HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar Meclis'te düzenledikleri basın toplantısıyla, AKP Hükümeti'nin Haziran'dan itibaren uyguladığı savaş konsepti ve Ağustos ayından itibaren başlayan sokağa çıkma yasaklarının geride bıraktığı tabloyu ortaya serdiler.
İlk konuşan Baluken, AKP devletinin halka savaş açtığını, sokağa çıkma yasağı ilan eden tüm ilçe ve mahallelerde sokakların havan toplarıyla dövüldüğünü, helikopterlerden halka ateş açıldığını, sivil insanların öldürüldüğünü söyledi.
‘HALKA KARŞI SAVAŞ KONSEPTİ’
"Silvan'da 18 Ağustos'tan 14 Kasım'a kadar 6 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi, Silvan halkı üzerinde yukarıda saydığım terör uygulamalarının tamamı yapıldı. Havadan asker indirme, helikopterden asker indirme, sivil halkın katledilmesi... Tekel, Mescid ve Konak başta olmak üzere sokağa çıkma yasağı ilan edilen bütün mahalleler adeta harabeye çevrildi" diyen Baluken, Silvan'da 16 sivilin güvenlik güçlerince katledildiğini söyledi. 4 asker ve 5 polisin de AKP'nin savaş konsepti sonucu yaşamını yitirdiğini aktaran Baluken, kentre çok büyük harabiyetler, maddi kayıp ve hasarlar meydana geldiğini de aktardı. Esnafın yaşadığı kayıplara da vurgu yapan Baluken, esnafa kirli bir pazarlık dayatıldığını, "Bu yıkımı PKK yaptı diye imza atarsanız zararınızı tespit için komisyon gönderir, zararlarınızı karşılarız" dayatmasında bulunulduğunu da anlattı. Silvan halkının, devletin yıkımının gerçek adresinden saptırılmasına izin vermediği için de yaralarının sarılmadığını kaydeden Baluken, partilerinin ve sivil örgütlerin bu yaraların sarılması için ciddi bir çalışma içerisinde olduklarını söyledi.
‘TRAJEDİ BÜYÜK’
Bu kış günü Silvan'dan 20 bine yakın insanın göç etmek zorunda kaldığının altını çizen Baluken, "Kış koşullarını da düşünürseniz trajedinin ne kadar büyük olduğunu görürsünüz" dedi. Üç mahalle ve Silvan genelinde baskın yapılmayan ev kalmadığını, evlere kapıları kırılarak girildiğini, evlerin içinin ateşli silahlarla tarandığını, eşyaların tahrip edildiğini anlatan Baluken, insanların da işkenceyle gözaltına alınıp tutuklandığını da dile getirdi.
‘KUŞLARIN KAFALARINI KOPARDILAR’
Baluken saldırıların sadece insanlara değil, bütün canlılara yapıldığını, doğanın talan edildiğini, evlerde saksıların kırılıp, kafesteki kuşların bile kafalarının koparıldığını söyledi. Baluken, "Canlı ne varsa yok edeceklerini pervasızca ortaya koydular" dedi.
Gazetecilere sokak ortasında silahlı tehditler yapıldığını da hatırlatan Baluken, Can Dündar ve Erdem Gül'ün cezaevine gönderilme sürecinin Silvan'da gazetecilerin başına silah dayatılmasıyla zaten "geliyorum" dediğini söyledi. 28 Şubat'a atıf yaparak, "Sincan'da tanklar yürütüldüğünde tepki gösterenlerin bölgeye niye sessiz kaldığını?" soran Baluken, eğitim, ulaşım, can güvenliği gibi insanların bütün anayasal haklarının ihlal edildiğini, tamamen rafa kaldırıldığını söyledi.
‘IŞİD'İN KOLU ESEDULLAH TİMLERİ’
Bölgede devlet güçleri dışında bir takım paramiliter güçlerin de görev aldığını, eski jitem, kontgerille, ergenekon artıklarından oluşan çetelerin iş başında olduğunu kaydeden Baluken, IŞİD'in Türkiye kolu olarak Esedullah Timlerinin de bölgede suç işlediğini hatırlattı.
Esedullah tümlerinin kim ve ne olduğunu, nereden talimat aldıklarını, ihtiyaçlarının kimler tarafından karşılandığını defalarca soru önergesi ile hükümete, bakanlara sorduklarını dile getiren Baluken, ancak hiçbir yanıt lamadıklarını da söyledi. Baluken, "Tek resmi cevap yok. O zaman halkın, IŞİD'in Türkiye kolu olduğu tespitinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor bu" dedi. Esedullan çetelerinin Sur'da, Derik'e, Nusaybin ve tüm bölgede suç işlemeye devam ettiğini kaydeden Baluken, heyetlerine öldürücü müdahaleleri buna örnek gösterdi.
‘EŞ BAŞKANIMIZ KIL PAYI KURTULDU’
Silvan'da aralarında Eş Başkanları Figen Yüksekdağ'ın da olduğu milletvekillerine gerçek mermilerle ateş açıldığını, gaz bombası kapsülünün profesyonelce atıldığını ve eş başkanlarının, vekillerin ölümden kıl payı kurtulduklarını aktaran Baluken, buna karşı devlet, hükümet yetkilerinin tek bir adli ya da idari soruşturma açmadıklarını da söyledi.
Katledilen Tahir Elçi'nin de kendileriyle birlikte bu saldırılardan defalarca nasibini aldığını hatırlatan Baluken, "Tahir Elçi şahsında yarım bıraktıkları işi Sur sokaklarında katlederek, bize karşı devam ettireceklerinin mesajını verdiler" dedi.