Cumartesi Anneleri, 545'inci haftada Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek, adalet arayışlarını sürdürdü. "Failler belli kayıplar nerede?" ve "Kayıplarımızı istiyoruz barış istiyoruz" yazılı pankartların açıldığı eylemde, kırmızı karanfiller ile kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. HDP İstanbul Milletvekili Turgut Öker de eyleme katılarak destek verdi.
'CİZRE'DE HER GÜN KATLİAM VAR!'
Eylemde konuşan, 1992 yılında Cizre'de gözaltındayken kaybedilen Ömer Güven'in eşi Ayşe Güven, Cizre'de her gün yeni bir katliam yaşandığını belirterek, "Artık yeter" dedi. Güven, "Saat 7'den sonra Cizre'de her akşam katliam yaşanıyor. Barış istiyoruz, artık katledilmek istemiyoruz" dedi.
Bu haftaki eylemde, Bingöl'de 18 Eylül 1980 tarihinde gözaltındayken kaybedilen Hüseyin Morsümbül'ün akıbeti soruldu.
ANNE MORSÜMBÜL'ÜN MEKTUBU OKUNDU
Eylemde, Anne Fatma Morsümbül gönderdiği mektup okundu. Morsümbül mektubunda, oğlunun Kenan Evren cuntası tarafından kaybedildiğini belirterek, ağabeyinin acısına dayanamayarak dağa çıkan oğlu Ekin Morsümbül'ün de bir çatışmada yaşamını yitirmesinin ardından, devletin aynı işkenceyi bu kez oğlunun ölü bedeni üzerinde gösterdiğini belirtti. Morsümbül mektubunda, "Ben iki yavrumu bu kirli, rantçı savaşta kaybeden bir anneyim" dedi.
'TÜRK KONTRA GÜÇLERİ KATLETTİ'
Morsümbül'ün avukatı Eren Keskin, Morsümbül'ün Türk kontra güçleri tarafından katledildiğini söyledi. Morsümbül'ün akıbeti konusunda hiçbir şey yapılmadığını vurgulayan Keskin, 2003 yılında Morsümbül'ün askerlik yapmadığı gerekçesiyle vatandaşlıktan çıkarıldığını ifade etti.
Konuşmaların ardından bu haftanın açıklamasını, Cumartesi İnsanları'ndan Neriman Çelik yaptı.
MORSÜMBÜL'ÜN HİKAYESİ
12 Eylül askeri darbesinin ardından, 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl'deki evinin Yüzbaşı Durmuş Coşkun Kıvrak komutasındaki asker ve polisler tarafından basıldığını dile getiren Çelik, Hüseyin Morsümbül'ün de gözaltına alındığını söyledi. Morsümbül'ün elleri ve gözü bağlı bir şekilde askeri araca bindirilerek Bingöl Tugay Komutanlığı'na götürüldüğünü söyleyen Çelik, onu soran ailesine ise "yüksek güvenlik" önlemleri ile korunan taburdan kaçtığı cevabı verildiğini ifade etti. Geçen süre boyunca Morsümbül'ün kaybedilmesi ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığına, dosya bile açılmadığına dikkat çeken Çelik, "Olaydan 4 yıl sonra, o dönem tugayda asker olduğunu, vicdan azabı çektiğini söyleyen bir kişi Morsümbül ailesine telefonla ulaştı. Hüseyin'in işkencede öldürüldüğünü ve battaniyeye sarılarak Genç ilçesine doğru götürüldüğünü söyledi. Hüseyin'in akıbeti konusunda hiçbir şey yapmayan devlet, 2003 yılında onu askerliğini yapmamış diye vatandaşlıktan çıkardı" dedi.
'ADALET İÇİN BARIŞ'
Çelik, Morsümbül'ün kaybedilmesinden Emekli Albay Durmuş Coşkun Kıvrak'ı ve 12 Eylül cuntasının tüm aktörlerini sorumlu tutarak, asker ve sivil görevlilerin derhal yargılanmasını istedi. Çelik, "Kayıplarımızı İstiyoruz. Kaybedenlerin cezalandırılmasını istiyoruz. Adalet istiyoruz. Bunların gerçekleşebilmesi için barış istiyoruz" dedi.