Raporda, “Eğer Türk silahlı kuvvetleri 21, 27 ve 28 Ocak günleri hedef aldığı ve sivillerin öldürüldüğü bölgelerde onlarca sivilin varlığını tespit edemediyse, bu durum, Türkiye’nin bir hedefin yakınlarında sivillerin yaşayıp yaşamadığını nasıl kesinleştirdiği ve sivillere verilen zararı asgari düzeye indirmek için mümkün olan bütün önlemleri alıp almadığı konusunda ciddi endişe yaratıyor” denildi.
Örgüt raporunu, aralarında mağdurların ve saldırılardan sonra yardıma ilk koşan kişilerin de bulunduğu yedi tanığa, olay yerlerinde çekilen fotoğraflar ile uydu görüntülerinin analizlerine dayandırdı. Rapordaki iddialar şöyle:
‘ÇADIRDAKİ SİVİLLER VURULDU’ İDDİASI
Rapordaki iddiaya göre, 28 Ocak günü öğle saatlerinde, Kobla köyü yakınlarında Kinno ailesinin yaşadığı çadırlar dört kez havadan hedef alındı. Dört tanık, beşi çocuk en az sekiz sivilin hayatını kaybettiğini, ölenler arasında YPG’li olmadığını söyledi. Saldırıdan yaralı kurtulan Abdullah Kinno İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne yaptığı açıklamada, ailesinin Afrin’in bir diğer bölgesindeki şiddetten kaçarak burada çadır kurduğunu anlattı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu saldırıya dair uydu görüntülerinde askeri bir hedef tespit edilemediğini, bir çocuğun bisikletinin kalıntıları dahil, sivil hedefler bulunduğunu savundu.
‘EV TOP ATIŞINA TUTULDU’ İDDİASI
27 Ocak’ta ise Türk askerlerinin Mabatlı’da bir evi top atışına tuttuğu, bir aileden yedi kişinin hayatını kaybettiği iddia edildi. Örgüte konuşan doktorlara göre, bu saldırıda hiçbir savaşçı öldürülmedi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu olaya dair gördüğü fotoğraflarda, yakınlarda askeri bir hedef bulunmadığını savundu.
‘TAVUK ÇİFTLİĞİ VURULDU, YAKININDA HENDEK VARDI’
21 Ocak gününde de, TSK’nın Calbul’da bir tavuk çiftliğine hava saldırısı düzenlediği, üç tanığa göre aralarında çocukların da bulunduğu 11 sivilin hayatını kaybettiği öne sürüldü. İnsan Hakları İzleme Örgütü, tanıkların bölgede askeri bir hedef olmadığını söylediğini ancak uydu görüntülerine göre yakınlarda bir hendeğin bulunduğunu belirtti.
‘İNSANİ YARDIMA İZİN VERMEK ZORUNLU’
Raporda sınırın tıbbi sebepler dışında geçmek isteyenlere kapalı olduğu belirtilirken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘Afrin kent merkezinin kuşatılacağı ve dış yardımın kesileceği’ açıklamasına dikkat çekilerek şöyle denildi: “İhtilafın tarafları savaş yasalarına göre, ihtiyacı olan sivillere kesintisiz ve tarafsız biçimde insani yardım yollanmasına izin vermek zorunda.”
TÜRKİYE’YE SORUŞTURMA ÇAĞRISI
“Savaş yasaları, askeri amaçlarla kullanılmadıkları sürece sivillerin veya sivil yapıların hedef alınmasını katı bir biçimde yasaklar” denilen raporda, Türkiye’ye bu saldırılar hakkında soruşturma açma, bu soruşturmanın sonuçlarını kamuoyuna açıklama, sivil mağdurlara veya ailelerine tazminat verme ve bu saldırılardan kaynaklı uluslararası insani hukuk ihlallerinin sorumlularından hesap sorma çağrısı yapıldı. Örgüt, 26 Ocak tarihinde Türkiye Savunma Bakanlığı’na sivil ölümlere dair bulguları konusunda bir mektup gönderdiğini ancak yanıt alamadığını da açıkladı.
‘TÜRKİYE CİDDİYSE DAHA FAZLA ŞEY YAPMALI’
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Ortadoğu Direktör Yardımcısı Lama Fakih ise, “Görünüşe göre, Türkiye’nin son harekâtının yürütülüş biçimi nedeniyle, savunmasız siviller yerlerinden oluyor ve ölümle karşı karşıya kalıyor. Türkiye, sivillere zarar vermemek veya onları öldürmemek için mümkün olan her önlemi almakla ve eğer şiddetten kaçmak istiyorlarsa onlara yardım etmekle yükümlü” ifadelerini kullandı. Fakih, “Eğer Türkiye Suriye’de sivillere yanıt vermemek konusunda ciddiyse, o zaman daha fazla şey yapması gerektiği açık. Buna, sivillerin öldürüldüğü saldırılar konusunda soruşturma açmak da dahil” dedi.
Raporda Afrin’in, 125 bini Suriye’nin başka bölgelerinden kaçmış kişiler olmak üzere yaklaşık 323 bin sivile ev sahipliği yaptığı belirtildi. Bu veriler, Birleşmiş Milletler istatistiklerine dayandırıldı. (Dış Haberler)