İktidardaki ilk yıllarında Adalet ve Kalkınma Partisi’ne destek veren Şafak, “Bu parti iktidara ilk geldiği zaman demokratik reformlar vadederek geldi ve o vaatlerin her biri de önemliydi. O dönemki söylemle daha sonra yaşadığımız şey arasında muazzam bir fark var” diye konuştu.
‘İMAMOĞLU’NA HAKSIZLIK YAPILDI’
Türkiye’de sivil toplumun ve basın özgürlüğünün zayıflamasıyla demokrasinin ‘yalnızca seçim sandığında’ arandığını belirten Şafak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin iptal edilmesinin de CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na ‘büyük bir haksızlık olduğunu’ şu sözlerle ifade etti:
“Geriye bir tek seçim sandığı kaldı, şimdi o seçimler de iptal ediliyor. Dolayısıyla ben büyük endişe duyuyorum, üzüntü duyuyorum. Ve sanatçılar olarak konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.”
‘PEDOFİLİYİ SAVUNMAK SÖZ KONUSU DEĞİL’
Şafak, ‘Mahrem’ romanındaki bazı ifadelerin ‘çocuk tacizini özendirdiği’ iddiasıyla sosyal medyada başlatılan kampanya konusunda ise, ”Okumadan ileri geri laflar sarfediyorlar. Ben edebiyatçı olarak kurbanın yanında yer alıyorum, onun gözünden anlatıyorum. Pedofiliyi savunmak söz konusu değil’ diye konuştu.
Şafak, bu tür ‘linç kampanyalarının’ sonunda sansür ve otosansüre yol açabileceği kaygısını da dile getirdi.
Elif Şafak, bir hayat kadını olan ‘Tekila Leyla’yı, toplumun ‘ötekileştirdiği’ kesimlerin kurduğu dostluğu ve İstanbul’u anlattığı ’10 dakika 38 saniye’ adlı son romanını da “Türkiye’nin yalnızlaştırdığı bir kadının hikâyesi” olarak anlattı.