Türkiye’de 7 Haziran’da yapılacak parlamento seçimleri hakkında görüşlerine başvurduğumuz Sol Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Hans Linde, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin üyelik görüşmelerinde % 10 barajı konusunu gündeme getirmesi gerektiğini ve bu gerçekleşmeden Türkiye’nin AB üyeliğine alınmaması gerektiğini ifade etti.
Avrupa ülkelerinde seçim barajının barajın % 3 ila 5 oranında değiştiğine dikkat çeken Linde, Türkiye’nin % 10 barajını kullanarak toplumun değişik kesimlerinin iradelerinin parlamentoya yansımasını engellemesini kabul edilemeyeceğini dile getirdi.
HDP’nin barajı aşamamasnın Türkiye’de ne tür sorunlara yol açabileceği sorumuzu ise ”Eğer HDP % 10 barajı nedeniyle parlamentonun dışında kalırsa Kürtlerin ve Türkiye solunun tepkileri artacaktır. Bu demokratik parlamenter sistemin içinde çalışmanın bir anlamı olmadığı şeklinde algılanacaktır. Politik mücadeleyi yürütmek için başka yollara başvurma eğilimi güçlenecektir. Türkiye’nin HDP’nin parlamentoya girmesinden ve demokratik parlamenterizm içinde yer almasından çıkarı vardır” şeklinde cevapladı.
HDP’nin listelerinde Kürt ve sosyalistlerin dışında Ermeni, Süryani, Roman, Çerkez ve diğer etnik kökenlerden adaylar göstermesini çok önemsediklerini söyleyen Linde, ”Türkiye tarihinde ilk kez geçtiğimiz dönem yapılan seçimlerde bir Süryani Türk Parlamentosu’nda yer aldı. Bu sadece Asuri-Süryaniler açısından değil tüm Hıristiyan halklar için önemliydi. Bu onlar açısından bir zaferdi. HDP’nin Kürtlerin yanı sıra diğer halkların temsilcilerine listelerinde yer vermesi azınlıkların haklarını güçlendirici bir işlev görecektir” dedi.
Eğer HDP barajı aşar ve değişik halkların temsilcileri parlamentoda temsil edilirse bunun dış dünyaya Türkiye’nin çok halklı, dinli ve kültürlü bir ülke olduğu, sadece Türklerin yaşamadığı mesajını vereceğini söyleyen Linde, Sol Partinin HDP’yi desteklemek için ne yapmayı düşündüğü sorumuzu da şu şekilde cevapladı:
“Biz şimdi seçimlere gözlemci yollamak için hazırlık yapıyoruz. Geçtiğimiz dönem yapılan seçimlerde büyük bir gözlemci grubu yollamıştık. Ben de Diyarbakır’daki seçimlere gözlemci olarak katılmıştım. Benim deneyimlerim Türkiye ve Kürdistan’da yapılan seçimlerde daha fazla göz ve kulağa ihtiyaç olduğu yönünde. Ayrıca adil bir seçim olması ve seçimlerin demokratik bir ortamda yapılması için bu gerekli. Bu nedenle de biz bu seçimlerde daha fazla arkadaşımızı görevlendireceğiz.”
Türk devleti ve AKP iktidarının BDP ve HDP’nin seçim başarılarını hazmedemediğine bizzat kendisinin şahit olduğunu söyleyen Linde, “Diyarbakır’da halk BDP’nin başarısını kutlamak için sokaklara çıkmıştı. Polisin nasıl TOMA’lar ve biber gazıyla saldırdığını gözlerimle gördüm. Ben de saldırılardan etkilendim. Türkiye seçimlere gözlemci olarak katılan yabancılara da saldırıyor. Ben İsveç’e geri dönüşümde elimdeki tüm resimleri İsveç medyasına ilettim. Umarım bu seçimlerde aynı şekilde saldırmazlar” diyor.
“Biz hem Türkiye’nin demokratikleşmesine katkıda bulunmak hem de HDP’yi desteklemek için seçimlerde Türkiye’de olacağız” diyen Linde, Sol Parti’nin ”Türk solu ve Kürtlerin yer aldığı bu oluşumu destekliyoruz. HDP ile her zaman iyi ilişkilerimiz ve işbirliğimiz oldu ve HDP’nin % 10 barajını aşacağını umuyoruz” şeklinde özetledi.