Esenyurt’a bağlı Esenkent daha çok orta sınıf diye tabir edilen insanların yaşadığı bir semt. Site halinde binaların dizildiği semt, CHP’nin kalesi olarak tanınsa da bugün tüm sakinler, özellikle de kadınlar HDP’nin kazanması için var gücüyle çalışıyor. Bu kadınlardan biri de 60 yaşındaki Mercan Şahin. 20 senedir Esenkent’te oturan ve burada 4 çocuğunu büyüten Şahin, tekstilden emekli. Sabah kalkar kalkmaz, HDP’nin seçim bürosunda soluğu alan Şahin, burada gönüllü olarak seçim çalışmalarına katılıyor, kapı kapı geziyor.
“CHP’yi gördük, AKP’yi de” diyen Şahin, her ikisinin de sınıfta kaldığını söyledi. AKP’nin yarattığı siyasi gerilimden dolayı insanların giderek kutuplaştığını, komşunun komşusuyla doğru dürüst konuşamaz olduğunu ifade eden Şahin, “Biz eskiden böyle değildik. AKP hükümeti resmen aramıza düşmanlık tohumu ekti. Ben Alevi Kürdüm ve Erdoğan’ın bu ayrıştırıcı nefret dili yüzünden komşum tarafından tehdit edilir oldum” dedi. AKP hükümetinin topluma kötü örnek olduğunu, ahlakı sınırladığını belirten Şahin, AKP’li bakanların aklanmasıyla hırsızlığın da mubah hale geldiğine dikkat çekerek, “AKP’li komşum hırsızlığı savunur hale geldi. Bana resmen ‘Başbakan olsam, cumhurbaşkanı olsam ben de çalarım’ dedi. Baştaki çalarsa ne beklenir” diye feryat etti.
Sitemlerini , “Özgürlük yok, ağzını açan cezaevini boyluyor. Her kesim bu zulmü tattı. Kürt sorununu çözmekle övünüyorlar, sonra Kürt sorununu bırakın, Kürt yok diyorlar” diye sıralayan Şahin, bütün bu yalan ve zulüm çarkını bitirecek tek partinin HDP olduğunu vurguladı. HDP ile toplumun tekrar nefes alacağını, özlemini duyduğu adalete, özgürlüğe, eşitliğe kavuşacağını kaydeden Şahin, bu nedenle ailece oylarını HDP’ye vereceklerini aktardı.
‘DÜN KENAN EVREN, BUGÜN TAYYİP ERDOĞAN’
Figen Odabaşı 41 yaşında, ev emekçisi ve 4 çocuk annesi. O da tıpkı Mercan Şahin gibi seçim çalışmalarına gönüllü olarak katılıyor. Seçim çalışmalarına katılım nedenini , “HDP bizi zaten renklerimizle, kültürlerimizle, her şeyimizle temsil ediyor” diye açıklayan Odabaşı, HDP’nin barajı geçmesiyle tüm insanlığın zulme karşı kazanacağını söyledi. Türkiye’deki bozuk sistemin AKP hükümetiyle 13 yılda iyice bozulduğunu dile getiren Odabaşı, “Biz bu ülkede 12 Eylül’ü yaşadık, ama hiçbir zaman AKP iktidarı dönemindeki kadar ayrıştırılmadık. Yıllarca Kenan Evren cuntasını yaşayan halk bugün Tayyip Erdoğan’ın zulmünü yaşıyor” dedi. Odabaşı, birbirlerini tamamlayan ve senelerdir koltuklarına yapışan bu faşist zihniyeti ancak HDP’nin büyük insanlığının bertaraf edeceğini vurguladı.
