AYM'ye red başvurusu
Dokunulmazlıkların Meclis'ten geçtiği gün birlikte açıklama yapan eş genel başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, AYM'ye red başvurusu için 52 milletvekiline ihtiyaçları olduğunu söylemişlerdi. CHP'nin bu desteğe karşı çıktığının belirtmesinin ardından Yüksekdağ, "Eğer 110 ahlaklı, dürüst milletvekili bu darbe yasasına hayır derse bu 110 milletvekili tarih yazacaktır" dedi.
Pamukova'daki tren kazası
Binali Yıldırım'ın Ulaştırma Bakanlığı sırasında 22 Temmuz 2004 günü Pamukova tren kazasında hayatını kaybeden 41 yolcuyu hatırlatan Yüksekdağ, "Hızlı tren faciasında hayatını kaybeden 41 kişinin hesabını verdi mi Binali Yıldırım? Hayır ödüllendirildi. O suçun müsebbibi bugün Başbakan atandı. Saray’ın gözünde ne kadar suç işlerseniz, o kadar iyisiniz" diye konuştu.
Figen Yüksekdağ'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bugün Türkiye’de meşru siyasi iradeye darbe gerçekleştirilmiştir. Bizler hiçbir zaman dokunulmazlığımızın olmadığını her zaman söyledik. Halklarımızın dokunulmazlığı olmamıştır ama bu faşizan yasanın Meclis’ten geçirilmesi bir Saray darbesidir ve Türkiye’de demokratik siyasetin gelişim yollarını dinamitlemeye yönelik darbe girişimidir.
"Meclis'teki siyasi irade kendisini seçen halkın güvenine, verdiği vekalete layık olacak onurlu bir duruş sergileyemedi. Zaten AKP MHP koalisyonu oluşturulmuştu, onun arkasından CHP yönetimi de anayasaya aykırı olduğunu bile bile bu darbe yasasına evet diyeceğini bildirdi. Dediklerini yaptılar, anayasaya aykırı bir teklife destek verdiler. Bu tarihi suçun vebaline ortak oldular. Bugün karşımızda bir suç koalisyonu vardır. Biz unutmayacağız. Meclis'te anayasa şartlarını ve yükümlülüklerini yerine getirmesi gereken partiler bir suç organizasyonu geliştirdiler ve kendilerini seçen halkın oylarına ihanet ederek demokratik hakları budayan bu yasayı geçirdiler. Seçilmiş bütün milletvekillerinin bu suça ortak olmama şansı vardır.
"110 milletvekili bu darbe yasasına hayır derse tarih yazar"
Saray’daki despotik faşizan anlayış suç işlemekte mahirdir. Onların ahlakı buna uygundur ama bu meclisin çatısı altında seçilerek gelen milletvekilleri bu suça ortak olmamak için hala bir şansa sahiptir. Ben bir kere daha halkın iradesini temsil eden milletvekillerini bu suça ortak olmamaya çağırıyorum. Bizler HDP olarak perşembe günü bireysel başvurular yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Eğer 110 ahlaklı, dürüst milletvekili bu darbe yasasına hayır derse bu 110 milletvekili tarih yazacaktır.
"Anti demokratik darbe
hareketine 'hayır' denmeli"
"Her şeyden önce tek tek milletvekilleri kendisini seçen halklarımıza karşı sorumludur ve bu sorumluluğun gereğini anti demokratik darbe hareketine 'hayır' demelidir.
"Hukuki, siyasi meşru mücadelemize devam edeceğiz. Bütün Türkiye halklarını bu demokrasi yürüyüşünde birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. Siyasette her şeyi darbe mekanizması düzenliyor. Bakın bütün siyasi yöntemleri operasyonel yöntemlerle dizayn ettiler. MHP’yi, CHP’yi, Meclis dışındaki siyasi yapıları Saray ve AKP despotizmine itiraz eden bütün kesimleri bu dizayn politikasına teslim almaya çalıştılar. Tarihsel bir saflaşma yaşanıyor, direnenler ve teslim olanlar saflaşması yaşanıyor.
