Halkların Demokatik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Hayat Televizyonu’nda Arif Koşar’ın moderatörlüğünde gazeteciler Fatih Polat, Özgür Mumcu ve Melis Alphan’ın sorularını yanıtladı.
Demirtaş, Cumhuriyet gazetesinde çıkan Can Dündar imzalı ‘HDP dışarıdan desteğe sıcak’ haberiyle ilgili Malatya’daki seçimmitinginde “Cumhuriyet gazetesi ‘HDP parlamentoda AKP’yi dışarıdan destekleyecek’ demiş. Net olarak, kötü niyet demeyeyim, yanlış anlama diyelim, HDP’nin görevi destek değil, AKP’nin burnunu sürtmektir” demişti.
Can Dündar da Demirtaş’a yanıt olarak ‘Cumhuriyet kötü niyetle haber yapmaz’ başlıklı yazısında aktarılanın bir izlenim olduğunu belirtti.
Demirtaş, konuyla ilgili yaptığı ikinci açıklamada “Bizim politikamızda böyle bir koalisyon yok” dedi.
Demirtaş’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Diyanet İşleri
“AKP’yle aramızdaki tartışma bir din tartışması değil. AKP’nin dini kullanma, ticarileştirme, kendi siyasi çıkarlarına alet etme ve din tüccarlığı tartışmasıdır. İslamiyet bu toprakların, toplumun bir gerçeği. Bu gerçeği dikkate almayan hiçbir siyaset ağırlıklı İslam toplumunda siyaset yapamaz. Ben inançlı bir siyasetçiyim ama solcuyum ezilenden yana bir siyasetçiyim aynı zamanda da inançlıyım. Özgürlükçü bir laikliği savunmamız lazım. Laiklik hep din karşıtlığı şeklinde yorumlandı.
“Diyanet işleri başkanlığı başbakanlığa bağlı memur gibi görev yapan bir kurum. Kaymakamlıkta çalışan kimseden farkı yok. Din adamı devletten emir almamalı sadece dini inancı da değil bütün dini inançların temsilcileri tarafından ortak yönetilen bir mekanizma. Bu yapı camiye de kiliseye de hizmet verir. Bu yapı özerk yapıdır. İhtiyaçlarını belirler.
“Din inanç merkezi devletten emir almaz. Başbakana rapor vermez. Kulu kölesi gibi talimatlar alamaz. Bizim önerdiğimiz yapı tam da bu. Vicdanı olan herkesin evet diyebileceği bir yapı önerdik. AKP anlaşılmaması için ısrarla HDP din karşıtlığı yapıyor diye mevzunun anlaşılmamasını örgütlemeye çalıştı. Ama kamuoynu takip edenler bilyor AKP bu konuda kaybetti.
‘AKP’den beslenen köşe yazarları her yerden saldırıyor’
“Çiğlik yapan, AKP’den beslenen köşe yazarları her yerden saldırıyor. Bir okuyun bakalım geçmişte Diyanete karşı yazıları var, bugün AKP’den daha fazla savunan yazılar yazıyorlar. Bu konuda hata yaptığımızı düşünmüyorum. Bu ülkede açlık yolsulluk var. Diyanetin bütçesini tartışmazsak orada her türlü kepazelik dönmeye devam eder.
“Sağlık Bakanlığının 1.5 milyon, Diyanet’in 5 milyon bütçesi var kimse denetlemiyor. Neden kutsal bu durum? Kutsal olan dindir Diyanet değil. Toplum bu konuda aydınlandıkça dini çiğ kullanan politikacılar barınamazlar.
“Tüzel kişilik olarak her cemaat özgürce faaliyet yürütebilmeli. Bir ibadethane ben kendim hallediyorum diyorsa hayır illa para vereceğiz diyemezsiniz. Veya bir cemevinde dede biz bütçe istiyoruz diyorsa yerel yönetim bunu karşılamalı bu isteğe bağlanmalı. Özgür bir biçimde Cemevi İbadethane diyorsa bunu tartışamazsınız devlet olarak.
