Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, HDP'nin Türkiye'nin dört bir yanından gelen il eş başkanları ile HDP Genel Merkez binasında bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda ele alınacak temel konu ise 2015 seçimleri öncesi kongreler sürecinin değerlendirilmesi ile seçim stratejisi ve planlama çalışmaları olacak. Eşbaşkanlar toplantı başlamadan önce basına açıklamalarda bulundu.
Yüksekdağ, partilerinin il eş başkanları ile nasıl bir Türkiye'ye uyanmak istediklerine ilişkin tartışmalarda bulunacaklarını söyledi. İl eş başkanların halkın özgür geleceği ile yeni yaşam iradesini temsil ettiğine vurgu yapan Yüksekdağ, Türkiye'deki siyasi rejimin yapısından temellerine kadar ciddi bir bunalım ve yıpranma içerisinde olduğu koşullarda kongrelerini gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bugün yeni göreve gelen eş başkanlarımız oldukça kritik ve tarihsel bir dönemeçte özel ve önemli bir sorumluluk üstlendiniz. İçerisine girdiğimiz dönem Türkiye'nin geleceğinin iyi ya da kötü belirleneceği bir dönem" dedi.
Her zaman olduğu gibi iyinin tarafında olduklarını vurgulayan Yüksekdağ, Türkiye'nin geleceğinin iyi olabilmesi ve barıştan yana bir iktidar anlayışının şekillenmesi için sürdürdükleri mücadeleyi daha da ileri taşıyacaklarını söyledi.
‘FARKLILIKLAR GÜÇSÜZLÜK DEĞİL, DEĞİŞTİRİCİ GÜÇTÜR’
Yüksekdağ, "Sizler resmi devlet siyasetinin çizdiği tablonun dışında bir resim çiziyorsunuz" dedi. Söz konusu toplantıda yer alan partilileri kast eden Yüksekdağ, "Bugün burada farklılıkları ile bir araya gelen ve tüm ötekilerin gücünü temsil eden bir yapı var. Türkiye siyasetinde bu farklılıkların hep güçsüzlük olduğu söylendi ama bizler bu farklılıkların bir güçsüzlük değil, çok büyük ve değiştirici bir güç olduğunu keşfettik" dedi. Bu zamana kadar gerçekleştirdikleri kongreler ile HDP'nin aşamayacağı hiçbir barajın olmadığını gördüklerini vurgulayan Yüksekdağ, "Bize barajı aşarlar mı aşmazlar mı diye soranlara şu cevabı veriyoruz; Gelin bu salonun içerisindekileri görün ve tanıyın. Bu salonun içerisinde gördüğünüz her bir mücadele insanı onlarca, yüzlerce barajı devirerek buraya gelmiştir" değerlendirmesinde bulundu.
Önlerinde hiçbir engelin dayanamayacağını kaydeden Yüksekdağ, bunu bir özlem ya da istek olarak söylemediklerini, bunun birikim ve niteliklerinin yansıması olduğunu söyledi. Yüksekdağ, "Engelleri aşmak ve Türkiye'de değişimin dinamosu olmak bu partinin fıtratında vardır. 2015 seçimlerinde de yine bütün engelleri aşarak yeniliğe ve bütün Türkiye halklarının yeni demokratik Türkiye'sine ulaştırabilecek esas güç HDP'dir. Arkadaşlarımız zorlukları aşmakta ne kadar mahir olduklarını göstereceklerdir" diye konuştu.
DEMİRTAŞ: ALTERNATİF BİR MERKEZ HALİNE GELDİK
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise, kongreler sonrası ilk defa teşkilatlarının sorumluları ile bir araya geldiklerinin altını çizerek, "Bugüne kadar çok yoğun bir mücadele performansıyla, tarihsel mirasla, direniş geleneği ile birlikte Türkiye'nin en yeni partisini kurduk ve örgütledik. Bugün itibari ile 81 ilin 65'inde örgütlenme tamamlanmış durumda. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde de 16 ilde daha örgütlenmelerimiz tamamlanacak. Şubat ayı sonu ile birlikte Türkiye'nin 81 ilinde örgütlü bir parti haline geleceğiz" dedi.
