ŞemdinliHaber

Hewler yönetimi Maxmur'a da ambargo uyguluyor

Hewler yönetimi Maxmura da ambargo uyguluyor
Güncel

Amed Barosu'ndan bir heyet üç günlük Güney Kürdistan ziyareti çerçevesinde Şehit Rüstem (Maxmur) Kampı Belediyesini de ziyaret etti.

Amed Barosu'ndan bir heyet üç günlük Güney Kürdistan ziyareti çerçevesinde Şehit Rüstem (Maxmur) Kampı Belediyesini de ziyaret etti.  Maxmur Belediye Eşbaşkanı Bermal Colemêrg, bir yılı aşkın bir süredir Hewler yönetiminin Maxmur'un ihtiyaçlarını kestiğini belirterek, belediyeye verilen ödeneğin de kesildiğini kaydetti.


Batı Kürdistan'a yönelik pozisyonu nedeniyle yoğun tepki alan Federal Kürdistan Bölge hükümetinin, bir yılı aşkın bir süredir Maxmur Mülteci Kampı'na da ambargo uyguladığı bildirildi. Kamp yöneticileri, bu bilgiyi kendilerini ziyaret eden Amed Barosu heyeti ile paylaştı. 

Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin başkanlığını yaptığı heyet  Maxmur Belediye  Eşbaşkanları Bermal Colemêrg, Mamosta Kendal ve Dışilişki sorumlusu Polat  Çelê ile meclis üyeleri tarafından karşıladı. Ziyarette kamp hakkında bilgi alan Baro avukatlarına plaket verildi.  

Ziyaretlerinin kamp hakkında bilgi almanın yanında sürece dönük taleplerin neler olduğunu öğrenmek olduğunu söyleyen Amed Baro Başkanı Tahir Elçi, bu konuda hazırlayacakları bir raporu kamuoyu ile paylaşacaklarını ve hükümetin ilgili kurumalarına ileteceklerini söyledi.

 Elçi, Kürt Halk Önderi Abdullah Ocalan’ın başlattığı Demokratik çözüm süreci içinde kampın nasıl bir rol aldığını, kampın taleplerinin neler olduğunu ve beklenti ve umutlarının neler olduğunu öğrenmek için kampı  ziyaret ettiklerini belirttikten sonra, hazırlayacakları raporda demokratik çözüm sürecinin yaşandığı bir dönemde kampın geri dönüş koşullarının ne olduğuna işaret edeceklerini söyledi.  

8 KAMP DEĞİŞTİRDİK

Belediye Eşbaşkanı Mamosta Kendal , 20 yılı aşkın bir süredir kendi toprakları üzerinde mülteciliğe sebep olan koşulların Türk devletin inkar ve imha sisteminin olduğunu  kaydederek, “Devletin insanlık dışı zülmüne karşı isyan ederek topraklarımızı terk ettik” dedi.

12 bin civarındaki kamp nüfusunun geride bıraktığı süreci, dönem dönem kamuoyu ile paylaştıklarını söyleyen Kendal, 1998 yılında Maxmur kampına gelinceye kadar 8 kamp değiştirmek zorunda kaldıklarını anlattı.  

KÜRTÇE EĞİTİMDE CİDDİ BİR TECRÜBEBİZ VAR

KCK sistemi çerçevesinde  kurumsal yapısı ile  özerk bir yönetim şeklini esas aldıklarını söyleyen Mamosta Kendal,  bölge güçlerinin siyasi çelişkilerinin kampa da yansıdığını ve kimi zorlanmalara neden olduğunu ifade etti. Mamosta Kendal, bu mültecilik sürecinde Kürtçe eğitimin 1995 yılında başladığını, şu an itibari ile kreşten akademiye kadar tüm eğitim kurumaları ile ciddi bir tecrübe, birikim kazandıklarını ve Kürtçe eğitimin alt yapısını tüm Kürdistan'a verebileceklerini söyledi.

Dış ilişkiler sorumlusu Polat Çelê, kampın geri dönüş koşullarının tek ve vazgeçilmez şartının Kürt Halk Önderliği Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olduğunu söyledi

Geri dönüş için koşul ve zeminin uygun olmadığını söyleyen Polat Çelê, Öcalan'ın özgür olmadığı bir zeminde hiç kimsenin güvencede olmayacağını ifade etti. 20 yıl önce hangi gerekçelerle topraklarını terk ettilerse halen aynı koşulların var olduğunu söyleyen Polat şöyle devam etti: “Geri dönüş için ilk şartımız Önderliğimizin özgürlüğü ve müzakere sürecinin başlamasıdır. Çocuklarımız burada eğitim Kürtçe alıyor, yasal zeminde bu sağlanmalıdır. Güvenlik önemli bir sorun terk ettiğimiz yerlere çeteler ve paramiliter güçler yerleşmiş durumda.

Maddi ve manevi tazminatlar elbette karşılanacaktır, ancak bu şart Önderlik ve PKK’nin çağrıları olmadan bir anlam ifade etmez. Tek başına köyleri inşa etme ve tazminat ödeme geri dönüş için kabul edilemez taleplerdir.  Bu halk özgürlüğü için bunca bedel ödedi. Özgür yaşayıp kendi kendini idare etmelidir.”

BİR YILI AŞKINDIR KAMPA AMBARGO VAR

Çelê, temel insani ihtiyaçlarının yerel hükümet, Baxdat ile Birleşmiş Milletler tarafından siyasal yaklaşımlarla karşılanmadığına da dikkat çekti.  

Belediye Eşbaşkanlarından Bermal Çolemerg de kamp üzerinde yerel hükümetin (Federal Kürdistan Bölge Hükümeti) siyasi yaklaşımlardan dolayı bir yılı aşkın bir süredir ihtiyaçların kesildiğini söylerken, son süreçte belediyeye verilen ödeneğin de kesildiğini ifade etti.  

Çocuk ve kadın sağlığı konusunda hiçbir yatırım yapılmadığını belirten Bermal şunları söyledi: “12 bin nüfusa yakın bir yerleşim yerinde bir ambulans yok. Bir doktor var,  o da Arap ve halkın sorunlarını ancak tercüman aracılığı ile öğrenebiliyor.  Çocuklar kendi dilleri ile eğitim almalarına rağmen sosyal faaliyet alanlar halen yok. İçme suyu kullanılacak derece değil, havanın sıcaklığı ve coğrafyadan kaynaklı kimi hastalıklar baş gösteriyor." / anf