Ahmet Kaymaz’ın eşi, Uğur Kaymaz’ın annesi Makbule Kaymaz ile katliam yaşandığında 7 yaşında olan Ali Kaymaz, katliamı 9’uncu yıldönümünde anlattı.
Makbule Kaymaz oğlu Uğur ve eşi Ahmet’i dürüst, çalışkan ve sevgi dolu insanlar olarak nitelendirdi. Katliamın üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen, acısının hala taptaze olduğu ve dinmediğini söyleyen Makbule Kaymaz, “Her yıldönümünde acılara boğuluyorum” dedi. Oğlu ve eşinin katillerinin hcezalandırılmadığını da sözlerine ekleyen Makbule Kaymaz, “Katiller beraat ettirildi” diyerek sözlerini sürdü. Türkiye’nin hukuk devleti olmadığını söyleyen Kaymaz davayı AİHM'e taşıdıklarını ifade etti.
Katliam gerçekleştiğinde 7 yaşında olan Ali Kaymaz ise, o yıllarda yaşananlara anlam veremediğini belirtiyor. Ancak zaman geçtikçe anlamaya başladığını söyleyen Ali Kaymaz, “Tek amacım bu olayın faillerinin cezalandırılması için mücadele etmek” diyor.
'DEVLET EVİMİZİ YAKTI'
Evlerinin devlet tarafından yakılması ardından Kızıltepe’ye yerleştiklerini söyleyen anne Makbule Kaymaz, o günleri “Uğuru’mu Mardin, Savur'a bağlı Bakeyse (Köprülü) köyünde doğurdum, benim ilk çocuğumdu yoksulluk içerisinde doğdu. Uğur henüz bir yaşındayken 1992 yılında devlet köydeki evimizi yaktı. Bunun üzerine Kızıltepe ilçesine taşındık. Eşim burada çeşitli işlerde çalışarak bize bakıyordu. Bu arada Leyla, Habip ve Ali isimli 3 çocuğum daha oldu. Ahmet, en son kamyon almıştı, Irak'a yük taşımacılığı yapıyordu“ sözleriyle anlattı.
12 YAŞINDAKİ BEDENİNE 13 KURŞUN SIKILDI
Olayın yaşandığı 21 Kasım akşamı da eşi Ahmet Kaymaz'ın Irak'a gitmek için son hazırlıkları yapmak üzere Uğur ile birlikte ayaklarında terlikle sokağa çıktıklarını söyleyen Makbule Kaymaz, “Katil devlet ayağında terlik olan 12 yaşındaki çocuğumu babası ile birlikte 'terörist' diyerek katletti” dedi.
'ACIM HİÇ DİNMİYOR'
Katliamın üzerinden geçen 9 yılda çok zorluklar yaşadığını da söyleyen Makbule Kaymaz şöyle devam etti: “Benim için dokuz yıl, binbir zorlukla geçti. Neler yaşadığımı sözlerle ifade edemem. Bir yandan evladımın ve eşimin acısını yaşarken, diğer yandan geride kalan 3 çocuğumu büyütmek için çalıştım, çabaladım. Dokuz yıldır temizlik işinde çalışıyorum. Çocuklarımı büyüttüm okul çağına getirdim. Şimdi üçü de okuyor. Uğurum okuyamadı. Onlar okusun istiyorum.”
“Yıllar geçtikçe acım dinmiyor daha da artıyor. Dokuz yıl oldu ama sanki daha dün öldürülmüşler gibi acısı taze ve çok büyük. Her yıldönümünde acılara boğuluyorum. Yarın yine çocuğumun ve eşimin ölüm yıldönümü ve ben herşeyi yeniden yaşıyorum. İlk günkü gibi acı çekiyorum“ diye devam eden Makbule Kaymaz, eşi Ahmet’i ve oğlu Uğur’u çalışkan, dürüst ve sevgi dolu olarak tarif ediyor.
