Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Türkiye’ye göç eden mülteci kadınların yaşadığı sıkıntıları ile kadın cinayetlerinde uygulanan tahrik indirimi ve iyi hal uygulamasını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’a sordu.
‘Kaç göçmen kadın zorla cinsel muayeneye tabi tutuldu?’
Kerestecioğlu, çoğu kadının ailesini ya da çocuğunu geride bırakarak daha iyi bir hayat umuduyla ya da erkek, devlet şiddetinden kaçmak için göç ettiğini; ancak göçmen kadınların geldikleri Türkiye’de de sıkıntılarının kat be kat arttığını ifade etti.
Kerestecioğlu, çocuk, yaşlı, engelli bakımı, eğlence ve turizm, tekstil, servis gibi pek çok alanda ya da işportacılık gibi gündelik işlerde güvencesiz çalışan göçmen kadınların başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere uluslararası hukuk ve standartlar tarafından tanınan haklarından yararlanamadığını kaydetti.
Kerestecioğlu, Bakan İslam’a şu soruları sordu:
* Göçmen kadınların, sınırdışı edilme korkusu duymadan başvurabilecekleri sağlık, barınma ve hukuki destek sağlayan bağımsız koruma mekanizmaları-nın oluşturulması için Bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?
* İstanbul Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüğünüz uyarınca göçmen kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için Bakanlığınızın hazırladığı bir eylem planı, alınması öngörülen hukuki tedbirler var mıdır?
* Türkiye’de ikamet eden göçmen kadınlarla ilgili herhangi bir istatistiki veri mevcut mudur?
* Türkiye’de son on yılda kaç göçmen kadın zorla cinsel muayeneye tabi tutul-muş ve sınırdışı edilmiştir?
* Türkiye’de son on yılda toplumsal cinsiyete dayalı şiddet görme tehdidi altın-daki kaç başvuru sahibine mülteci statüsü tanınmıştır?
‘Kadına yönelik şiddeti arttırdığını düşünüyor musunuz?’
Kerestecioğlu, yargının kadın cinayetlerine ilişkin davalarda verdiği “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimi uygulamasının cinsiyetçi şekilde kadınlar aleyhine, erkeklerin lehine uyguladığına işaret ederek, erkeklerin kadın cinayetlerinde haksız tahrikten yararlanmak için en çok başvurdukları kavramın da “namus” kavramı olduğunu belirtti.
Kerestecioğlu, sadece son 6 ayda görülen 26 kadın cinayeti davasının 13’ünde mahkemelerin sanıklara “iyi hal” ya da “haksız tahrik” indirimi uyguladığını ifade edildi.
Kerestecioğlu, Bakan İslam şu soruları sordu:
* İstanbul Sözleşmesi’ne göre kadınlara yönelik şiddeti önlemede anahtar unsur olan kadınlar ve erkekler arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesi” ilkesini açıkça ihlal eden beyanların hükümet ve devletin üst kademelerince sarf edilmesinin kadına yönelik şiddeti arttırdığını düşünüyor musunuz?
* Söz konusu kişilerin toplumu yönlendirici etkileri düşünülerek; kendilerine toplumsal cinsiyet eğitimi verilmesi ya da haklarında Meclis soruşturması başlatılması için Bakanlığınızın herhangi bir girişimi var mıdır? Hakimlerin cinsiyetçi şekilde kadınlar aleyhine tahrik indirimi ve iyi hal indirimi uygulamasını önlemek için İstanbul Sözleşmesi’nin tarafınıza yüklediği görevler uyarınca hukuki düzenlemeler yapmak için bakanlığınızın yürüttüğü bir çalışma var mıdır?
* İstanbul Sözleşmesi’nden doğan yükümlülüğünüz uyarınca hakimler ve savcılara yönelik herhangi bir toplumsal cinsiyet eğitimi verilmekte midir? Şimdiye kadar bu eğitimden kaç hakim ve savcı yararlanmıştır? Bu eğitimin içeriği nasıl hazırlanmaktadır?