Hükümetlerin ve devletin baskısı altında muhalefet yapamaya çalışmış partiler açısından gelinen noktanın kendileri için önemli olduğuna vurgu yapan Demirtaş, "Ağır bedeller, büyük zorluklarla partimizi bugün Türkiye'de alternatif bir merkez haline getirdik. Bütün ezilenlerin artık Trakya'da da, Karadeniz'de de, doğuda da, batıda da, orta Anadolu'da da her yerde ezilenlerin gözü artık bizim üzerimizde" şeklinde konuştu.
Türkiye'de HDP ile birlikte yeni bir siyasi anlayışa geçiş yapılacağını vurgulayan Demirtaş, "Halklarımıza iki alternatif sunacağız; biri biziz, bizim etrafımızda bizimle birlikte hareket eden bütün dostlarımız, yani Türkiye'nin bütün ezilenleri bir de ötekiler var. Geri kalanların tamamı tekçi bir anlayış ve çizgi ile toplumu tek tipleştirmeye çalışan bütün farklılıkları tek potada toplayan ırkçı bir politika sergiliyorlar" dedi. HDP'nin Türkiye'nin tek umudu olduğuna işaret eden Demirtaş, "Bize barajı aşar mı aşmaz mı şeklinde yaklaşıp toto oynayanlar önce dönüp kendilerine baksınlar. Halkların vicdanında sürekli barajın altında kalan onlardır. Biz bu kadar zorluğa rağmen binlerce barajı yıkarak bugünlere gelmişsek, Kenan Evren'in ve bugün onun sahiplenicisi olan AKP'nin barajını hayli hayli yıkacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Bir yandan güvenlik paketleri gibi özgürlükleri kısıtlayan hamlelerin atıldığını ve bu şekilde özgürlüklerin kısıtlanmaya çalışıldığını vurgulayan Demirtaş, bir yandan da başkanlık tartışmaları ile tek adamlık sisteminin dayatılmaya çalışıldığını kaydetti. Kendilerinin ise Türkiye'nin nefes alabileceği, herkesin eşitçe ve özgürce birlikte yaşayabileceği bir çizgiyi geliştirdiklerini, seçimin de bu çizgiler arasında gerçekleştirilecek bir seçim olacağını söyledi. Seçime çok fazla partinin gireceğini ancak iki çizginin yarışacağını vurgulayan Demirtaş, "Birinci çizgi umut ediyorum ki HDP'nin ortaya koyduğu çizgi, artık kalıcı bir siyaset haline gelecek ve bizler sonsuza dek muhalefet yapmak için siyaset yapmadığımızı göstereceğiz, alternatif bir halk iktidarı ortaya çıkaracağız" dedi.
Türkiye'nin ezilenleri olarak, ülkeyi bir grup elit tarafından yönetilmek için kurmadıklarına dikkat çeken Demirtaş, "Biz Türkiye'nin ezilenleri olarak kendi ülkemizi yönetmeye talibiz. Kadın, erkek, genç, yaşlı, öğrenci, memur, Kürt, Türk, Çerkez, alevi, Sünni, sayabileceğimiz bütün kimlikler Türkiye'nin ortak ezilen kimliği biz bu çatı altında birleştiysek ve Türkiye'nin çoğunluğuysak çoğunluk kendini yönetmelidir. Çoğunluk anlının teri ile çalışıp geçinmeye çalışanlar, bir lokma ekmeğe muhtaç bırakılanlar, tüm Türkiye'nin üretim yükünü omuzlarında taşımalarına rağmen asgari ücretin bile altında açlık sınırında perişan halde yaşamaya mahkum edilenler, grev hakkı bile ellerinden alınanlardır. İşte onların bu ülkeyi yönetme zamanı geldi. Bu seçimde bunun en büyük hamlesinin gerçekleşeceği seçimdir. Buna inandığımız için yürekten bağlı olduğumuz için halklarımızın vicdanına olan inancımızla barajı rahatlıkla aşabileceğimizi düşündüğümüz için parti olarak seçime girme kararı aldık" ifadesinde bulundu.
