Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Med Nuçe TV’de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Demirtaş’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
‘Devlet imkanlarını kullanıyorlar’
“Önümüzde bir realite var. Bütün devlet imkanlarını kullanıyorlar 600’e yakın yerel, ulusal televizyon, binlerce yazılı organları, kaymakam, valileri var, emniyet müdürleri, üniversiteleri var. Bu kadar egemen ve otoriter hegemonyaya karşı ezilenlerin yüzde 10 barajını aşmaları aslında iktidarı kazanmaları ile eş anlamlıdır. Tek bir oy bile burada önem kazanıyor. Bizim kaybedecek tek bir oy lüksümüz yok.
“AKP’deki bu gruplaşmalar kendisini hissettiriyor. AKP iç hesaplaşmasını seçim sonrasına ertelemiş durumda. Ortaya çıkacak başarısızlık kesinlikle Türkiye’nin yararına bir AKP çatırdamasına dönüşecek. Türkiye’nin bundan korkmaması lazım.
‘Karalama kampanyası üzerinden gidiyorlar’
“Şeffaf, açık olmak zorundayız. Bizim özel yaşamımızda sorgulayabilecekleri, linç edebilecekleri bir şey yok. Çirkin karalama kampanyası üzerinden gidiyorlar. Benim partimin bana tahsis ettiği 2011 model aracın fiyatı 120 bin TL’dir. Daha fazlasını hakaret görürüz. Kıt kanaat ayakta durmaya çalışan insanlarımızın desteklediği bir partinin genel başkanı olarak 1 trilyonluk araca binersem söylediklerimin haklılığı biter; sokakta taşeron işçi için 1800 TL isterken, lüks içinde yaşayamam. Yaşamaya çalışırsam, hakikiliğimi kaybederim.
“Tek arkadaşımızı yolsuzlukla suçlayamazlar. İnancımızı çarpıtıyorlar. Ben, inançlı bir insanım. Sizi sorgulamaya zorluyorlar. Kamuoyu önünde sizin inancınızı sorgulatıyor, yuhalatıyor ve bundan oy devşirmeye çalışıyorlar. Müslümanların bir Kabe’si vardır. Ben bunun aksini söylemişim gibi cümleyi kuruyorlar. Meydanlarda söylediklerim ortada kayıtlı. Gerçeğe dayalı bizleri sorgulayabilecekleri hiçbir şey olmadığı için yalana sarılıyorlar.
Çözüm süreci
“İmralı’ya devlet heyeti velev ki gidiyor; bu sürecin sürdüğü anlamına gelmiyor. Öcalan, ‘HDP heyeti yanında izleme kurulu olmadan gelirse biz süreç başlamıştır’ demeyeceğiz’ demişti. HDP heyeti, izleme grubu olmadan devlet tek başına gidiyorsa buna ‘Süreç sürüyor’ denilebilir mi? Gidip-gitmediklerine dair de hiçbir şey yok. Gidiyorlarsa buyursunlar sonuçlarını açıklasınlar. Ne konuştular, ne yaptılar. Olur mu öyle şey?
“Süreç donmuş durumda. İlerlemiyor, Dolmabahçe Mutabakatı’ndan bu yana ileri değil, geriye gidiş var. ‘Kürt sorunu yoktur’, ‘Kürt yoktur’, ‘Masa, taraf, müzakere yoktur’ dediler. 28 Şubat’ta Dolmabahçe açıklamasında söylediklerinden çok geriye düştükleri için kamuoyuna da anlatamıyorlar. ‘Bu süreç bize bu seçimde oy kaybettiriyor’ diye düşündüler. Oysa barış kimseye oy kaybettirmez.
’56 yerde saldırıya uğradı’
“13 yıl boyunca bütün sorunları çözmeyen AKP’nin niye çözmediğini kamuoyuna anlatma gibi bir derdi olmadığı için HDP’nin ortaya koyduğu bu çözüm alternatifini gölgeleme açısından, HDP’yi kamuoyu açısından şiddetle iç içe gösterme ve korkutarak, gönüllü çalışanları yıldırarak, sindirme anlayışı çerçevesinde her yerde HDP’ye saldırıyorlar.
“HDP büroları, stantları, çalışanları 56 yerde saldırıya uğradı, genel merkezimiz de dahil olmak üzere. Bunların hiçbiriyle ilgili de etkili bir soruşturma yürütülmedi ve müdahale edilmedi. Anlaşılıyor ki dün Kırşehir’de (14 Mayıs) yaşanan provokasyon girişimi sonrası ortaya çıktı ki bunlar bir merkezden yönetiliyor. Muhtemelen hükümet de doğrudan organize ediyor, teşvik ediyor. Söylemleriyle, meydanlarda ve alanlarda kullandıkları dille de hedef gösteriyorlar.
Genelkurmay Başkanı’nın sağlık durumu
“Genelkurmay Başkanı, ‘Eski teamüllere göre’ tedavi olabilirdi. Duymayabilirdik. Ama duyurmalarının demek özel bir anlamı var. Siyasete dair bir mesajdır. Suriye ile ilgili olabilir. Suriye ile ilgili AKP’nin girmeye başladığı yeni angajmana kamuoyunun dikkatlerinin çekilmesi diye en azından bir mesaj olabilir. ‘Çözüm süreci’ ile ilgili olabilir.
“Tam olarak çatışma, gerilim midir şu andaki verilere bakıp bunu söylemek mümkün görünmüyor. Fakat, Ağrı, Diyadin’de de ortaya çıktı ki, ordu içinde de AKP’nin tahrik eden, savaşa sürükleyen politikalarına karşı çok güçlü bir damar olmasa da rahatsızlık olduğu anlaşılıyor.”