Erdoğan’ın sürprizi
“Bilmiyorum bir tahminim yok. Herhalde Diyanet’i kaldırıp İnanç İşleri Başkanlığı kuracağım demeyecektir. Diyanet işlerinin başkanının yerinde olsam bir din adamının siyaset adamından süpriz bir karar alma, açılım yapma gibi bir şeyi olamaz. İslamiyet binlerce yıldır büyük acılarla bugünlere geldi. Bütün peygamberlerin yaşamları örnektir. Hz. Muhammed de kendi yaşamıyla bunu anlattı, yaşayarak gösterdi.
“Yaşamınız öylesine dine uygun olmalı ki insanlar inanan inanmayan gıptayla bakmalı. Sizin toplumunuz yoksulluk içinde yaşıyor. Taşeron işçilik var. İşsizlik var. Siz 1 trilyonluk arabaya binerken hiç üzülmeyeceksiniz. Peygamberin hayatına saygınız varsa illa onun gibi yaşasınlar demiyorum ama bu devletteki israfa haram deyin. Yarın sürpriz ne olursa olsun ben bir din adamıyım demen lazım, lüks içinde yaşamamam gerek demem lazım. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz beyefendi süpriz yapacakmış. Çiğ konuşmalar bunlar.
İnanç İşleri Başkanlığı
“Özerk derken bazı yerlerde devletten yardım alabilir tabii ama yerel yönetim hukuku olmalı bizim önerimiz bu. Tabii bunu din adamları tartışmalı. Cemaatler tartışmalı. Biz öneriyoruz Tabii bu iyi değil şöyle yapsak daha iyi derlerse onlar karar vermeli. Gezi’de Diyanet, ‘biber gazı caizdir’ diye açıklama yaptı. Din adamının işi bu mu olmalı.
Gezi Direnişi
“Çoğunlukla haksız eleştirilerdi Geziye darbe demedim diye binlerce kez açıklamama rağmen hala aynı şeyleri yazanlar var. Yeterince yer alınmadığına dair insanlar eleştirebilir tabii ama biz ‘ama’sız savunduk
“Kendine Türk solu diyen bir çevre var. Bu grup faşisttir. Onlarla yan yana durmayız dedim.
Suikast haberleri
“Bir süredir hem bana hem Sırrı beye geliyor. Bunları çok dile getirmedik ama Sırrı bey ifade etmiş. Türkiye’de yurttaşların güvenliğini sağlayacak olan devlettir. Sıradan yurttaşlar için de geçerlidir.
“Yaşadığımız ülke normal bir ülke değil Suriye’de, Irak’ta yaşananlar ortada. Türkiye’nin içinde de sorun ve sıkıntılar var. Türkiye’nin içinde de iç savaş çıkarmak isteyen güçler olabilir. Devletin bu konuda önlem alması gerekir.
HDP’ye saldırılar
“Mersin-Adana gibi kozmopoitik illere bomba gönderiliyorsa, siz biliyor ve önlemiyorsanız devlet olmazsınız. Zaten şu anda da yönetemiyorsunuz Bu tür dönemlerde dikkatli olmak gerekir. 114 saldırı oldu bürolarımıza vs.
“Bir kişi tutuklandı o da dostlar alışverişte görsün diye. İlk duruşmada serbest bırakılır. Siz bir AKP bürosuna çelenk bırakmaya gidin doğduğunuza pişman ederler. Bırakın AKP bürosunu indirme vs. Ters kelepçe takarlar gençler de tutuklanır.
“100 kişi toplanıyor. HDP binasına kaymakam geliyor haklısınız tamam tabelayı indireceğiz diyorlar polis onları izliyor. Akşam TV’de izliyoruz “HDP ile gerginlik” ne gerginliği ya faşist saldırı olmuş. Organize saldırılar yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanı ağzından çıkan lafın nereye varacağını bilmez mi?
