Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 536. buluşmalarında 10 Temmuz 1994 gecesi maskeli kişiler tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybedilen İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik’in akıbetini sordu.
Bu haftaki oturuma Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Pervin Buldan, Hüda Kaya ve Filiz Kerestecioğlu ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrukulu da katıldı.
Eylemde ilk olarak gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’ın oğlu Şerif Taşkaya söz aldı.
‘İnsan olmak istiyorlarsa failler bulunsun’
Taşkaya, babasının gözaltına alındığında işkenceye maruz kaldığını ifade etti. Babalarını son görüşleri olduğunu ve bir daha göremediklerini belirten Taşkaya, bu güne kadar verdikleri mücadelede ise hiçbir sonuç elde edemediklerini dile getirdi.
Devletin kendilerine hiçbir zaman insancıl bir yaşam sunmadığını söyleyen Taşkaya, “Her zaman işkence, baskı ve asimilasyona maruz bırakıldık. Babam bu baskılara inat insanlık onuru için mücadele etti. İnsan olmak istiyorlarsa failler bulunsun” diye konuştu.
‘3 kuşaktır arıyoruz’
Bugünkü eyleme Çelik’in kızı Feryal Çelik ile çocukları da katıldı. Feryal Çelik’in mektub okundu.
“İkisi de işlerinde, güçlerinde insanlardı, hiçbir suçları yoktu. Kürt olduğumuz için kaybettiler onları. Kürt olmak suç mu?
“21 yıldır feryat ediyoruz duyan yok. Her yere gittik ama sonuç alamıyoruz. Babamı, kardeşimi aradığımı söylediğimde; karakoldakiler gidin size Apo yardım etsin dediler. Olayın üzerini örtmeye çalıştılar.
“Yargıdan da sonuç alamıyoruz. 21 yıl geçti hiçbir sonuç çıkmadı hala. Önce annem aradı eşini ve oğlunu o hastalanınca ben aradım babamı ve kardeşimi şimdi çocuklarım arıyor onları.
“3 kuşaktır arıyoruz onları. Bu adaletsizlik, bu vicdansızlık daha ne kadar sürecek? Kayıplarımızın bulunmasını istiyoruz.”
Tanrıkulu: VIP sanık bunlar
Bu haftaki eylemde Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Şırnak’ın Görümlü köyünde 6 köylünün kaybedilmesiyle ilgili davada, ömür boyu hapis cezasıyla yargılanan emekli tuğgeneral Mete Sayar’ın da içinde olduğu 6 asker beraat etmesi ve 19 faili meçhul cinayetle ilgili Mehmet Ağar ve özel harekat polislerinin de yargılandığı davaya değinildi.
Davalara ilişkin konuşan CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Mehmet Ağar İstanbul’dan görüntülü dinlendi ve devlet, Ağar’ı mahkemeye getiremedi. Hasta olduğu söylenen Ağar, yoldaşı Kenan Evren’in Ankara’daki cenazesine katılabilmişti ama Ankara adliyesine gelemedi. Ben bunlara VIP sanık diyorum. Buradaki insanlardan özür dileyene kadar biz mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
Buldan: Onları yargılatmak bizim görevimiz
HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan da “Bu cinayetlerin kimler tarafından işlendiği ortada. 1990-1995 yıllarında devlette başbakan, içişleri bakanı ve genelkurmay başkanlığı gibi sıfatlarla görev yapan tüm yetkililer sorumlu. Kaybetmek ve kaybedenleri korumak devletin göreviyse, onları yargılatmak da bizim görevimizdir” dedi.
‘Barışı savunmaya devam edeceğiz’
Haftanın açıklamasını İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Mukaddes Şamiloğlu yaptı.
Şamiloğlu devleti yönetenlerin milliyetçi ve statükocu politikalardaki ısrarının Türkiye’nin sorunlarıyla yüzleşmesini, barışa ve hukuk devletine yönelişini engellediğini söyledi.
Şamiloğlu, “Savaş politikalarının yarattığı büyük yıkımın mağdurları ve bu yıkımın tanıkları olarak, zorunlu askerlik yapan evlatlarımızın ölü bedenlerine basarak kendilerine siyasi rant sağlamak isteyenlere karşı barışı savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
İbrahim ve Edip Çelik nasıl kaybedildi?
İbrahim Çelik ve Edip Çelik dosyasındaki 21 yıllık cezasızlık son bulunmasını ve onları kaybedenlerin yargılanmasını isteyen Şamiloğlu, baba İbrahim Çelik ve oğul Edip Çelik’in kaybedilişini şöyle anlattı:
“50 yaşındaki İbrahim Çelik, 10 Temmuz 1994 gecesi Batman’ın Soğuksu mezrasındaki evinden maskeli ve silahlı 4 kişi tarafından alındı.
“Yer göstermesi bahanesiyle alınan Çelik’i yalnız bırakmak istemeyen 19 yaşındaki oğlu Edip Çelik de, peşlerinden gitti.
“Baba ve oğuldan bir daha haber alınamadı.
“Aile jandarmaya ve emniyete başvurdu. Olayla ilgili T. R., A. Ö., İ. Ö., R. G. ve Ç. D. hakkında suç duyurusunda bulunuldu ancak Çelik’lerin akıbeti açıklığa kavuşmadı.”