Bayramı çetelere karşı büyük direnişin sergilendiği Kobanê ile dayanışma içinde geçireceklerini açıklayan DBP, HDP, HDK ve DTK eş başkanları ve milletvekilleri, sabahın erken saatlerinde Suruç’a geldi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDK Eş Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün yanı sıra çok sayıda milletvekili ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanları DBP İlçe Örgütü’ne geçti. Burada Kobanê’den gelen heyetle kısa bir görüşme gerçekleştiren heyet, daha sonra nöbet eyleminin devam ettiği köylerden Bethê’ye geçti.
BARBARLIK İNSANLIK DUVARINA TOSLADI
Burada bir basın açıklaması yapan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş 20 gündür birkaç yüz metre ötede bir vahşet örgütüne karşı direniş destanı yazıldığını söyledi. İmkansızlıklar içinde neredeyse dört tarafı kuşatılmış olmasına rağmen Kobanê’de kahramanca bir direniş sergilendiğini ifade eden Demirtaş, YPG savaşçılarının sadece Kobanê kent merkezini savunmadıklarını, bütün insanlık değerlerini, herkesin onurunu da savunduklarını dile getirdi. İnsanları insan yerine koymamak için yemin etmiş ve yakaladığı herkesin başını kesip değerlere ve inançlara saldıran insanlık dışı bir harekete karşı insanlığın savunulduğunu ifade eden Demirtaş, “Eğer 20 gündür Kobanê’de bu direniş yaşanmıyor olsaydı, şimdi şu tel örgülerin arkasında bu vahşet örgütü hilafetini ilan etmiş olacaktı. Türkiye’nin IŞID gibi barbar bir komşusu olacaktı. Aslında eğer Türkiye’yi AB üyesi olarak tanımlıyorsak Avrupa’nın IŞID gibi bir komşusu olacaktı. Ve 20 gündür orada bu halkın evlatları, yiğitleri anaları, kadınları, gençleri direnmiyor olsaydı IŞID barbarlığı karşısında bugün insanlık çaresiz olacaktı. Nitekim dünyanın büyük iki ordusu NATO’da dahil bu barbarlık karşısında çaresiz kaldılar. Ama bu barbarlık gelip burada insanlık duvarına tosladılar” diye konuştu.
KOCAMAN YÜREKLERİYLE DİRENİYORLAR
Direnişin devam etmesinin sebebinin silahlar veya YPG’nin ellerindeki imkanların DAİŞ’den büyük olmasından kaynaklanmadığını, savundukları değerlerin meşru, haklı ve büyük olduğu için direnişin devam ettiğini kaydeden Demirtaş, “Kocaman yürekleri olduğu için bu kadar direnebiliyorlar. Kocaman bir insanlık ailesini temsil ettikleri için direniyorlar. Bütün dünya bu direnişi izlerken IŞID, Suriye’nin her tarafından yardım alabiliyor, lojistiğini sağlayabiliyor. IŞID tank kullanmayı 20 gün içinde öğrenmedi. Onlara tank kullanıcı eğitimi veren subayları var. Onların tank ordusunu yönetecek komutanları var. Bunlar 20 günde yetişmedi. Dünyanın ve bölgenin bazı ülkeleri tank desteği, tank mermisi, istihbarat desteği, komuta desteği ve eğitim desteği veriyorlar. Saddam’ın bazı komutanları, Katar’ın Suudi’nin desteği ile buralara kadar gelip tanklara komuta eden subaylar IŞID’i açıkça destekliyorlar” dedi.
Demirtaş Türk devletinin DAİŞ politikasına da tepki gösterdi.
“Türkiye Cumhuriyeti devleti IŞİD politikasını düzeltmediği için Türkiye’nin desteğini alarak ilerliyor” diyen Demirtaş, şöyle devam etti:
“Bu kadar büyük destek alıyor olmasına rağmen Kobanê’deki bir avuç direnişçiye buradan moral desteği vermek isteyenlere bile her gün gazla copla müdahale ediyor. Bugün IŞID’in elindeki silahlar son model tekniğe sahip Amerikan ve Rus silahlarıdır. Musul’dan Halep’ten elde ettikleri en teknik model silahlardır. Kimse bunun hesabını vermiyor. Bunu engellemeye çalışmıyor. Bin kişi burada slogan attı diye, YPG’ye moral verdi diye gece gündüz buradaki insanlara müdahale ediyor. İnsanlarımız 20 gündür bu kadar müdahaleye rağmen ısrarla burada insanlık nöbeti tutuyorlar.”
KOBANÊ’YE GİDEN YOLLARIN AÇILMASI LAZIM
Direnişteki halkın özgürlükten ve barıştan yana olduğunu, Türkiye’nin geleceğini kurtardığını söyleyen Demirtaş, Türkiye’nin yanlış politikalarının değişmesi, barışa ve kardeşliğe hizmet edecek bir politikaya dönmesi için mücadele ettiklerini belirterek, “Umut ediyoruz ki hükümetin ‘Kobanê düşmeyecek’, ‘Kobanê’ye her türlü desteği sunacağız’ mesajı yerine gelir. Umuyoruz ki hatalı politikalar Kobanê’nin kapısından geri döner. Bugün birbirini tehdit etme günü değildir. İstenilen bir barış süreci yürüyecekse Sayın Öcalan’ın çağrısı çok açıktır. Kobanê ile süreç birbirinden bağımsız değildir. Eğer içerdeki barışı kalıcı hale getirmek istiyorsanız, o halde Kobanê’yi yalnız bırakmayın” ifadelerini kullandı.