‘HDP KADINLARIN KURTULUŞU’
“HDP’yi bir kurtuluş olarak görüyorum” diyen Odabaşı, kesinlikle bu sistemin değişmesi gerektiğini kaydetti. HDP’nin meclise girmesiyle ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, yok sayılanların, özellikle de kadınların kendilerini bir birey ve bir toplum olarak hissedeceğini söyledi. HDP’nin kadın haklarına dönük zengin önerilerinin kendisini cezbettiğini ifade eden Odabaşı, “Kadın eğer bilinçli bir şekilde yetişirse, gelecek kuşağı da bilinçli bir şekilde yetiştirir. Bir kere HDP’nin yüzde 50 kota vermesi beni çok etkiledi. HDP bu anlamda gerçekten sisteme karşı kendimi ifade etmem için bir araçtır. Şimdiki sistemde biz kadınlar kendimizi ifade edemiyoruz. Hükümet bir kadının kaç çocuk doğuracağı ya da taktığı başörtüsüne kadar her şeyine karışıyor. HDP tam da bunun için olmalı” dedi. HDP barajı aşmazsa ülkenin çok büyük bir kaos ve karanlığa sürükleneceğini belirten Odabaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “O nedenle çok geç olmadan HDP’nin meclise girmesi için, özellikle kadınlar, analar, gençlerimiz ellerinden gelen tüm imkanları sarf etmeli.”
‘BEN NASIL HDP’Lİ OLMAYAYIM’
50 yaşındaki iki çocuk annesi Dilek Ulaş savaşın ne anlama geldiğini yaşayarak öğrendi. O, 1990’lı yıllarda devletin Kürdistan’a yönelik yok etme politikasını bire bir yaşayan bir Kürt kadını. Devletin bu zulmüne karşı kırsala çıkan ve 1994 yılında asker tarafından Dersim’de pusuya düşürülüp öldürülerek toplu mezara konulan kardeşi Tekin Kızılay’ın (General Suat) acısını dünmüş gibi hisseden Ulaş, bugün her şeyden önce barış için HDP dediğini söyledi. “Ben doğuştan HDP’liyim. Çünkü bizler insanların nasıl evlerinden, yurtlarından edildiğini, o acıları gördük, yaşadık ” diyen Ulaş, “Şehit olan kardeşimin bedenindeki işkence izlerini gördüm ve onun gibi kardeşlerimin işkence izlerini gördüm. İnsanların kimliklerinin yok sayıldığı, kendi dilinde dahi konuşamadığı günleri gördüm. Eşlerini cezaevi kapısında bekleyen kadınları, çocukları gördüm. Köyleri yakılan ve metropollere zorla göçe tabi tutulan insanların çektiği açlığı, sefaleti gördüm. Şimdi söyleyin ben nasıl HDP’li olmayayım” dedi.
‘KÜRT MUHAFAZAKARLARA KOBANÊ HATIRLATMASI’
Bütün halkların, bütün renklerin HDP’de birleştiğini gördükçe daha da çok gururlandığını ifade eden Ulaş, HDP’li olmaktan çok büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Bugün Kürt meselesi konuşuluyorsa ve çözümden bahsediliyorsa bunun yıllardır verilen mücadelenin sonucu olduğunu, AKP hükümetinin sadece rol çalmaya çalıştığını vurgulayan Ulaş, “AKP nasıl başörtüsünü siyasi malzeme yaptıysa, aynı şekilde Kürt meselesi için de aynı oyunu oynuyor. Ama halk artık uyandı. Kimse ve özellikle de Kürt halkı AKP’nin bu yalanlarına kanmıyor. Kananların da mutlaka bir çıkarı vardır” diye konuştu. Özellikle muhafazakar Kürtlere seslenmek istediğini belirten Ulaş, “Eğer siz ‘Kobanê düştü düşecek’ diyen bir adama kanıyorsanız, o zaman sizde ne onur ne de insanlık kalmıştır” diye konuştu.
‘BARIŞ, ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK İÇİN OYUM TABİİ Kİ HDP’YE’
İnce Erdoğan 60 yaşında, üç çocuk annesi. İnsanların artık çağdaş olmasını, kendilerini karanlıklara sürükleyenlere oy vermemesini isteyen Erdoğan’ı en çok endişelendiren gericilik. Oturduğu Çaykaralılar sitesinde komşularının çoğunun gerici olduğuna ve sürekli laf arasında “Neden namaz kılmıyorsun? Oruç tutmuyorsun?” diye psikolojik baskı yaptıklarına dikkat çeken Erdoğan, “Ben Malatyalı bir Aleviyim. Bunu da bilmelerine rağmen bu baskıyı sürdürüyorlar” dedi.
