DAİŞ çeteleri Musul işgalinde elde ettiği ağır silahlarla 15 Eylül 2014 tarihinde demokratik özerk yönetimin inşa edildiği Kobanê Kantonu’na yönelik 3 koldan kapsamlı saldırı başlattı. Kobanê’nin doğusundaki Girê Spî (Til Ebyad), güneyindeki Rakka ve batısında bulunan Minbic ile Cerablus kentlerinden onlarca tank ve ağır silahlarla saldırıya geçen çetelere karşı, YPG/YPJ savaşçıları tüm köy ve mezralarda direnişe geçti. Düzenli devlet ordularında olabilecek tüm teknik ve ağır silah gücüne sahip olan çetelerin saldırısı, tüm dünyanın gözünü Kobanê Kantonuna çevirdi. Kobanê saldırısından kısa süre önce Şengal ve Musul kentlerini saatler içerisinde işgal eden DAİŞ’e karşı YPG/YPJ savaşçıları ellerindeki ferdi silahlarla çeteleri ön cephelerde karşıladı ve işgale karşı aylar sürecek destansı direnişin startı verilmiş oldu.
DAİŞ VE DESTEKÇİLERİ DİRENİŞE ÇARPTI
Köylerde çeteleri darbeleyerek kademeli geri çekilmeyi esas alan savaşta çetelere ağır kayıplar verdiren YPG/YPJ savaşçıları, köylerdeki tüm sivilleri çetelerin saldırılarından koruyarak Kobanê kent merkezi ve güvenli bölgelere ulaştırdı. Sonra ağır silahların etkisinin azalacağı şehir savaşının hazırlıklarına başladı. YPG/YPJ savaşçıları kademeli bir şekilde köylerden geri çekilirken, Ekim ayı başlarına gelindiğinde kentin dış mahallerine kadar ilerleyen çetelere karşı direnişçiler fedai eylemlere başladı. Rahat bir şekilde kente gireceklerini düşünen çeteler, YPG/YPJ savaşçılarının fedai eylemleri karşısında ağır kayıplar verdi. Böylelikle de bir hafta dayanamaz denilen Kobanê’ye ancak günler sonra doğudaki Miqtel Mahallesi ve güneydeki Halep yolundan girebildi. Aynı dönemde Türkiye Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan, Kilis’teki Suriyeli sığınmacıların kaldığı kamplara yaptığı ziyaret sırasında DAİŞ çetelerinin Kobanê saldırılarına ilişkin yaptığı konuşmada “Kobanê düştü, düşecek” diyerek beklentisini dile getirdi.
40’I AŞKIN İNTİHAR SALDIRISI BOŞA ÇIKARILDI
Özellikle kentin doğusundan ağır silahlar ve onlarca tankla saldırılarını sürdüren çeteler, stratejik konumu nedeniyle var güçleriyle Miştenur Tepesi’ne yöneldi. O anları anlatan her savaşçı tepeye yönelik saldırıların Ortaçağdaki meydan savaşlarını anımsattığını vurgularken, tepenin savunmasında yer alan YPJ savaşçısı Arîn Mirkan fedai eylem yaparak tüm dünyanın dikkatini direnişe çevirdi. Yoğun geçen çatışmalarda ağır kayıplar verdikten sonra kente girebilen çeteler, 4 ayı geride bırakan direnişte 40’ı aşkın bomba yüklü araç patlatarak sonuç almak istedi. Tüm girişimlere rağmen YPG/YPJ mevzilerini aşmayı başaramayan çeteler, 3 koldan devam eden kuşatmaya yeni bir cephe ekleyerek, 29 Kasım’da Mürşitpınar (Kobanê Serxet) Sınır Kapısı’ndan bomba yüklü araçlarla saldırı başlattı, ancak bu saldırı da öncekiler gibi başarılı olamadı.