BURADAKİ TEHLİKE DOMİNO ETKİSİ YARATIR
Kobanê’nin durumunun süreçle bağımsız ele alınmayacağına vurgu yapan Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Süreci kalıcı hale getirmek istiyorsak Kobane’yi sahipsiz bırakmamak lazım. Kobanê’ye giden yolların koridorların açılması lazım. Kobane’nin 3 tarafını çetelerin kuşatması üzerine Türkiye tarafının da kapatılmaması lazım. IŞID tehdidine karşı Kobanê halkına destek verilmesi acildir. Gelecekte burada halkların barış ve kardeşlik içinde yaşaması için önemlidir. Burada halklar arası güvenin ve yıpranan süreç aşamasının ilerletilmesi için çok önemlidir. Bizler sayın Başbakanla, yine arkadaşlarımız ilgililerle görüşmeler gerçekleştiriyor. Çünkü buradaki tehlikenin Kobanê’nin düşmesinin domino taşı etkisi olarak nelere yol açacağını görüyoruz. Kobanê’yi sürecin biteceği bir noktaya değil, kalıcı barışa doğru bir hamle noktasına getirmek istiyoruz. Kobane’deki direniş burada Kürt-Türk arasında kırılmayı derinleştirsin istemiyoruz. Barışı kalıcı hale getirsin istiyoruz. Bunun gereklilikleri vardır. Tehditle, şantajla bu iş yürümez. Yani öyle ‘PKK IŞID aynıdır’ demekle bu iş yürümez. Herkes de biliyor ki PKK ve IŞID’in tek bir benzerliği yoktur. Bu şekilde algı yaratarak politikayı da bunun üzerine oturtarak, hiçbir mesafe kat edemeyiz. Bunlar yanlış yaklaşımdır.
HÜKÜMET KOBANÊ’YE AÇIK DESTEK VERMELİDİR
Doğru olan IŞID tehlikesi karşısında el ele vermektir. Daha önce Başbakan ile yaptığımız görüşmeden sonra da ifade ettim. Doğru olan hükümet ile koordineli bir çalışma yürütmektir. Sizler hükümet olarak içerde ve dışarda bütün olup bitenlerden sorumlusunuz. Biz de muhalefet partisi ve Kobanê’de direnenlerin kardeşleri olarak, gün düşmanlık günü değil. Birbirinden korkarak, şüphelenerek hareket etme günü değil. Hükümet Kobanê ile açık dayanışma içine girmeli ve direnen halkla koordineli bir çalışma yürütmelidir. Buradaki halkı engellemek, coplamak yerine, halkla iş birliği içinde ortak çalışarak IŞID’e karşı mücadele etmelidir” vurgusu yaptı.
HALKLAR ARTIK KURBAN OLMAYACAK
Ardından konuşan Kamuran Yüksek ise “20’nci yüzyılın başında olduğu gibi 21’inci yüzyılda da Kürdistan halklarını yine bölge denklemlerine, uluslararası dengelere kurban etmeye çalıştılar. Ama bu yüzyılın başında sizler bizler birlikte mücadelemizle şunu söylüyoruz: 21’inci yüzyılda Kürdistan halkları artık kurban olmayacaktır. Sizin buradaki duruşunuz bunun kanıtıdır. 40 yıllık mücadelemiz, Şengal’de gösterilen pratik, Kobanê için gösterilen mücadele yarın gerekirse Rojhilat için gösterilecek. Mücadele Kürdistan halkının 21’inci yüzyılda mutlaka, ama mutlaka özgürleşeceğinin kanıtıdır. Bu mücadeleler aynı zamanda uluslaşmamızın da göstergesidir. Suruç, Şengal oluyor, Şengal Mahabad oluyor” ifadelerini kullandı.
Çeşitli temaslarda bulunmak amacıyla Suruç’a gelen Rojava Halk Meclisi Kobanê Divanı Eş Başkanı Eyşe Efendî ise Kobanê direnişinden selam yollayarak başladığı konuşmasında, “Bugün çağrımız uluslararası devletlere, Amerika, Türkiye’ye tamamıyla DAIŞ ile işbirliği yapıyorlar. YPG/YPJ 2-3 yıldır direniyor. Kürt halkı direniyor, hafif silahlarla. Apocu ruhla, Önder Apo’nun felsefesiyle çetelerin ağır silahlarına karşı geliyor. Direniş ruhuyla başarıyoruz. Herkese çağrımızdır, YPG’ye ağır silah gönderin. Su veya ekmek istemiyoruz, aç değiliz. Mirasımız var, Kandil’de kardeşlerimiz var. Erdoğan’a sesleniyoruz, ikircikliği bırak, sınırın ışıklarını kapatıp çeteleri Kobanê’ye geçirme. Ey Erdoğan, Kobanê Suruç’la birdir, Kandil’le birdir, Güney ile birdir, dört parçayla biriz” şeklinde konuştu.
Efendi, Güney Kürdistan Hükümeti ve siyasi partilerine de Kobanê direnişini sahiplenme çağrısı yaptı.
Açıklamanın ardından heyet, direniş nöbetinin sürdüğü diğer köylere geçti./ Firatnews