"HDP dışındaki 'Başkanlığa geçit
vermeyeceğiz' sözlerine bakmayın"
Meclis çatısında da bakmayın HDP dışındaki partilerin 'Başkanlığa geçit vermeyeceğiz' sözlerine, söylemlerine... Bunların hepsi boş hamasettir, kof sözdür. Bütün Türkiye halkları da, gözü olan, aklı olan herkes direnenin kim, teslim olanın kim olduğunu... Teslim olanlar ve bu teslimiyeti halkın iradesini satarak, demokratik kriterleri feda ederek yapanlar tarih karşısında suçludur ve kurtulmayı başaramazlar. Bugün o boş sözlerle, kof hamasetle bağırıp çağıranlar Saray’ın karşısında el pençe divan durmuş ve hizaya geçmiştir. Esas olan gerçek budur. Ama bu gerçeğin karşısında direnenlerin safını, bizlerle birlikte ezilenler oluşturuyor.
"Kendi partilerine de darbe yaptılar"
"Kendi partilerine de darbe yaptılar. AKP’nin olağanüstü kongresi yapıldı, yeni bir genel başkan, yeni bir MKYK dizayn edildi. Yeni bir başbakan ve kabine ataması yapıldı. Halklarımıza karşı darbe operasyonunu gerçekleştirenler kendi içinde durmadan yeniden darbe yapma ihtiyacı hissediyorlar. Çünkü kurmaya çalıştıkları düzen her yerden dökülüyor.
"Bakanlar kurulu değil, kapı kulları kurulu"
"Yeni atanan kabine ve belirlenen başbakan da bu sona uğramaktan kurtulamayacak ve bugün karşımıza çıkan tablo profili inanılmaz derecede düşük bir başbakan. Dediklerini yaptılar, başbakan ve kabineyi kutluyoruz. Çok düşük bir profile sahipler. Düşük profilli bir hükümet ve başbakan kararını uyguladıkları için ancak böyle kutlayabiliriz. Dün en azından stajyer bir başbakan vardı, bugün boşbakan var, başbakan yok. Dün seçimlerin ardından oluşmuş bir kabine vardı, bugün sarayda hizaya dizilmiş bir kabine var. Gerçek bir Bakanlar Kurulu değil, sarayın kapı kulları kurulu var.
"Hükümetin gayrı insani siyasetine karşı mücadele edeceğiz"
"İçeriye grubun başkanı giriyor, başbakan giriyor. Tayyip Erdoğan sloganıyla giriyorlar. Bugün gerçekleştirilen darbenin ve göreve getirilen hükümetin, başbakanın tek görevi de bu ülkeyi demokratik bir şekilde yönetmek değil, Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı için çalışmak... Bugün bu kabine ve yeni göreve gelmiş başbakan bu pozisyonu sanki çok büyük bir nimetmiş, enerjiymiş, güçmüş gibi Türkiye toplumuna pazarlamaya, satmaya çalışıyor. Sizin profiliniz düşük olabilir, bununla gurur duyuyor da olabilirsiniz ama bizim profilimiz o kadar düşük değil. HDP’nin oluşturduğu yeni düzeyle bu düşük profilli hükümete karşı bu hükümetin gayrı insani siyasetine karşı kararlı bir biçimde mücadele edeceğiz. Artık tüm yetki ve sorumluluk Saray’dadır. Saray’ın suçuna ortaksınız artık. Sorumluluğu Saray’a atarak ortak olduğunuz suçtan kurtulamazsınız. Yeni atanan başbakan diyor ki, genel başkanlığa getirildiği konuşmada, “Yolumuz Tayyip Erdoğan’ın yoludur” diyor.
"Davutoğlu hangi akıbete uğradıysa Binali Yıldırım da aynı akıbete uğrayacak"
"Davutoğlu hangi akıbete uğradıysa Binali Yıldırım da aynı akıbete uğrayacak. Onun bu sonucu nasıl idrak edeceği onun siyasi seviyesi belirler. Öyle bir başbakanlık kurumu dizayn edildi ki, Türkiye’de çocuğu kumar masasında halkın parasını, vergisini savuran bir pratik onaylandı ve sahiplenildi. 2004’teki hızlı tren faciasında hayatını kaybeden 41 kişinin hesabını verdi mi Binali Yıldırım? Hayır ödüllendirildi. O suçun müsebbibi bugün Başbakan atandı. Saray’ın gözünde ne kadar suç işlerseniz, o kadar iyisiniz."