Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 576. buluşmalarında 14 Nisan 1995 tarihinde Yüksekova’da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Kadir Kerimoğlu’nun akıbetini sordu.
Bu haftaki buluşmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
“Tek isteğimiz babamızın bir mezarı olsun”
Eylemde ilk konuşmayı Kadir Keremoğlu’nun oğlu Bahattin Keremoğlu yaptı.
Kerimoğlu, babasını öldürenleri tek tek, isim isim bildiklerini belirterek, tek taleplerinin babasının mezar yerinin açıklanması olduğunu söyledi: “Tek isteğimiz babamızın bir mezarı olsun gidip başında fatiha okuyalım. Bu savaşı sonlandırsınlar. Türkiye halkları da bizi anlasın canımız yanıyor.”
“Kan değil, ölüm değil, çözüm istiyoruz”
Haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Aylin Hacaloğlu okudu.
“Bu haftaya da devleti yönetenlerin yarattığı cinnet ortamına giriyoruz. Eski derin devletin söylemlerini bugün devletin en tepesinde bulunanlardan dinliyoruz.
“Artık yeter! Toplumun hak talep eden kesimlerine yönelen bu tehditler durmalı, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devleti yönetenler acilen hukukun sınırlarına çekilmelidir. Biz şiddet politikalarının yarattığı derin yaraların mağdurları ve tanıkları olarak kan değil, ölüm değil, çözüm istiyoruz.
“Devlete ve devleti yönetenlere kutsiyet atfeden değil, yurttaşa ve haklarına kutsiyet atfeden bir rejim istiyoruz.”
Kadir Kerimoğlu’na ne oldu?
“75 yaşındaki Kadir Kerimoğlu Yüksekovalı’ydı. 10 Temmuz 1995 tarihinde JİTEM mensupları ‘ölüm listesinde isminiz var, sonunuzun Savaş Buldan gibi olmasını istemiyorsanız’ diyerek aileden haraç istedi.
“İstenen parayı İstanbul/ Çatalca’da bir adrese getirmeleri söylendi. Aile polise ve savcılığa başvurarak suçüstü yaptırdı; haraç almaya gelen 4 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan biri de JİTEMCİ Alaattin Kanat’tı. Bu olaydan sonra Keremoğlu ailesi JİTEM bağlantılı çetenin hedefi oldu, tehditler arttı.
“Kadir Keremoğlu 14 Nisan 1995 tarihinde Van Merkez’de 01 EA 600 plakalı Beyaz Toros’la kaçırıldı. Onu otomobile bindirenlerin arasında JİTEM’le irtibatlı Şehmus Durak isimli şahıs da vardı. Beyaz Toros’a 2 otomobil daha eşlik ediyordu. Aile yaptığı araştırma sonucunda, kaçırıldıktan sonra babalarının Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’a teslim edildiğini, önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı’na götürüldüğünü öğrendi.
“22 Nisan 1995 tarihinde aileyi arayan ve kendisini özel harp dairesi mensubu olarak tanıtan kişi ‘babanızı bırakmak için 750.000 mark istiyoruz’ dedi. Bunun üzerine aile, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar görüştü. Bu görüşmeden kısa bir süre sonra telefon eden aynı kişi ‘babanızı ölmüş bilin’ dedi.
“JİTEM’le irtibatlı Şehmus Durak’ın eşi vicdan azabı çektiğini söyleyerek aile ile iletişime geçti. Kadir Keremoğlu’nun evlerinde Yeşil tarafından infaz edildiğini olaya kendisinin ve kayınvalidesinin de tanık olduğunu anlattı. Anlattıkları ses cihazına kaydedildi.
“Olay 25 Aralık 1996 tarih ve 285 sayılı Aktüel Dergisi’nde kapak oldu. Kendileriyle fidye pazarlığı yapan Nafiz Karacan’ın fotoğrafını ele geçiren aile Aktüel’e verdi. Aktüel fotoğrafı 1 Ocak 1997 tarihli 286. sayısında ‘İşte fidyeci Özel Harpçi’ başlığıyla kapak yaptı.
“Kadir Keremoğlu’nun oğullarından biri 13 Ocak 1997 tarihinde TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’na gidip ifade verdi ve olayı detaylarıyla anlattı. Tüm emniyet, adli ve askeri makamlara başvuran aile bir sonuç alamadı.
“Kadir Keremoğlu’nu kaçıranlar, infaz edenler bilinmesine rağmen 21 yıldır onun akıbetini açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak soruşturma ve kovuşturma gerçekleşmedi. Dava Anayasa Mahkemesi’nde.”