Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemde 12 Eylül askeri darbesi ardından 13 Eylül günü gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın, İzmir’de ise 29 Ekim 1995 yılında Mardin'de gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Abdurrahman Coşkun'un akıbeti soruldu.
İSTANBUL
Cumartesi Anneleri, kaybedilen yakınlarının akıbetlerinin araştırılması ve faillerin bulunması talebiyle her hafta gerçekleştirdikleri adalet arayışlarının 494'üncü haftasında Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. "Failler belli, kayıplar nerede" yazılı pankart açan kayıp yakınları, ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoğrafları ile kırmızı karanfiller taşıdı. Bu haftaki eylemlerinde 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından 13 Eylül Günü Ardahan'ın Göle ilçesinde gözaltına alınıp kaybedilen Cemil Kırbayır'ın akibeti soruldu.
Eylemde yıllardır oğlunu arama mücadelesi veren ancak 21 Şubat 2013'te yaşamını yitiren Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Kırbayır'ı anarak konuşmasına başlayan Kırbayır'ın avukatı Eren Keskin, Türkiye'de hukuk sisteminin devlet adına suç işleyenlere işlediğini söyleyerek, Cemil Kırbayır olayının da yargının devlet tarafından kullanıldığının göstergelerinden biri olduğunu söyledi.
Keskin'in ardından, Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır söz alarak konuşma yaptı. Türkiye'de 12 Eylül askeri darbesinden nasibini almayan ailelerin olmadığına dikkat çeken Kırbayır, bu ailelerden birinin de kendileri olduğunu söyledi. Kırbayır, "Cemil, gözaltına alındığı zaman düşüncesinin yaşaması için ser verip sır vermedi ve devletin vampirleri tarafından yaşamına son verildi" dedi. Berfo Ana'nın da yıllardır oğlu Cemil'i aradığını hatırlatan Kırbayır, "Berfo Ana, 'Acaba Cemil gelir mi diye?' 33 yıl boyunca kapısını açık bıraktı" diye konuştu.
Mikail Kırbayır'ı ardından , Cemil Kırbayır'ın kardeşi Fatma Kırbayır da konuştu. Konuşması sırasında, eyleme katılanlara duygusal anlar yaşatan Fatma Kırbayır, annesine ağabeyini bulma sözü verdiğini söyledi. Ağabeyinin kemiklerini bulmak için her seferinde Kars Savcılığı'na gittiğini ancak her seferinde olumsuz yanıt aldığını belirten Kırbayır, "Hukuk yerini bulana kadar burada oturacağım. Anama Cemil'i bulana kadar mücadele etmeye söz verdim" diyerek adalet talebini yineledi.
Konuşmaların ardından bu haftanın açıklamasını kayıp Hasan Ocak'ın kardeşi Aysel Ocak yaptı. 12 Eylül davasında darbecilerin ceza almasına rağmen halen 12 Eylül ile yüzleşemediğine dikkat çeken Ocak, "Toplumsal hafızamızı, egemenlerin tahakkümünden, manipülasyonundan kurtarmadan 12 Eylül'le hesaplaşılamaz" dedi.
Berfo Kırbayır'ın, 105 yıllık ömrünün 33 yılını oğlu Cemil'i arayarak geçirdiğini belirten Ocak, dönemin emniyet MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığı yetkilileri hakkında Kars Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğunu ancak hala sorumlular hakkında dava açılmadığını söyleyen söyledi. Ocak, 12 Eylül işkencehanelerinde kaybedilen kişileri ve Berfo Ana'yı unutmadıklarını dile getirdi.
İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla eylem yaptı. Konak Eski Sümerbank önünde yapılan eylemde, 29 Ekim 1995 yılında Mardin'de yapılan ev baskınlarında lise 1. sınıf öğrencisiyken gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Abdurrahman Coşkun'un akıbeti soruldu. İHD İzmir Şubesi Sekreteri Caner Canlı, Coşkun'un devletin karanlık güçlerince katledildiğine dikkat çekerek, dönemin başbakanı ve cumhurbaşkanının bu güçlere güvence sağladığını belirtti. Kayıpların unutulmasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Canlı, "Bizler Abdurrahman Coşkun'un kaybedilmesinden, dönemin genelkurmay başkanının, başbakanının, içişleri bakanının, emniyet genel müdürünün, jandarma komutanının ve savcısının sorunlu olduğunu biliyor ve tek tek tüm sorumlular adil bir şekilde yargılanıncaya kadar kayıplarımızın akıbetini sormaya devam edeceğimizi belirtiyoruz" diye konuştu. / Firatnews