Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK), toplantısı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Binalı Yıldırım ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun partilerine dönük sözlerine yanıt verdi.
Yıldırım’ın”Tıpış tıpış gelip ifadesini verecek” sözleri
Demirtaş, bu sözleri sarf eden Başbakan’a şu cümlelerle yanıt verdi:
“Hakkımızda 550’den fazla dosya var. Sadece benim hakkımda 102 dosya var. Mahkemeler tebligat yaparlar, bizim tutumumuz bellidir. Zorla getirme çıkartılarsa bunu uygulayıp, uygulamamak da kolluk gücünün takdirine bağlıdır.
“Yetki mahkemenindir, Başbakan’ın değil. Her şeyden önce mahkemeye intikal etmiş bir konuda Başbakan’ın halen konuşuyor olması zaten mahkemelerin yargının bağımsızlığı kalmadığı, yargıda bir hukuk düzeninin kalmadığını en açık itirafıdır.
“Tıpış tıpış mı gideriz başka şekilde mi gideriz bu Başbakan’ın işi değildir. Başbakan’ın görevi de değildir. Biz mevcut durumda dokunulmazlıkların kaldırılmasının zaten Anayasa’ya aykırı olduğunu her ortamda ifade ettik.
“Bizim yargıya karşı saygımız sonsuzdur, ama bağımsız ve adil bir yargıya karşı son derece saygılı olacağımızı ifade ettik. Doğrudan savcıların ve yargıçların siyasetten emir aldığı bir düzende hiç kimsenin yargılama konusunda güvenliği yoktur.
“Bizim de karşı karşıya olduğumuz durum budur. Biz her hâlükârda kendi bildiğimiz siyasi tutumu savunmaya devam edeceğiz. HDP, bu ülkenin barışı çok önemli bir partidir. Yargı eli ile HDP’yi tasfiye etmek doğru bir tutum değildir.
Yıldırım’ın 6-7 Ekim Kobani eylemleri ilişkin sözleri
“Orada 50’den fazla yurttaşımız katledildi, bunların 45 HDP’lidir. Başbakan efendi bunları unutuyor, unutturmaya çalışıyor. 45 HDP’li bizzat sizin talimatınızla katledildi.
“Eğer dosya açılacaksa, ki ben bundan memnuniyet duyarım, o dönem kim emirleri vermiş, kimler bu insanları katletmiş adil bir yargılamayla ortaya çıkar. Sorumlusu da sizin desteklediğiniz kirli güçler olduğu bu vesileyle açığa çıkmış olur.
Soylu’nun “Ya herro ya merro” sözleri
“Darbe girişimi sonrası Türkiye önemli bir fırsat yakalamıştı. Bu iç barışın sağlanması fırsatıydı. Hükümet bunu değerlendirmek istemedi, tam tersine şovenizm dalgası yaratmak istedi ve bunun etrafında birlik beraberliği sağlamak hükümetin daha fazla hesabına geldi.
“HDP’ye saldırının bu kadar yoğun olmasının nedeni budur. Türk ırkçılığını bize saldırtarak köpürtmek istiyorlar ve buradan oy devşirmek istiyorlar. Belediyelere kayyım meselesi de budur, dokunulmazlıkların kaldırılması meselesi de budur. Bize yönelik devam eden bu ithamların da nedeni budur.
“Şimdi Başbakan bugün çok vahim bir hukuk dışı bir talimat veriyor valilere: ‘Hata yapmaktan korkmayın’ diyor. Hata yapmaktan korkmayın demek, hukukun dışına çıkabilirsiniz, insanları mağdur edebilirsiniz, rahat olun biz arkanızdayız anlamına geliyor.
“Kendisi şu saatten sonra valilerin işleyeceği her suçun bizahati siyasi ve hukuki sorumlusudur. Başbakanın bu kanun dışı emrini uyacak olan valiler de bilsinler ki gün gelecek devran dönecek.
“Bugün nasıl ki FÖTE’den, şundan bundan dolayı alınıyorsa yarın bir gün AKP’nin kanun dışı emrini suç taşıyan emrini uyguladığı için aynı valiler gün gelecek yargıya hesap vereceklerdir. Başbakanın ve İçişleri Bakanı’nın bu kanun dışı emrini uygulamak zorunda değilsiniz.
“Biz kanunsuz her türlü uygulamaya karşı direneceğiz. Sivil direniş bir haktır. 15 Temmuz akşamı hatırlatırım. Size hakta bize değil mi? AKP mi sadece sokağa çağrı yaptığında insanlar çıkar. Bu ülkedeki her yurttaşın kanunsuzluğa ve faşizme karşı direnmesi haktır. Demokratik çerçevede yurttaşlarımızla birlikte bu hukuksuzluklara karşı direneceğiz.
“Yeni atanan İçişleri Bakanı’na da şunu söylemek istiyorum; ‘Ya herro ya merrro’ iki seçeneklidir. Herro olmazsa merro olur, kendisi bilir.”