“Hükümetin açıklamaları ortada tabii sorumlu olarak orayı arayacağız. Sorumlu mevki olarak kimi göstereceğiz? Bu ülkede kimin güvenliği tehdit altındaysa sorumlusu hükümettir. Nedenn yapıyorlar peki, 94’ün koşulları yok. 81 ilde 550 adayla sahada çalışma yapıyor HDP. Türkiye neden bundan korkar? Bu program bölücü bir program değil. Tam tersine birleştirici bir program. Bunun toplumdan destek alması toplum adına nasıl bir tehdit yaratabilir ki?
“Tek dil tek din tek adam karşısında çoğulcu kültür gerçeğini anayasal güvenceye kavuşturmak isteyen bir seçim programı AKP açısından tehdit yaratır. Seçimden sonra baraj aşılınca şu anda sahip oldukları hegemonyayı kaybedecekler. Ne yaparsak yapalım barajın altında bırakalım fikrini pompalıyor AKP. HDP yapması gerekeni yapıyor. Hükümetin tehlike oluşturan programlarını frenliyor.
Metal işçilerinin direnişi
“Tabii ki dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Onurlu bir direniş sergiliyorlar kamuyonunun gündemin taşımaları ile hükümetin işçi karşıtı programı da teşhir oluyor. Metal işçilerini yalnız bırakmamak lazım. Metal işilerinin direnişi çok kıymetli çok anlamlı. Türkiye’de ekonominin kaymağını özellikle otomotiv sektörü yiyor. Ama işçiler kan ağlıyor. Türkiye’nin neredeyse tüm arabalarını onlar üretiyor. ama ancak kendilerini geçindirebilecek kadar maaş alıyorlar.
“Gerçekten tarım işçileri haberlere bile çoğu zaman trafik kazası olarak geçiyorlar. Ne tazminat hakları var. Öncelikle şu soruyu yanıtlamamız lazım. Mevsimlik işçiler neden topraklarını terk ediyor? İnsanlar neden kendi verimli topraklarında geçinemiyor? Mesele Harran medeniyetin beşiği ve insanları besleyen yerlerdir. O toprakların insanları göçebe olarak yaşıyor. Geçimlik çiftçiliği özendirmemiz lazım sanayileşmiş tarımı desteklemek yerine küçük tarımı desteklememiz lazım.
‘Kanal İstanbul’a karşıyız’
“Evet nükleere karşısınız da HES’lere karşısınız da sanayiyi nasıl döndüreceksiniz deniyor. Sağlıklı büyüme diye bir şeyden bahsediyoruz. Yerelin imkanı ile ekolojik dengeyi sağlayacak bir sağlıklı büyümeden bahsediyoruz. Bu kadar büyük mega kentlerin enerjisi elbette çok olur ama bizim önerdiğimiz sistemde bu kadar mega projeye gerek yok. İstanbul’a bakın, yaşanmıyor.
“Kanal İstanbul’a karşıyız. Yapmayıver Kanal İstanbul’u? Sen onu yaptığın zaman, İstanbul gene on milyon kadar göç alacak. Sen Çorum’dan Artvin’den göç alacağına o paraları oralarda harca. Bizim ekonomik programımız yerelde büyümeyi öngörüyor. Yerel kaynaklardan, güneş rüzgar olabilir ama oraya yetecek kadar enerjiyi İstanbul’a taşımaya gerek yok.
“Kentsel olarak enerji büyümeyi arttırır devasa konutlar AVM’lere enerji ihtiyacı doğurur. İşte o zaman kömüre o kadar ihtiyaç var. Şu anda termik HES enerji üretmeyelim dediğimizde sistemi düzenlememiz lazım buna bağlı enerji politikası daha temiz enerjiye uygun hale gelecektir.
