Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde kamu görevlileriyle ilgili hazırlanan iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Agos’tan Uygar Gültekin’in haberine göre, iddianamede, “Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütünün, Dink’in mutlak surette öldürüleceğini, bunun için hazırlıklar yapan suç örgütü yönetici ve üyeleri ile cinayeti işleyecek tetikçi ‘Ogün’ ismine kadar her şey önceden bilmelerine rağmen amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç niteliğinde olan Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesini beklediğinin tespit edildiği” belirtildi.
Cinayeti önleme yükümlülüğü vardı
İddianamede, bir kısım kamu görevlilerinin Dink’in öldürüleceğinden ve suç faillerinden önceden haberdar oldukları, görev, yetki ve konumları gereği cinayeti önleme yükümlülüğü bulunan kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirmedikleri, şüphelilerin cinayeti işleyen örgütün yönetici veya üyesi olmamakla beraber, cinayetinin işleneceği bilgisine sahip oldukları, görevleri gereği, cinayeti işleyecek örgüte operasyon yapmayarak, Dink’e şahsi, fiziki ve mekansal koruma sağlamayarak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte hizmet ve yardımda bulunan şüphelilerin eylemlerinin silahlı suç örgütüne yardım etmek olarak değerlendirildiği iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü belirtildi.
C5 Büro
Şüpheliler Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşgun Çakar’ın” FETÖ/PDY silahlı terör örgütü”nün yöneticilerinden olduğu ifade edilen iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın C Şube Müdürü Yılmazer tarafından C-2 Büro Amirliği içinde 2006 yılı haziran ayında kurulan, kuruluş onayını aldığı 23 Mayıs 2012’ye kadar mevzuat dışı çalışan komiser yardımcısı ve komiserlerin görevlendirildiği, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü”nce başlatılması planlanan Ergenekon soruşturmalarının hazırlıklarının yapıldığı, gizli bir yapılanma olan C-5 Bürosu’nun varlığının açığa çıkarıldığı anlatıldı.
C-5’te Zirve ve Yazıcıoğlu belgeleri
İddianamede, 1 Haziran 2006 ile 23 Mayıs 2012 arasında mevzuat dışı çalışan C-5 Bürosu’na, Dink cinayetiyle ilgili 62, Ergenekon örgütü soruşturma ve davasıyla ilgili 131, Malatya Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili 79, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili 69, aşırı sağ faaliyetler, etnik gerginlikler, milli hassasiyetleri istismar faaliyetleri ve benzerleriyle ilgili 21 bin 886 olmak üzere toplamda 22 bin 219 adet evrakın düşümü yapılarak üzerinde çalışıldığı kaydedildi.
‘Kasıtlı olarak İstanbul’a yıkılacaktı’
“FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgütün amaçları doğrultusunda örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden şüpheli Şükrü Yıldız’ın Hrant Dink cinayetinde sorumluluğu bulunan İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki görevlilerle birlikte hareket ederek cinayette sorumluluğu bulunan Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerinin açığa çıkartılmasını engelleyerek bütün sorumluluğu kasıtlı olarak İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri üzerine yıktığı tespit edilmiştir.”
‘Tehditler bilgi dahilinde’
Hrant Dink cinayeti öncesi gelişen süreç ve Dink’in içinde bulunduğu tehdit atmosferine yer verilen iddianamede, Dink’e yönelik tehdit atmosferinin cinayet öncesinde Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın bilgisi dahilinde olduğu anlatıldı.
İddianamede, Şişli Adliyesi’nde Dink’in “Türklüğü Neşren Tahkir ve Tezyif Etmek” suçundan yargılandığı dava sırasında Dink’e karşı eylemler yapıldığı belirtilerek, yine Agos gazetesi önünde de eylemler yapıldığı hatırlatıldı.
‘Cinayeti tasarlayan örgüte operasyon yapmadılar’
İddianamede, “Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri olan şüphelilerin Dink’e yönelik tehdit atmosferinden haberdar oldukları, Dink’in öldürüleceğine dair kesin istihbari bilgiye sahip oldukları halde cinayet tasarısına ilişkin bilgilerin bir kısmını devletin ilgili birimlerinin yalnızca bir kısmına aktarmış, cinayet tasarısındaki gelişmeleri ve değişiklikleri kayıt altına almamış, cinayeti tasarlayan örgüte operasyon yapmamışlardır” ifadelerine yer verildi.
