Amed Newrozu'nda konuşan Demirtaş, yüz binlerin çözümü gösterdiğini belirterek, AKP'nin toplumu birleştiremeyeceğini söyledi. Halkın katledilmesine asla göz yummayacakları mesajını veren Demirtaş, "Amed Newrozu yolumuzu açıyor. Özgür günleri yitirdiğimiz evlatlarımıza armağan edeceğiz" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Amed'deki tarihi Newroz programında konuştu.
Yüz binlerce kişiyi Kurmancî ve Kirmançkî sözlerle selamlayan Demirtaş, konuşmasında şu hususlara dikkati çekti:
"Bütün Ortadoğu halklarına barışın müjdesini vererek, barışa giden yolun ne kadar güzel olduğunu müjdeleyerek 3 yıldır bu kutlamaları yaptık. Ama bugün ölümlerle bu Newroz'u kutluyoruz. 3 yıl şunu gördük. Barış dediğimiz bir hayal değil. Bizler eşitlik ilkeleri etrafında kilitlenirsek barışın mümkün olduğunu gördük. Bu yıl ki Newrozu da her şeye rağmen Amed meydanından barış Newroz'u olarak bütün dünyaya yansıyor.
Elbette bizler köksüz tarihi olmayan bugün ortaya çıkmış bir halk değiliz. Tıpkı Newroz gibi Kawa'nın ruhundaki gibi bizi birleştiren bir ruh var. Bugün Botan'ın çocukları Mir Bedirxan'ın çocukları, Şeyh Said'in çocukları bizleri nasıl selamlıyorsa, Seyit Rıza'nın yoldaşları Dersim'den, Qazi Muhammed'in torunları, Mele Mistefa'nın torunları, Ali Şer ve Zarife'nin yoldaşları bize nasıl bir miras bıraktıysa, bizler de Kobanê'den Arîn Mîrkan'ın, Cizre'den Mehmet Tunç'un, Silopi'de Sêvê'nin mesajlarını birleştirerek, bir barış mektubu olarak İmralı'ya Başkan Apo'ya bir mektup olarak gönderiyoruz. Ördüğünüz o barış yolu, Dolmabahçe Mutabakatı'nda dile getirdiğiniz yola bağlıyız. Savaş, çatışma olağan değil. Müzakere dediğiniz şey çatışma çözümlerini ortaya koyarak ortak bir noktada buluşmaktır.
'DİYARBAKIR MESAJI VERDİ; DOĞRU OKUYUN'
Anti demokratik hukuk dışı yollarla bir araya gelemeyiz. Bizi bir araya getirecek hukukun, demokrasinin yoludur. Ortadoğu'da da tarihi bir dönem yaşanıyor. Hiç şüphesiz ki bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda dizayn etmek isteyen çok sayıda uluslararası güç var. Bizler bunun farkında olarak mücadele ediyoruz. Ama Ankara'da bu ülkeyi yönetenler tehditleri art arda sıralarken, halkın taleplerini tehdit olarak gördükleri sürece barış zor. Birlikte hareket etmek istiyorsak o zaman demokratik ilkelerde buluşmak zorundayız. Ankara'da bu aklın eksik olduğu ve bütün süreci yanlış okuduğu anlaşılıyor. Kürt halkı korkmadan bütün halklar gibi özgürce yaşamak istiyor. Başkasından bir şey değil kendisinden çalınanı istiyor. Bugün patlayan bombalar kan çanağına dönmüş bölge gerçekliği içinde barışı istemek kolay değil. İnanın ki böylesi dönemlerde ilkeli ahlaklı olmak doğru olandır. Böylesi korku ortamını yaratanlara karşı sığınabileceğimiz yegane şey ilkeli ve ahlaklı olmaktır. Diyarbakır halkı bu mesajı verdi, bunun doğru okunması lazım.
'AKP BİRLEŞTİREMEZ'
Hamasetle tehdit ederek, bitireceğim diyerek siyaset kurulamaz. Şunu artık herkesin iyi anlaması lazım. Kürt halkının inkarı ve bunun tehdidi üzerinden barış süreçleri yürütülemez. Barış istemek ve barış sesinin daha gür çıkması için bomba silah seslerinin durması lazım. Bizler bütün arkadaşlarımızla birlikte yeniden barış masasına dönülmesi ve yeni bir barış dilinin kurulması için inisiyatif almaya hazırız. Bu cesaret istiyor. Artık şu görülmelidir; AKP birleştirici bir parti değildir. Toplum çoğulcu yapısıyla farklı ideolojik yapılanmaları ile ve yaşam tarzlarıyla onu birleştirecek şey bir parti ya da tehdit olamaz, ırkçılık ve faşizm olamaz. Demokratik ilkeler dışında hiçbir şeyde buluşamayız. O zaman Kürt halkı kendi öz haklarına kavuşmak konusunda mesafe kateder, Türkiye demokratikleşir. Suriye'deki kardeşlerimizin kanayan yarasına derman olma şansımız olur. Bütün coğrafyaya barış önderliği yapma şansımız olur. Kürt düşmanlığı üzerinden Kürtler Rojava'da herhangi bir yerde hak kazanmasın üzerine siyaset oluşturanlar kendileri de kaybediyor,herkese de kaybettiriyorlar.
