Barış Aras, DİSK Genel-İş Sendikasının İzmir 2 no’lu şube sekreteriyken, birçok devrimci kamu emekçisi gibi DHKP/C adı altında ki operasyonun hedefi oldu. 26 Ocak 2011 tarihinde, İzmir’deki evi polislerce basılan ve gözaltına alınan Uras, götürüldüğü Terör ile Mücadele şubesinde DHKP/C örgütüne ilişkili olduğu yönündeki dayatmalara maruz kaldı. Bunu kabul etmeyen Uras, tutuklanma talebiyle çıkartıldığı sorgu hakimliğinde serbest bırakılsa da, İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi görülen davanın sonuçlanması üzerine 7 Aralık 2012 tarihinde DHKP/ C örgütüne üye olma iddiasıyla tutuklanarak ailesinden uzak Kandıra 2 no’lu F Tipi cezaevine konuldu.
“KAPASİTE DOLU” OLAN İZMİR F TİPİNE SÜREKLİ SÜRGÜN!
Aras’ın bu haksız ve hukuksuz tutuklamasına bir de ailesinin görememe eziyeti eklendi. Okula yeni başlayan oğlu Ulaş Baki‘yi hiç olmasa haftada bir kere görebilmek için İzmir F Tipi cezaevine sevkini isteyen Aras’a verilen tek cevap ret oldu. Aras gönderdiği mektupta yaşadığı sancılı süreci şöyle anlatıyor: “Madem ki tutuklandım, aileme yakın olsun diye sevk bedelini karşılayacağımı belirterek İzmir F Tipi cezaevine sevkimi istedim. Hiç değilse artık okula başlayan oğlum Ulaş Baki’yi her hafta görüp kucaklayabileyim diye. Ama işte bu talebime hep ret karşılığını aldım. Gelen cevaplar malum, ‘kapasite dolu!’ oldu. Bu bir kara mizah sayılır, zira aynı günlerde İzmir F Tipi ‘ne başka tutsaklar sürgün ediliyordu. Onlar istememelerine rağmen sürgün edilirken, ben gitmek istememe rağmen sevk edilmiyordum. Yorumu size bırakıyorum.
BALBAY’A GÖSTERİLEN ANLAYIŞ BANA GÖSTERİLMİYOR
Benimle aynı sorunu yaşayan Mustafa Balbay, Ankara Sincan F Tipi cezaevine sevk edildiğinde sevindim. Zira çocuklarına hasretini anlayabiliyordum. Ama aynı “ anlayış” benim için gösterilmedi. Hala da gösterilmiyor. Bu arada Yargıtay ‘da ki davanın onayladığını geçenlerde öğrendim. Şaşırmadım. Nasıl bir yargı kurumu ile karşı karşıya olduğumuzu, bu ülkede yaşanan nice adaletsizliği bildiğim için hayır şaşırmadım. Ve şimdi İzmir’e sevk olmak, benim için daha da elzem oldu. Oğlumla bu koşullarda, ancak ayda bir görüşebiliyoruz. Biz emekçi insanlarız. Her ay bu geliş gidişlerin yarattığı külfet bir yana, Ulaş’ın bunca yorulmasını ve okuldan geri kalmasını istemiyorum.
İzmir ‘de bulunan iki tane F Tipi, dört tane T Tipi hapishanesinden birine sevk edilmek istiyorum. Çok şey mi istiyorum? . “ Kapasite dolu” cevabını ise artık duymak istemiyorum” / anf