyiz’ yanıtını verince, aileden 24 kişi toplanıp öldürülüyor. İki ailenin de birkaç ferdi, hayvan nöbetinde oldukları için kurtuluyor.” Alevi pirlerinde sakalın bir sembol olduğunu söyleyen Dolu, “Sakalı olanlar ailenin yaşlılarıdır. Kadınların ve çocukların sakalı yoktur. Ancak öldürülen 24 kişinin içinde kadınlar ve çocukların da olduğu bilinmektedir. Aslında pirlerle beraber katledilmek istenen Alevi inancıydı. İnsanlar etnik kimlikleri ve dini inançları nedeniyle katledildiler” dedi. Bu yılın haziran ayında, başlanan anıt çalışmaları sırasında kaldırılan bir taşın altında kemiklere rastladıklarını söyleyen Dolu, Avukat Cihan Söylemez aracılığıyla Hozat Cumhuriyet Savcılığına başvurduklarını söyledi.
BU OLAY BİR AN ÖNCE AYDINLATILMALI
Yargı sürecine ilişkin görüştüğümüz Avukat Cihan Söylemez, “Sekasur bölgesinde ortaya çıkan toplu mezarla ilgili başvurduğumuz Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi” dedi. Bunun üzerine Erzincan Ağır Ceza Mahkemesinde itirazda bulunduklarını anlatan Söylemez, “Mahkeme 1937-38 Dersim katliamı ve Sekasur bölgesindeki toplu mezar için olumlu karar verdi” dedi. Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı kararının kesin olmasına rağmen, Hozat Cumhuriyet Başsavcılığının yeniden soruşturma dosyasının kapatılmasını istediğini belirten Söylemez, “DNA testlerinin yapılması, neden ve ne şekilde öldürüldüklerinin tespit edilmesi için dava süreci devam ediyor. Gelinen noktada henüz bir gelişme yok. Bu olay bir an önce aydınlatılmalıdır” dedi. / Evrensel