'BURADAKİ HALK ÇÖZÜMÜN YOLUNU GÖSTERİYOR'
Yakın zamanda yürütülen barış sürecinden dersler çıkararak, eksiklerini cesaretle masaya yatırarak yol almamız lazım. Eğer siyaset bunu başaramazsa orada siyasetsizlik vardır. Biz bunun için seçildik, halkımızın acısı büyük yarası derin. Elbette bu direniş kazanana kadar devam eder. Ama şunu anlaması gerekiyor. Bugün Kürtler savaş derinleşsin diye direnmiyor savaşa karşı barış için direniyor. Asla bizim kitabımızda geri ödemek yoktur. Bedel ödetip sindireceklerini sanıyorlar tarihten hiç ders almamışlar demektir. Siyasetin bu kadar tıkandığı siyasetin çözüm sanatı olma noktasında işte Amed Newroz'u bir kez daha yolumuzu açıyor. Burada bulunan herkes çözümün yolunu gösteriyor. Korkarak, korkutarak asla hiçbir şeyi çözemezsiniz. Biz siyasi tarihimiz boyunca her zaman adil çözümlerin peşinde koştuk. Kimseye düşmanlık yapmadan ama bize düşmanlık yapanların karşısında dimdik durduk. Devlet aklı ferasetsiz kalmışsa kin ve öfke ile hareket ediyorsa kendi halkını felakete sürükler. Bu tür dönemlerde asıl olan şey ortak akıl ile hareket etmektir. Bizim çözüm önerilerimiz var bütün bunlara kulak vermek yerine akıl almaz bir tasfiye politikası yürütmek kimseye kazandırmaz. HDP bu ilkeler üzerine kurulmuş, Kürdün hakkını inkar etmeden, Türklerin hakkını inkar etmeden çözüm için kurulmuştur. Bu zemine saldırmak çözümsüz kalmaktır. Bugün hiçbir parti barış sözünü ağzına almıyor. Daha fazla savaş daha fazla operasyon diyen partilerden Türkiye'ye hayır gelmez.
'ASLA GÖZ YUMMAYACAĞIZ'
Belki önümüzü kesmek, bizden koparacakları 3-5 oyun hesabını yapanlar kendi bindikleri gemiyi batırdıklarının farkında değiller. Bu çizgi çatışmanın yaşandığı bütün ülkelerde hakim çizgi olmuştur. Halkların kültürlerini inkar etmeden herkesin nasıl yaşayabileceğini göstermek zorundayız. Merkeziyetçiliğe karşı özyönetim modelleri ile tek dil ve tek lider sultasına, tek milletin egemenliğine karşı inşa edilmiş bir çizgidir. HDP'yi büyütmek çözümü büyütmektir. Bu Newroz'u çözüme vesile yapmak istiyoruz.
Halkımızın evlatlarının ölümüne, kıyımına asla göz yummayacağız. Bu can bu bedende durduğu sürece barış için mücadele edeceğiz. Amed Newrozu'ndan çıkan bu sesi herkesin Ankara'nın iyi okuması lazım. Korkutmaya çalıştınız, teslim almaya, sindirmeye çalıştınız olmadı. Daha fazla ısrar etmeyin. Gelin o barışı halklara armağan edelim. Türkün de Kürt'ün de anası ağlamasın artık. Son 3 Newroz'da halkı kucaklayan o duyguyu unutmadan kalıcı barış ve müzakere şartlarını hep birlikte oluşturalım. Bugünde söylenecek sözler çok kıymetlidir. Ama sözümüz değerli olacaksa pratiğe dönüşsün istiyoruz. Aslolan güzel konuşmak değil güzel eylemektir. Elbette ki bir gün gelecek ve bizler söz verdiğimiz özgür günleri yitirdiğimiz evlatlarımıza armağan edeceğiz. Allah hiçbirimizi halkımızın karşısında mahcup etmesin."