‘BAŞVURULAR 16 ŞUBAT’TA ALINACAK’
HDP'den milletvekili olmak isteyenler için 16 Şubat tarihinde aday adayı olma başvurularının başlayacağını, 2 Mart tarihinde de son bulacağının bilgisinin veren Demirtaş, özellikle kadınlara ve gençlere çağrıda bulunarak, HDP'ye adaylık için başvuruda bulunmalarını istedi. Demirtaş, "Lütfen cesaretli olun ve memuriyetten, akademisyenlikten, sendika yöneticiliğinden neyse pozisyonunuz bir süreliğine dahi olsa vazgeçerek, istifa ederek gelin HDP'ye başvuru yapın, HDP'de milletvekili adayı olmak istiyorum deyin binlerce başvuru ile ben de bu mücadelenin içerisindeyim, yanındayım, öncüsüyüm mesajını verin" dedi.
İl eş başkanlarına düşenin seçime kadar bulundukları illerde çalınmadık kapı bırakmamak olduğunu vurgulayan Demirtaş, bu şekilde partilerine dönük ön yargıların da kırılabileceğini belirtti. Demirtaş, "Her yerde hükümetin, devletin politikaları bir grup medyanın da desteği ile bizimle ilgili bir öfke birikmesine yol açtılar. Ön yargıları kırmak bizim işimiz olacak, temelden asıl çalışmamız bu olacak, haksız ön yargılar yani Türkiye'nin ezilenlerinin Türkiye için tehdit olmadığı, olamayacağını anlatmamız lazım. Bu yalanları bizim üzerimizdeki iftiraları her yerde dağıtmamız lazım bu da ancak temas ederek olur, evine gitmediğimiz hiç kimse kalmamalı" diye konuştu.
Oydan ve seçim barajından daha büyük bir başarı elde edebileceklerini onun da adil ve eşit bir temelde barış duygusunun geliştirilmesi olduğunu dile getiren Demirtaş, bu duyguyu geliştirmeleri halinde barajdan daha kıymetli bir iş başarmış olacaklarını söyledi. Demirtaş, "Onlar ötekileştirmeyi körükledikçe, birbirimize düşman olmamız için elinden geleni yapmaya çalıştıkça, kimlikleri mezhepleri birbirine öfkeli ve kin duyar hale getirdikçe, biz birleştirmeye çalışacağız. Bizim referansımız teklik, ırkçılık, mezhepçilik olmayacak. Bizim referanslarımız demokratik birlik, adalet ve eşitlik olacak" dedi.
Demirtaş, konuşmasının devamında; "Bunlara bakmayın, kafalarından uydurdukları milli birlik hikayesine aldanmayın, Türkiye'de milli birliği kimse sağlayamadı. Bu anlayışla sağlayamazlar da onlar sadece düşmanlık sağladılar. Kürdün kimliğini yasaklamak bizahati bölücülüğün ta kendisidir. Kürdün dilini yasaklamak, başörtüsünü yasaklamak, Alevi inancını Cemevlerini yasaklamak bölücülüğün ta kendisidir. Bir işçinin hakkını yemek, bizahati halkı milleti bölmenin ta kendisidir. 90 yıldır bunu yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar. Ortada milli birlik diye bir şey yok. Bir aldatmaca bir kandırmaca var, milli söylemler adı altında teknik söylemler, ırkçılık, faşizme varan tekçi söylemler adı altında çok derin bir sömürü var" dedi.
Milli kavramların, bayrak ve istiklal marşının tamamının pislikleri örtmek için yorgan olarak kullanıldığına vurgu yapan Demirtaş, Türkiye'nin her yerinde bunların doğru anlatılması gerektiğini kaydetti. Partilerinin, Türkiye'nin en deneyimli ve fedakar kadrolar ile çalıştıklarına dikkat çeken Demirtaş, "Bu bizim için çok önemlidir. Şimdi artık sandığa kadar örgütleme yapacağız. 3 yüz bin kişilik gönüllü demokratik sandık ordusu kuracağız. Türkiye'de 3 yüz bin kişi 81 ilde her sandıkta bu mesajları taşımak için çalışma yürütecektir. İl eş başkanlarının öncülüğünde bunu gerçekleştireceğiz. Ve siz siyasetten sadece demokrasi ve özgürlük beklentisi olanlar koltuk sevdasına kapılmadan, rant düşkünü olmadan bir gün bizim de sarayımız olur mu diye hayal kurmadan sadece halk için siyaset yapanlar, yani siz devrimci gelenekten gelen arkadaşlar Türkiye'yi siz değiştireceksiniz" dedi.