İbrahim Halil Sınır Kapısı'nda park edilen bir TIR'ın soğutma deposunda bekletilen cenazeler, AKP'nin engeli nedeniyle 8 gündür defnedilebilmiş değil.
Cenazelerini almak üzere Güney Kürdistan'daki İbrahim Halil sınır kapısına giden aileler de günlerdir bekliyor.
DTK Eş Başkanı Selma Irmak'ın verdiği bilgiye göre, cenazelerin, sınır kapısından alınmaması kararının sahibi müstafi Bakanlar Kurulu. Irmak, Bakanlar Kurulu'nun yazılı kararını istedi ancak kendisine bir karar tebliğ edilmedi.
'AİLELER CENAZELERİ ALMADAN GİTMEME KONUSUNDA KARARLI'
Dün gece Güney Kürdistan'a geçen DTK Eş Başkanı Selma Irmak, ailelerin cenazeleri alma konusunda kararlı olduklarını söyledi.
ANF'ye konuşan Irmak, "Aileler çocuklarının defnedememenin acısıyla perişan bir halde. Ancak ne olursa olsun, aylarca burada kalsak, çocuklarımızın cenazelerini almadan gitmeyeceğiz diyorlar. Bu konuda son derece kararlılar. Kamuoyunun bu konuyu yeterince sahiplenmediğini düşünüyorlar. Çünkü bu 13 insan, IŞİD'e karşı mücadele ederken şehit düştü. İnsanlık onurunu savunurken yaşamını yitirdi. Bu cenazeler tüm toplumun cenazeleri. Bunu iyi görmek gerekiyor."
MÜTEDEYYİN KESİMLERE ÇAĞRI
Özellikle mütedeyyin kesimlere çağrılarının olduğunu söyleyen Irmak, "Bu 13 insana karşı dini vecibelerin yapılması gerekiyor. Sürekli 'İslam, din' diyen birinin bu yaptığı zulümdür. Dine de aykırıdır. Melelerimiz, 'Cenaze yerdeyken namaz bile kılınmaz' diyor. Mütedeyyin kesimler, bu yapılan zulmü görmeli" dedi.
Yapılması gereken tüm girişimleri yaptıklarını hatırlatan Irmak, "Uluslararası örgütlere, insan hakları örgütlerine, AB ve Avrupa Konseyi'ne de başvuruda bulunduk. Devlet nezdinde yapılması gerekenleri yaptık. Aileler 'Cenazelerimizi almadan gitmiyoruz' dediği sürece onların yanında olacağız. Devlet yetkililerine bunun bir insanlık meselesi olduğunu, siyasete malzeme yapılamayacağını anlatmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Din alimlerine ve gençlere seslenen DTK Eş Başkanı Irmak, "Bu cenazeler hepimizin cenazesidir. Bu cenazelere sahip çıkmak için hepimizin sınır kapısına akın edip, ailelerimizin yanında olması gerekir. Bu duruma sessiz kalmanın suça ortak olmak olduğunu herkesin bilmesi gerekir" dedi.