ÖNCE ÇETELERİN TAKVİYE YOLLARI KESİLDİ
Aralık ayı başlarına gelindiğinde ise YPG/YPJ savaşçıları köylerde gerilla tarzı eylemlerle, çetelerin takviye yollarını kesmeye başladı. Gerilla eylemleriyle eş zamanlı olarak kentin batısındaki açık arazide çetelere baskın düzenleyen savaşçılar, ilk olarak Tilşehir Tepesi’ni ele geçirdi ve bu cephedeki çeteleri Minazze ve Mezre köylerine kadar geri püskürttü. Batı cephesinde denetimi tümden ele alan YPG/YPJ’liler, direnişte yaşamını yitirenlerin anısına 17 Aralık tarihinde güneydeki Botana Şerqî, güneydoğu cephesindeki Azadî Meydanı ve doğudaki Sukilhal bölgesinden başlayarak kentte temizlik operasyonun startını verdi. İlk olarak güney ve güneydoğuda çetelere baskı uygulayan savaşçılar, şiddetli çatışmalar ardından Termik ve Halep yollarını denetime alarak, çetelerin batı ve doğu cepheleri arasındaki bağlantısını kesmiş oldu.
OPERASYON MİŞTENUR ETEKLERİNE DAYANDI
Bu önemli gelişmeden sonra çetelerin işgal ettiği bölgelerin tamamını hedefleyen savaşçılar, an be an ilerleyerek birçok önemli noktayı çetelerden temizledi ve güneydoğu cephesinde Miştenur eteklerine kadar dayandı. Çetelerin, 7 Ekim tarihinde başlayan kent savaşında güç takviyesi için kullandığı doğudaki Rakka ve Til Ebyad’a giden Helinc yolu ile güneybatısında bulunan Minbic kentlerinden güç takviyesi için kullanılan Halep yolu arasında iki kilometre boyunca uzanan Miştenur Tepesi, zafere giden yolda büyük bir önem taşımaya başladı. Mıştenur aynı zamanda Kaniya Kurda bölgesine hakim olması nedeniyle de daha da önemli bir hal alıyordu. YPG/YPJ savaşçıları kentin doğusundaki Kaniya Kurda’dan başlayarak, güneybatıdaki yeni hastaneye kadar uzanan ve hilali andıran çete ablukasını yarmak için hazırlıklara başladı. Hazırlıkların sona ermesiyle birlikte 18 Ocak gecesi, savaşçılar Miştenur Tepesi’nin özgürleştirilmesi için operasyon başlattı.
SON EŞİK GEÇİLDİ SIRA ZAFERDE
Gece boyunca devam eden çatışmalar ardından YPG/YPJ’liler, hiçbir kayıp vermeden sabah saatlerinde tepeyi çetelerden temizledi. Operasyonu bizzat yöneten YPG komutanlarından Dilovan Kobanê, Miştenur zaferini temizlik operasyonunda yaşamını yitiren arkadaşlarına adadıklarını vurgulayarak, Miştenur zaferinin savaşın seyrine yapacağı etkiye ilişkin bazı bilgiler paylaştı. Miştenur zaferiyle DAİŞ çetelerinin tüm takviye yollarının denetimlerine geçtiğini belirten Dilovan Kobanê, çetelerin sadece kentin doğusundaki Kaniya Kurda ve Miqtel bölgesindeki bazı noktalarda kaldığını söyledi. Tepedeki savaşçıların, doğudaki Kaniya Kurda, Miqtel ve Helince köyü ile güneydeki Termik köyü üzerinde denetim sağladığını dile getiren Dilovan Kobanê, çetelerin bazı bölgelerde çemberde kaldığını ve çekilmek isteseler bile bunu başaramayacaklarını söyledi. Kentin güneyinde başarıyla gerçekleştirilen operasyonun da Miştenur zaferiyle doğrudan bağlantısı olduğunu belirten Dilovan Kobanê, yüreği Kobanê direnişiyle atan herkese şu müjdeyi verdi “Şehitlerimize ve halkımıza verdiğimiz zafer sözünü yerine getirmeye çok yakınız. En kısa zamanda Kobanê çetelerden temizlenecek” dedi.