ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD’nin başkenti Washington’da Foreign Policy grubu ile ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği Dönüşümsel Eğilimler Stratejik Forumu’nda konuştu.
ABD’nin Ortadoğu politikası ve Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD karşı yürütülen operasyona değinen Kerry “IŞİD’e karşı Suriye’de girişilen hava saldırılarının aslında Esad’ın işine yaradığını” dile getirdi.
“Aslına bakarsanız, Esad rejimi ve IŞİD birbirine bağımlı. Bu nedenle Esad ılımlı muhalefetin elindeki bölgeleri durmak bilmeden bombalarken, IŞİD’in ilerleyişini engellemek için hemen hemen hiçbir şey yapmıyor. Bu vurgulanmaya değer bir nokta. Esad ve IŞİD arasında sembiyotik bir ilişki var. IŞİD kendisini Esad’a karşı tek alternatif olarak sunuyor. Esad da IŞİD’i karşı son savunma hattı olduğunu iddia ediyor. Her ikisi de bunun sonucunda daha güçlüler.”
IŞİD’in eylemlerinin, “gözlerini korkutmadığını” da belirten Kerry, “IŞİD’in liderleri, dünyanın onlara karşı çıkamayacak kadar gözünün korkacağı varsayımında bulunuyor. Şunu çok net ifade edelim: Gözümüz korkmuş durumda değiliz” ifadesini kullandı.
Suriye’deki ihtilafın askeri bir çözümünün olmadığını, geniş temsiliyete sahip yeni bir hükümete müzakere edilmiş bir siyasi geçişin en arzu edilen netice olmayı sürdürdüğünü ifade etti.
“Bu, yabancı savaşçıları marjinalize etmenin, mültecilerin geri dönüşünü sağlamanın, uzlaşı ve yeniden toparlanma sürecine başlamanın en iyi yolu. Bu yalnız kademeli bir süreç olabilir ancak IŞİD’in yükselişi bize (Suriye krizini çözmek için) doğru yönde adım atmada yeni bir neden sunuyor. Bu fırsatı değerlendirmeliyiz. Bu bağlamda, ABD bu girişime yapıcı katkı sağlayabilme yeteneğine sahip her ülkeye çağrıda bulunuyor.”
Kerry, “Eğer IŞİD’i bertaraf etmezsek, Ortadoğu için yaşanabilir ve kabul edilebilir bir gelecek olmayacak” dedi.
Kerry, ABD’nin hem ulusal güvenlik hem de ekonomisinin çıkarları gereği Ortadoğu’da angaje olmaya devam etmesi gerektiğini de belirterek, şunları söyledi:
“Biliyorum bazıları şunu diyor: Enerji bağımsızlığına doğru ilerliyoruz, dolayısıyla Ortadoğu’yu bırakabiliriz. İnanın bana, hiçbirimiz Ortadoğu’daki istikrarsızlık nedeniyle benzin kuyruklarında beklediğimiz ve fiyat şoklarının yaşandığı günleri özlemeyiz.
“Evet, son yıllarda enerji kaynaklarımızı çeşitlendirmek adına önemli adımlar attık. Evet, şu anda Ortadoğu petrolüne daha az bağımlıyız. Ancak uzun süre önce fark ettiğimiz üzere, enerji piyasası küreseldir ve Körfez petrolünde yaşanabilecek herhangi bir ciddi aksamanın bizim kendi refahımız kadar hepimizin bugün bağlı olduğu küresel ekonomi açısından da önemli sonuçları olabilir.”