Uğur’un babası evde yokken büyük sorumluluklar üstlendiğini söyleyen Makbule Kaymaz, “Ahmet'i sözlerle ifade edemem. Kimse Ahmet gibi olamaz. Beni bir gün olsun kırmadı, incitmedi, iyi bir eşti, çalışkandı, emekçiydi, dürüsttü, arkadaşlarına çok bağlıydı. Uğur'u çok seviyordu. Uğur'un yeri onda başkaydı. Zaten hiç ayrılmadılar, ölüme de beraber gittiler. Uğur'um kardeşlerini çok severdi. O da babasına çok bağlıydı. Çalışmayı çok severdi. Okuldan gelir, aldığı küçük el arabasıyla çalışmaya giderdi. Bir gün hiç unutamam, babası evde yokken çalışmaya gitmiş ve kazandığı parayla bir torba dolusu domates alıp gelmişti. İkisini de tarif etmem çok zor” dedi.
'BARIŞ GELSİN, ÇOCUKLAR ÖLMESİN'
Artık barışın gelmesini, çocukların öldürülmemesini isteyen Makbule Kaymaz şöyle devam etti: “Barış olsun, artık çocuklar ölmesin. Tayyip Erdoğan, Amed'de ‘barış’ dedi, ‘analar gözyaşı dökmesin’ dedi. Ama Tayyip Erdoğan döneminde oğlum ile birlikte onlarca çocuk katledildi. Eğer samimiyse Uğur ve arkadaşlarının katillerini yargılasın, gereken cezaları versin.“
'KATİLLER CEZALANDIRILSIN'
Çocuğu ve eşini katledenlerin aradan geçen dokuz yılda cezalandırılmadığını, beraat ettirildiğini de hatırlatan Makbule Kaymaz, “Davamızı AİHM'e taşıdık. Çünkü Türkiye'de hukuk, adalet yok. Tayyip Erdoğan önce gitsin çocuklarımızın katilleri olan polislerini! cezalandırsın sonra bize barış desin, kardeşlik desin” diyerek sözlerini sürdürdü.
Sadece Uğur için değil, katledilen tüm çocuklar için adalet istediğini vurgulayan Makbule Kaymaz, Enez, Ceylan, Rozerin ve diğer katledilen çocuklarının katilleri cezalandırılmadan bu ülkeye barışın gelmeyeceğini de ifade etti.
Kürt halkına da kendilerini yalnız bırakmadığı için teşekkür eden anne Makbule Kaymaz, “Kürt halkına çok teşekkür ediyorum. Bizim acımızı kendi acıları bellediler“ dedi. Oğlu Uğur ve katledilen tüm çocukların bu halkın çocukları olduğunu da sözlerine ekledi.
'ABİMİ ASLA UNUTMAYACAĞIM'
Babası ve abisi katledildiğinde henüz 7 yaşında olan Ali Kaymaz ise, olayın yaşandığı günlerde anlam veremediğini, ancak aradan geçen zamanda olayın neden ve kimler tarafından gerçekleştirildiğini anlamaya başladığını belirtti. Babası ve kardeşinin katledildiğinde 7 yaşında olduğunu söyleyen Ali Kaymaz, “Olayı çok iyi hatırlıyorum. O zaman yaşananlara anlam veremiyordum. Ancak kafamdan neden böyle bir şey oldu? neden babamla abimi öldürdüler soruları hep geçiyordu. Şu anda 8. sınıf öğrencisiyim. Yıllar geçtikçe bu olayın neden yaşandığını anlamaya başladım. Abim ve babamın neden öldürüldüklerini, kimlerin bunu yaptığını anlamaya başladım. Şimdi tek düşüncem onları katledenlerin gereken cezaları almaları için mücadele etmek ve bu konuda çalışmalar yapmak.”
Ali Kaymaz, abisi Uğur'dan kalan hatıralarını ise “Abimle ilgili olarak hatırlayabildiklerim; babam kamyonu ile Irak'a yük taşımaya giderdi o zamanlar Uğur'da kendisine küçük bir el arabası almış çarşıda yük taşımacılığı yapardı. Boş zamanlarından beni o arabaya bindirir gezdirirdi. Bazen de 'Seni bu arabayla Irak'a babamın yanına götürceğim' derdi. Ben ailenin en küçüğüydüm, beni çok severdi. Ben de onu çok seviyordum. Aneneme ‘Anne sen bu tatlı çocuğu nereden getirdin’ diyordu. Birbirimize çok bağlıydık. Onu asla unutmayacağım“ şeklinde dile getirdi. / anf