‘ADALET YÜCE BİR DİNİ DEĞERDİR’
İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, Adalet Yürüyüşü’ne Sakarya’dan dahil oldu. Bir süre Kılıçdaroğlu ile birlikte yürüyen Eliaçık, yürüyüşte olma nedenlerini şöyle açıkladı: “Adalet talebini biz çok yüce bir dini değer olarak görüyoruz. Aynı zamanda adalet dünyevi bir değer. Kur-an’ı Kerim’de adalet Allah’ın ismi olarak yer alır. Hak olarak kullanılır, “Cenab-ı Hak” deriz. Hakkın, adaletin arayışının yükseltildiği bir yerde bizim olmamız lazımdı. O nedenle geldik. İsminde adalet geçen bir partinin 15 yıllık iktidarında adalet hiç bu kadar yerlere düşmemiş, ayaklar altına alınmamıştı. Gazeteciler tutuklanıyor, milletvekilleri içeri atılıyor, OHAL ve KHK bahanesiyle binlerce insan işinden oluyor, 40 bin kişi tutuklanıyor, 140 bin kişi açığa alınıyor, aileleri perişan ediliyor. Keyfi bir yönetim söz konusu. Her şey bir kişinin iki dudağı arasında bir hal var. Tam da böyle bir zamanda adalet talebi yükselince biz de buna katıldık.”
‘SİLİVRİ VE EDİRNE’YE DE GİDİLMELİ’
İhsan Eliaçık, 20-25 kişilik bir grupla İstanbul Maltepe’de sonlanacak yürüyüşün sonuna kadar yer alacaklarını söyledi ama, “Bizim görüşümüz böyle” diyerek iki de öneride bulundu, “Bizim görüşümüz Maltepe’den sonra Silivri’ye, Silivri’den sonra Edirne’ye gidilmesi yönündedir. Çünkü Silivri’de Cumhuriyet gazetesi yazarları var. Edirne’de HDP Eş Başkanı var. Sembolik değeri çok yüksek bir cezaevidir. Sayın Selahattin Demirtaş, sayın Kılıçdaroğlu’nun meslektaşıdır. Aynı sıralarda oturup milletvekilliği yaptılar. Bu jestin yapılması lazım. Kılıçdaroğlu’nun kendisine de bunu söyledim.”
‘YÜRÜYEREK DEĞİL ARABAYLA GİDİLEBİLİR’
Kılıçdaroğlu’nun herhangi bir cevap vermediğini “düşünüyoruz, bir karar veririz” dediğini aktaran Eliaçık, “Bir heyet gönderilebilir mi?” sorumuz üzerine ise şöyle devam etti, “Bir heyet gönderebilir. Yürüyüş olması şart değil. Silivri ve Edirne’yi yürüyerek değil arabayla ziyaret ettikten sonra Ankara’ya dönüp, yürüyüşü böyle noktalayabilir. Bu çok büyük jest olur. İnsanların kalplerini yumuşatır. Hayır bloğunun saflarını pekiştirir. Yürüyüş de bunlarla taçlandırılmış olur. Bu konuda gerek hükümet gerek CHP’nin ulusalcı kanadından eleştiriler gelebilir. Ama Kürt sorununu çözmek en çok kurucu partiye yakışır. Bu onların işidir, bunu yapmalı, bundan çekinmemelidir. Sonuçta Meclis’te milletvekili olan, Kılıçdaroğlu ile aynı sıraları paylaşan meslektaşıdır. İnsani olarak bile bunu yapmak gerekmez mi?
‘KILIÇDAROĞLU DA CHP DE YENİDEN DOĞABİLİR’
Eğer CHP lideri Kılıçdaroğlu Ankara’dan İstanbul’a yürürse bu Kılıçdaroğlu’nun yeniden doğuşu anlamına gelecektir. Ama bu yetmez. İstanbul’dan Edirne’ye giderse bu da CHP’nin kendini aşması, CHP’nin yeniden doğuşu anlamına gelecektir. Bu Türkiye için tarihi bir an olacaktır. Ama sonuç olarak biz buraya şartlı gelmedik. Bu yürüyüş nereye kadar gidecekse oraya kadar gideceğiz. Silivri, Edirne’ye giderse oralara da gideriz.”