Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, yaptığı yazılı açıklama ile Kürdistan ve Türkiye’de 1990’lı yıllarda devlet güvenlik güçlerinin karıştığı faili meçhul cinayetlerinin aydınlatılması için açılan davaların sonuç vermediğini söyledi.
Bunun bir devlet politikası olarak uygulandığını vurgulayan Beştaş, yaptığı yazılı açıklamasında şunlara dikkat çekti: “Bugün, karanlık 90’lar döneminin ürünü olan ve faili meçhul olarak bilinen katliamların sessizce, birer birer davalarının açıldığına şahit oluyoruz. Geçmişte yaşanan hak ihlallerine ilişkin hakikatlerin ortaya çıkması, Türkiye’nin hakikatlerle yüzleşmesi, toplumsal belleğin güçlenmesi ve mağdurların adalete erişmesi açısından çok büyük önem arz ediyor. Fakat ne yazık ki, açılan davalar üzerinden yürüyen pratik, siyasi irade ile korunan yargının ‘cezasızlık‘ yolunda ilerlemesi ile devam ediyor. Bir dönemde kamu güvenlik görevlisi olan sanıkların yargılandığı dosyalarda cezasızlık politikası izleniyor ve bu bir devlet politikası olarak istisnasız uygulanıyor. 90’lı yıllarda ülkenin çeşitli illerinde Kürt halkına karşı işlenen cinayetler ile ilgili yargılamalar sürüyor. Ancak hemen hemen tüm dosyalarda, sanıklar için ‘özel bir usul yasası’ varmışçasına yürütülen skandal nitelikte yargılama süreçlerine tanık oluyoruz. Yargının cezasızlık pratiğinin ilk ayağı olan ‘nakil‘ kararları sonucu, Kürdistan’da işlenen birçok katliamın davası batı illerine nakil ediliyor.”
İNFAZ ÇETELERİ KORUNUYOR
HDP Eşbaşkan Meral Danış Beştaş bu süreci Nezir Tekçi davasını örnek göstererek, “Nakil ile Hakkari’den Eskişehir’e gelen dava, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Bu davadan ötürü AİHM, Türkiye’yi adil yargılama ve yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesi ile mahkum etmesine rağmen, 1995 yılında Nezir Tekçi’nin canavarca öldürülmesinden sorumlu tutulan sanıklar Ali Osman Akın ve Kemal Alkan tutuksuz yargılanıyor. Yine kurbanları Kürt işadamları, hukukçular ve aileleri olan bir diğer davanın yargılaması da Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor” dedi.
Mahkemelerin adeta ‘katilleri’ aklama mercilerine dönüştüğünün altını çizen HDP Eşbaşkanı Meral Danış Beştaş, şunlara dikkat çekti: “Onlarca Kürtün ölümünden sorumlu olan bir infaz çetesinin bir numaralı ismi Mehmet Ağar’ın ‘yargılanmasına’ bir türlü başlanmıyor. Özel celse açılarak ifadesi alınan sanık, diğer sanıklar ve mağdur aileleri olmadan ayrıcalıklı bir yöntemle ifade vermiştir. Mağdurların ısrarlı taleplerine ve mahkemenin zoraki aldığı ara karara rağmen, sanık hala sahte doktor raporları ile duruşmalara katılmıyor. Yargı onlarca insanın ölümünden sorumlu sanıkları adeta koruyor, kolluyor. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Veli Küçük ve çetelerinin yargılandığı bu dosyanın son duruşmasında, bırakın sanıkların yargılanmasını, mahkeme huzurunda mağdur yakınları ve avukatlar sanıkların koruma polislerinin ağır hakaret ve fiziksel saldırılarına maruz kaldılar. Yargı makamlarına sesleniyoruz. Adalet bir gün herkes için gerekli olacaktır. Kurban yakınları, aileleri ve onların temsilcileri olarak bu ülkede gerçek barışın ve demokrasinin yaşam bulması için katillerin yargılanması gerektiğine bir kez daha işaret ediyoruz. Cezasızlık politikalarınız sadece daha büyük yıkım ve uçurumlara neden oluyor. Mahkemeler katilleri aklamaktan vazgeçmelidir.”
Mehmet Ağar ve ‘infaz çetesi’nin yargılandığı davanın duruşması 17 Ekim tarihinde saat 10:00’da Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde; Nezir Tekçi’nin failleri Kemal Alkan ve Ali Osman Akın’ın yargılandığı davanın duruşması ise aynı tarihte saat 14.00’da Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüleceğini hatırlatarak, duyarlı kesimleri duruşmaya katılmaya çağırdı.