Erdoğan, kimsenin yaşayış tarzına, inancına karışmadığı gibi kendisinin de inancına karışılmasını istemediğini vurguladı. Dilek Ulaş gibi PKK saflarına katılan gerilla kardeşi Kamer Baran’ı 1991’de Bingöl’de kaybeden Erdoğan, “Ben çocuklarım, torunlarım için barış, özgürlük, eşitlik kardeşlik, adalet istiyorum. O nedenle de oyum tabii ki HDP’ye” dedi.
‘DEVRİM YOLU HDP İLE GELECEK’
Nuran Zengin 58 yaşında bir kamu emekçisi. “Alevi değilim, Kürt değilim, ateistim, sosyalistim” diyen Zengin, halkların eşitliğine inandığı, emekten yana olduğu ve taşeronlaşmaya, sendikasızlaştırmaya, kadın cinayetlerine karşı olduğu için de oyunu HDP’ye vereceğini söyledi. Seçimlerle sistemi ayrı yerlere koyduğunu, sistemin ancak devrimle yok edilebileceğini vurgulayan Zengin, seçimlerle de bu yolun taşlanacağını belirtti.
Veysel Gül 33 yaşında bir müzisyen. 6 senedir Esenkent’te oturan Gül, “ Oyum tabii ki HDP” diyor. Bu tercihini de şöyle açıklıyor: HDP sayesinde bugün ‘başka bir dünya mümkün’ diyen herkes birleşti, tek yürek oldu. Kobanê’den ve Kürdistan’dan bu kadar şehit gelirken, analar ağıt yakarken, Kürt hareketi Batı’da Türkiye toplumuna halen gülerek el uzatıp, kucaklayabiliyor. Tam da bu yüzden HDP” dedi.
ESENKENT’E HDP’YE CİDDİ OY BEKLİYORUZ
Seçim bürosu alan sorumluları Kemal Ulaş ile Safiye Akdağ ise bugüne kadar yaptıkları çalışmalardan yola çıkarak, Esenkent’te oyların çoğunun HDP’ye akacağını belirttiler. Esenkent’te en son cumhurbaşkanı seçimlerinde oy oranı yüzde 10 iken, bu genel seçimlerde HDP oylarının en az yüzde 200 artış göstereceğini ifade ettiler. Esenkent’te dört seçim döneminden beri bulunduğunu ve semt halkının bire bir seçim çalışmasında bu kadar gönüllü çalıştığına daha önce tanık olmadığını belirten Ulaş, “Özellikle kadınlar bu çalışmaların başını çekiyor, ev ev, kapı kapı dolaşıp arı gibi çalışıyorlar” dedi. Normalde Esenkent’in hem CHP’nin hem de Kemalizm kalesi olduğunu aktaran Ulaş, ancak bu kez HDP’nin buradan ciddi oy alacağını söyledi. Bu seçimlerin zaten AKP ile HDP arasında geçtiğini belirten Ulaş, kazananın HDP olacağını vurguladı.
ESENKENT KADINLARI BİRLİKLERİYLE AYRIŞTIRICI ZİHNİYETİ KIRDI
Diğer seçim bürosu sorumlusu Safiye Akdağ ise, Esenkent’te kadınlar öncülüğünde tam bir uyum içinde çalıştıklarını belirtti. Akdağ, “Trakyalı, Karslı, Dersimli, Mardinli, Kayserili her renkten kadınlarla çalışıyoruz ve toplumda özellikle AKP hükümeti döneminde derinleşen ayrıştırıcı zihniyeti yıkmak için çabalıyoruz” diye konuştu.
Esenkent’te CHP’li veya MHP’li bir kitlenin olduğunu ancak HDP olarak her iki kesimden de olumlu tepkiler aldıklarına dikkat çeken Akdağ, bu durumu şöyle örneklendiriyor : “CHP’li bir ailede beş seçmen varsa, kadınlar ve gençler HDP’yi tercih ediyor.” Esenkent’te özellikle Alevi –Kürt seçmenlerde bir öze dönüşün mevcut olduğunu aktaran Akdağ, bunun çok iyi bir gelişme olduğunu söyleyerek, “Esenkent’te şansımız yüksek” dedi.