Emek ve Demokrasi Koordinasyonu üyelerinden Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, “Uzun süredir Türkiye’de çeşitli toplumsal kesimlerin, mücadele güçlerinin ortak bir platformda birleşmesi yönünde tartışmalar sürdürülüyordu. 20 Kasım mitingi de bu tartışmaların somutlaşmış ve harekete dönüşmüş halidir. Siyaset yapmak iktidarın sıkıştırmalarına boyun eğmeden doğru hat neyse o hatta karar kılmak demektir. CHP’nin de siyaseti buradan kurması lazım aksi takdirde her baskı rüzgarına yön çevirirse siyasette yol tutamaz” dedi.
'CHP PRİM VERMEMELİ'
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Eş Sözcüsü Alper Taş ise CHP'nin ise AKP'nin yarattığı kara propagandaya teslim olduğunu ifade ederek “CHP, HDP üzerinden, 'miting teröre teslim olacak' diyerek son anda geri çekildi. Bu tür şeylere CHP’nin prim vermemesi lazım. Çünkü AKP kendisine muhalefet eden, başkanlık rejimine hayır diyen bütün toplumsal kesimleri ‘terör örgütü’ne üye olmak ile itham ediyor” dedi. Taş, sözlerini “Ülkenin diktatörlük sürecinin evrilmesine karşı yan yana durmak, birlikte mücadele etmek gerekiyor” diye sürdürdü.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Böylesi bir süreçte bizler parti olarak en başından beri, en geniş bir yelpazede bir demokrasi cephesi kurulmasından yanayız. CHP’nin içinde bulunduğu demokrat kesimin de üzerine düşen görevi yapması elzemdir” dedi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi Eş Genel Başkanı Çiçek Otlu ise CHP’nin mitingden çekilmesini “CHP buna hayır diyerek barıştan ve kardeşlikten yana olmadığını gösterdi. Aynı zamanda CHP, AKP ile hareket edeceğini gösterdi” diyue değerlendirdi.
CHP’nin tutumunu klasik devlet partisi olma refleksi olarak yorumlayan Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Güllü, de “Eğer mitinge katılsaydı CHP ve HDP'nin bir araya geldiği güçlü bir antifaşist cepheye doğru ilerlenmiş olacaktı” dedi. / Evrensel