CİZRE
Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 305'inci haftasında Sanat Sokağı başında bir araya gelen Dayîkên Şemiyê (Cumartesi Anneleri), sağanak yağmura rağmen 90'lı yıllarda faili meçhul cinayetlere kurban giden ve kaybedilen yakınlarının akıbetini sordu. Kaybedilen ve katledilenlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme, Cizre Belediyesi Eş Başkanı Leyla İmret, MEYA-DER, İHD yöneticileri de katıldı.
Her hafta bir kayıp öyküsünün kamuoyuna hatırlatıldığı eylemde bu haftaki öykü 1993 yılında evinden alınan Mehmet Emin Acar'ın katledilmesi oldu. Acar'ın katledilmesi olayını eşi Halime Oruç anlattı.
1993 yılında yaşadıkları Şırnak'ın İdil İlçesine bağlı Gülhisar (Torê) köyüne operasyon düzenlediğini aktaran Halime Oruç, köyde arama yapan asker, korucu ve polislerin kendi evlerine de gelip çocuklarının gözleri önünde eşine kasatura ile işkence yaptıklarını anlattı. Oruç, eşinin gözleri bağlanarak götürülmesinden sonra da evlerinin ateşe verildiğini söyledi.
Eşinin daha sonra bir mağaraya götürüldüğünü ve burada da kendisine işkence edilmeye devam edildiğini belirten Oruç, "Eşimi işkence ile öldürüldükten sonra üzerine silah bırakarak PKK'li süsü vermeye çalıştılar. İşkenceyle parçalanmış cesedini aylar sonra atıldığı boş arazide bulduk" dedi.
Katledilen eşinin failleri bulunamasa da kanlarının son damlasına kadar adalet arayışlarından vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Oruç, sözlerini Kobanê direnişini selamlayarak noktaladı. Oruç, "IŞİD canileri bilsinler ki anneler olarak, bu ülkenin onurlu yurttaşları olarak Kobanê direnişini yalnız bırakmayacağız" dedi.
Oruç'un konuşmanın ardından kayıp yakınları kısa süreli oturma eylemi sonrası bu haftaki eylemlerini noktaladı.
YÜKSEKOVA
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) temsilcileri, "faili meçhul" cinayetlere kurban gidenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 30'uncu kez Sanat Sokağı'nda bir araya geldi.
Katledilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde konuşan İHD Temsilcisi Muhyettin Ünal, JİTEM'in kurucusu Arif Doğan'ın halka hesap vermeden öldüğüne dikkat çekerek, "Arif Doğan ve İbrahim Şahin 'Biz insanları katlettik' demelerine rağmen devlet bunu inkar ediyor. Arif Doğan'ın 55 yerde JİTEM bürosu kurduğunu itiraf etmesine rağmen devletin bunu reddetmesi, bu yapılanmanın ve katliamlarının ortağının devlet olduğunu ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Ardından 2009 yılında Yüksekova'nın Dilektaşı (Manis) köyü yakınlarındaki derede işkenceyle öldürülen Dırbaz Kaya'nın hikayesi okundu. Kaya'nın kardeşi tarafından kaleme alınan yazıyı yeğeni Raif Kutluk okudu. Dırbaz Kaya'nın devlet baskısı nedeniyle göç ettiği Adana'dan bir düğüne katılmak için 2009 yılında Yüksekova geldiğine yer verilen yazıda, "Ertesi gün düğünde kendisine bir telefon geldi. 'Çarşıda çok acil bir işim var hemen döneceğim' dedi. Akşama gelmeyince telefonunu aradım. Telefon bir kez çaldıktan sonra meşgule çevrildi. Tekrar aradığımda telefon tamamen kapatılmıştı. Bunun üzerine ailemiz endişeye kapıldı ve durumu savcılığa ve Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdik. Onlar da 'konuyu inceleyeceğiz' dediler. 5 Ağustos sabaha karşı saat 02.00'da Yüksekova Esentepe Mahallesi'nde bir aracın yakıldığı haberini aldık. Ailemiz bunun üzerine aracın yanına gitti. Araç kardeşim Dırbaz'ın aracı idi. Yine emniyete ve Yüksekova Cumhuriyet Savcılığı'na bildirdik. 15 Ağustos 2009 tarihinde Yüksekova'da Dilektaşı (Manis) köyü yakınlarındaki dere kenarında önce kardeşime ait ayakkabıları bulduk, daha sonra o bölgede yaptığımız aramalarda Dırbaz'ın dere içinde vücudunun üstüne taş bağlanmış şekildeki çürümüş cenazesini bulduk. Kardeşim önce silahla taranmış, daha sonra dereye atılmıştı. Bizler Yüksekova Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurunda bulunduk. Ancak bugüne kadar katiller bulunup yargı önüne çıkartılmadı. Biz Kaya ailesi olarak davamızın takipçi olacağımıza herkesin önünde söz veriyoruz" ifadelerine yer verildi.
Eylem 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.
BATMAN
İHD Batman Şubesi ile kayıp yakınları, Atatürk Parkı önünde 297'nci haftasında eylemlerine devam etti. Eyleme İHD yöneticileri, kayıp yakınları, kimi STÖ temsilcileri ve kitle katıldı. Eylemde, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartı ile kayıpların fotoğrafları açıldı. Açıklama yapan İHD Batman Şube Başkanı Mehmet Bağatır, "Umut ışığımızın sönmediği kayıp canlarımızın bulunması ve failleri yargılanması için devletin içerisindeki Ergenekonvari karanlık güçlerin açığa çıkması için alanlarda olduklarını" söyledi.
Bağatır, Bingöl'deki karanlık saldırının faillerinin saatler içinde bulunduğunu düşünen ve söyleyen devletin, 1990'lı yıllarda katledilen ve zorla kaybettirilen insanların faillerini açığa çıkartmak bir yana, akıbetlerini dahi ailelerine açıklayamadığını belirtti.
Saldırının failleri olduğu iddia edilen 4 kişinin hukuk devletinin gereği olarak yargı merciine teslim edilmek yerine çatışma havası verilerek sorgusuz bir şekilde katledildiğini ifade etti.
Bağatır, devleti yönetenlerin Kobanê'ye karşı sergilediği düşmanca tutum yüzünden kaybettikleri insanların sayısı 43'e çıktığına da işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın barış sürecindeki B planının Kobanê eylemleri sonrasında açığa çıktığını belirten Bağatır, Kürt halkının 1990'lı yıllarda olduğu gibi Hizbullah'ın ve derin güçlerin provokasyonlarıyla karşı karşıya getirildiğini dile getirdi. Bu noktada Adana'da katledilen gazeteci Kadri Bağdu'nun durumuna işarete eden Bağatır, olayı nefretle kınadıklarını belirterek, olayın 90'lı yıllardaki gibi karanlık kalmaması için bir an önce faillerin ortaya çıkartılması çağrısında bulundu. Açıklama oturma eyleminin ardından son buldu.