Filmmor’dan Feyza Lal, logolar için “Tasarım, hakikatin hep önünde, ötesinde ve abartı içerir gibi gelir. En az üç-beş alternatifle, kırk kapıdan (akıl-göz-gönül) geçer de ancak önümüze Karşımızdaki sonuç ellerinden gelenin en iyisidir. Her bir köşesi didiklenmiş, içlerine sinmiştir. Masumiyet aramak zorlama olabilir, kesin olan doğal değillerdir” diyor.
Grafikerlik yapan Feyza Lal, cumhurbaşkanı adayları Recep Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’ın logolarını bianet için yorumladı.
Erdoğan: Kırmızının agresifliği
“İlk bakışta kırmızının agresif, belirleyici, etraftaki diğer renkleri görmemizi engelleyen baskın karakteri karşılıyor bizi. Güneşin doğuşu veya batışı olarak da yorumlanabilecek imgenin ille de tünel ve ucundaki ışık olduğunu söyleniyor, öğreniyoruz. Şu an'da değiliz. Beklentiniz türlü türlü olabilir ama logo bir tünel ve ucundaki ışığı, oraya varmak için kıvrımlı (uzun mu? zor mu?) bir yol vaat ediyor. Bakıyoruz uzaktan. Yazı karakterindeki renk oyunu logonun tek neşesi ve o da mahcup. Zira yol'a çıkmaksa niyetiniz, ilk harften sonraki cimri aralıktan geçmeniz gerekiyor.”
İhsanoğlu: Yeniliğe-farklılığa kapalı
“Logonun merkezindeki ülke haritası kasvetli rengi ve içeriğiyle yeniliğe-farklılığa kapalı yekpare bir döşeme. Tek bir yabani ot bitmez mi başakların arasında. Hedef yabani otsuz ekin büyütme duyurusu değilse, buradaki seçim ancak birkaç kişinin bildiği bir sır olarak duruyor. Sloganın girişindeki el yazısının rahatlığı yetersiz logoya hayat vermeye. İsmi vurgulayan karakter seçimi bambaşka bir telden, alan doldurmaya mı çalışıyor. Yazılara karşıdan bakarken, (yazı bizi karşınına konumlarken) aynı anda, haritayı nasıl üç boyutlu görüyoruz? Biz nereden bakıyoruz? Ya da logo nereden gösteriyor kendini bize?”
Demirtaş: Parçası olmamıza fırsat veriyor
* Bu Demirtaş'ın resmi değil, gönüllüler tarafından hazırlanan ve sosyal medyada kampanya destekçileri tarafından paylaşılan logosudur.
"Renkleri ferah ve telaşsız. Kuş figürünün serbest ve ucu açık, sonlandırılmamış çizgileri onu zihnimizde tamamlamamıza, (görme anında parçası olmamıza) fırsat veriyor. Yazı karakteri dik ve dolu oluşuyla üstteki serbestiyi dengelerken, harflerin arasındaki boşluklarla da nefes aldırıyor tasarıma." / BİANET