‘Kasıtlı olarak eksik rapor edildi’
Şüphelilerce, Erhan Tuncel ile Yasin Hayal ve grubu tarafından geliştirilen Hrant Dink cinayeti tasarısı konusunda bilgi almak amacıyla çok sayıda gizli buluşma gerçekleştirilmesine rağmen elde edilen bilgilerin kasıtlı bir şekilde eksik olarak F/4 raporlarına konu edildiği dile getirilen iddianamede, şu bilgiler yer aldı:
“Engin Dinç’in savunması sırasında, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda yaptıkları araştırma sonucunda ifade vermeye gelmeden önce Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’nce İstihbarat Daire Başkanlığı’na hitaben yazılmış 14 Eylül 2006 tarihli yazı ve eki 12 Eylül 2006 tarihli ve 11 nolu F/3 gizli buluşma raporunu bulduklarını söylediği, 14 Eylül 2006 tarihli ve 175177 sayılı yazı ve eki F/3 buluşma raporunu savunmasına ek olarak soruşturma dosyasına sunmuş olup, 12 Eylül 2006 tarihli F/3 buluşma raporu ve bu raporda düzenlendiği belirtilen F/4 haber raporunun Hrant Dink cinayetinin işlendiği tarihten itibaren bütün soruşturma makamlarından gizlendiği tespit edilmiştir.”
‘Reşat Altay’a sunuldu’
İddianamede, 12 Eylül 2006 tarih F/3 buluşma raporunun, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri “Memduh Aydın” kod ismini kullanan Mehmet Ayhan ve “Ünal Kartal” kod isimli Mehmet Uçar ile “Mehmet Kurt” kod isimli Erhan Tuncel ile yapılan gizli buluşma üzerine düzenlendiği belirtilerek, yapılan incelemede, bir sayfadan ibaret 11 nolu F-3 buluşma raporunun büro memuru Mehmet Ayhan, bürolar amiri Ercan Demir, şube müdür yardımcısı Hasan Durmuşoğlu, Şube Müdürü Faruk Sarı parafıyla İl Müdürü Reşat Altay’a sunulduğuna işaret edildi.
‘Erhan Tuncel ile buluşma raporu yok edildi’
F/3 raporunda “Yukarıda belirtilen yer ve zamanda (K) Mehmet Kurt ile yapılan buluşmada elde edilen bilgiler F/4 raporuna çıkartılmıştır” denmesine rağmen, bu buluşmadan elde edilen bilgiler üzerine düzenlenen F/4 haber raporunun 14 Eylül 2006 tarihli yazı ekinde bulunmadığı gibi, İstihbarat Daire Başkanlığı’nda da olmadığı vurgulanan iddianamede, F/4 haber raporunun, arızalandığı gerekçesiyle Dink cinayetinden 9 gün önce arıza formu düzenlenen Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne ait medya dosyaları ve yazışmaların bulunduğu sunucu ile (terminal) birlikte yok edildiği, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’nde bulunan 11 nolu F/4 raporuna ilişkin kayıtların da bilgisayar ortamında silindiği aktarıldı.
Yasin Hayal tarafından Hrant Dink cinayetini gerçekleştirmek amacıyla tetikçi arayışına girildiğinin ve son ana kadar muhafaza edilen ilk tetikçi adayının Zeynel Abidin Yavuz olduğu bilinmesine rağmen şüphelilerce elde edilen bilgilerin tamamı ve cinayet tasarısında meydana gelen değişikliklerin F/4 raporlarına aktarılmadığına dikkat çekilen iddianamede, Erhan Tuncel’in alınan 29 Kasım 2013 tarihli sesli ve görüntülü ifadesi de yer aldı.
Ogün Samast son ana kadar izlendi
İddianamede, tasarlanan Hrant Dink cinayetinin önlenmesine dönük hayati önem taşıyan istihbari bilgilerin F/4 gizli haber raporlarına yansıtılmayarak kasten gizlendiği bildirilerek, F/3 buluşma raporu ve bu raporda düzenlendiği belirtilen F/4 haber raporunun cinayetin işlendiği tarihten itibaren bütün soruşturma makamlarından gizlendiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Soruşturma makamlarından bugüne kadar gizlenen 17 Ocak 2007 tarihli raporda, cinayeti tasarlayan Yasin Hayal ve grubuyla tetikçi Ogün Samast’ın son ana kadar izlendiği, kontrol altında tutulduğunun anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, “Yasin Hayal ve lideri olduğu silahlı suç örgütü, Hrant Dink cinayetini işleme konusunda kararlıdırlar ve Hayal bu eylemi gerçekleştirebilecek yapıda biridir. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri, Dink cinayetini işleme konusundaki kararlılığın ve Hayal’in bu eylemi gerçekleştirecek yapıda biri olduğunun bilgisine sahiptirler” denildi.