Demirtaş ve Kışanak imzası ile yapılan yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi'nin Mustafa Balbay'la ilgili olarak vermiş olduğu kararın hiçbir tartışma götürmeksizin bağlayıcı bir nitelik taşıdığı belirtilerek şunlara yer verildi: "Bu karar tüm seçilmişlerin serbest bırakılmasını emretmektedir. İdare ve yargı organları bu karara koşulsuz uymak zorundadır. Tutuklu milletvekillerimiz; Sayın Hatip Dicle, Sayın İbrahim Ayhan, Sayın Selma Irmak, Sayın Faysal Sarıyıldız, Sayın Kemal Aktaş ve Sayın Gülser Yıldırım hakkında herhangi bir hüküm verilmiş değildir. Vekillerimizin yargılamaları yerel mahkemelerde devam etmektedir. Kendilerine isnat edilen fiil ise, siyaset yapmaktır. Bu da; düşünce, örgütlenme ve siyaset özgürlüğü kapsamındadır.
Ancak buna rağmen vekillerimiz, diğer tutuklu siyasetçiler gibi yıllardır cezaevinde siyasi rehine olarak tutulmakta ve uzun tutuklukla aslında açıkça yargısız bir infaz yapılmaktadır. Tutuklu bulundukları süre dikkate alındığında vekillerimiz ceza alsalar bile alacakları cezanın infazını çoktan tamamlamış durumdalar. Tüm bu gerçekler ışığında, Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın tartışmasız yerine getirilmesi gerekirken, ne yazık ki Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu vekillerimiz Sayın İbrahim Ayhan ve Sayın Gülser Yıldırım’ın tahliye taleplerini oy çokluğuyla reddetmiştir. Bu karar hukuki değil siyasi bir karardır. Yargı tarafından tutuklu vekillerimiz ve siyasetçilerimize karşı açıkça hasmane bir tutum izlenmektedir. Bu karar bir hukuk skandalıdır, bir çifte standarttır. İstanbul’da ayrı, Diyarbakır’da ayrı bir hukuk işletilmektedir. Vekillerimizin serbest bırakılmamaları demokratik siyaset kanallarını tıkama girişimidir, yüzbinlerce insanın demokratik iradesini hiçe saymaktır."
‘HÜKÜMETİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ’
Çözüm sürecine hizmet etmeyecek ve hatta süreci tıkama potansiyeli taşıyan yargının bu siyasi kararı karşısında hükümeti göreve ve samimiyete çağırdıklarını kaydeden Demirtaş ve Kışanak,"Halk iradesini ayaklar altına alan bu kararın siyasi ortağı hükümettir. Hükümet ‘yargının işidir’ diyerek kendisini soyutlayamaz. Tutuklu vekillerimiz de dahil on bine yakın siyasetçiyi cezaevine atan operasyonun siyasi kararını hükümet vermiştir. Bütün bu tutuklamaların ve uzun tutukluluğun yasalarını AKP Hükümeti çıkarmıştır. Özel Yetkili Mahkemeleri AKP Hükümeti kurmuştur. Yargıç ve savcılarını bu hükümet atamıştır. Dolayısıyla bu uygulama birkaç yargıcın değil, AKP hükümetinin uygulamasıdır" dediler.
HÜKÜMET SORUMLU
AKP Hükümetinin sürdürülen siyasi yargılamaların da aynı zamanda sorumlusu olduğunu kaydeden Eşbaşkanlar şunları söyledi: "Bu hukuk skandalının, bu çifte standardın derhal sona erdirilmesi gerekir. Yargıyı da bu çifte standart karşısında bir kez daha kararını gözden geçirmeye, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymaya, hukuk ihlaline artık son vermeye çağırıyoruz.
Tutuklu vekillerimiz ve tüm siyasetçilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır, bu siyasi rehine uygulamasına biran önce son verilmelidir. BDP olarak, süreci bu şekilde yürütme ve ilerletme ihtimalimizin zora girdiğini herkesin ve her kesimin bilmesini istiyoruz. Bu karar karşısında asla suskun kalmayacağız. Hem yargısal alanda hem de demokratik siyasi zeminde mücadelemizi sonuna kadar halkımızla birlikte yükselteceğiz. Halkımız kendi iradesini hiçe sayan bu karara meydanlarda cevabını en iyi şekilde verecektir." / anf