Cumhurbaşkanının yetkileri
“Kendisi Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanlığı yetkileri kısıtlanmalıdır. Rektörleri atama yetkisi olmamalı. Her gün bir şehirde açılış yapmamalıdır. Yalan söylememelidir. Kendisinin cumhurbaşkanı olarak görev yapmasında sıkıntı yok. Bir dahaki seçimlere de genç bir Cumhurbaşkanı ile yola devam etmelidir Türkiye.
Çerkes Soykırımı
“Çerkes Soykırımı’nın yıl dönümü. Çok trajik soykırımlardan birisi. Bütün Çerkes halklarının Çarlık Rusyası tarafından soykırıma uğramasıdır. Hala Çerkes Soykırımı yeryüzünde soykırım olarak tanınmamış soykırımlardan birisi olarak önümüzde duruyor. Bu konuda artan bir bilinç var ama Türkiye’de iktidar bu konuda Rusya üzerinde bir baskı oluşturmadı.
“Çerkes halklarının yürüttükleri demokratik mücadelenin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Çerkes halkının kendi anadilini öğrendiği, eğitimini aldığı bir sistemi savunuyoruz. Çerkes soykırımı ancak yıldönümünde hatırlanıyor. Türkiye’de Çerkesler ‘zenginliğimiz’ olarak ifade ediliyor ama öyle değil. Çerkesler, Kürtler, Aleviler bu toprakların gerçeğidirler. Soykırımın tanınması lazım.
Cumhuriyet gazetesinin haberi
“İçeriden dışarıdan AKP ile yol almıyoruz. Çözüm sürecini yürütmek sürdürmek istiyorlarsa çözüm sürecinin muhatabıyız, bunun sürdürülmesi için çabalarız. Can bey değer verdiğimiz bir arkadaşımızdır. Koalisyon yok. Başkaları buna rağmen benim izlenimim böyle derse bu kendisini bağlar. Bizim politikamızda böyle bir koalisyon yok.
Çözüm süreci
“Süreçte mevcut durumun üzerine ne katarak ilerleyebiliriz buradan bakmak lazım. İktidarda kim varsa barış sürecini onunla yürütürüz. Ama şu an gelinen noktadan geriye götüren tartışmalar sürece katkı sunmaz.
Seçim güvenliği
“Birçok sandıkta birden fazla görevlimiz olacak. Bir de teknik olarak takip sistemi kurduk akıllı telefonlar üzerinden. Bu sistemle bizim verimizle YSK’nın verileri uyuşmazsa itirazda bulunacağız. İnsanlar oy verecek ama oyunun güvenli bir şekilde sandıktan çıkıp çıkamayacığına inanmış değil.
“Türkiye hala ileri demokrasi safsatası altında halka bu korkuyu yaşatıyor. Gücümüz olursa bu oy sistemini de değiştireceğiz. Dünyanın her yerinde bilgisayar üzerinden oylar kullanılıyor. Bağımsız bir denetim mekanizmasıyla da oylar kullanılıyor.
Kadın cinayetleri
“Kadın cinayetlerinde Batman öne çıkan bir yerdi ve ciddi çalışmalar sonucu oran çok düştü. Şu anda Türkiye’nin her yerinde yaşanan bir sorun kadın cinayetleri. Eğitim politikası, medyanın dili değişmediği zaman erkek zihniyetini yok edemezsiniz.
“Egemen olan erkektir, devlet de eril olarak düşünülür. Bu anlayışta yönetmek erkeğe mahsus bir şeydir. Böyle bir zihniyete göre kadının katledilmesi caizdir. Kadın hayatın her alanında bir metadır. Böyle bir zihniyete göre kadının katledilmesi caizdir. Kadın hayatın her alanında bir metadır. Üç çocuk dayatması tam da bu zihniyetin tezahürüdür. Kadının mutlaka ev dışına çıkabileceği faaliyetlerin önünü açmamız lazım.”