Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için adalet arayışlarının 535'üncü haftasında Galatasaray Meydanı'nda buluştu. "Kayıplar belli, failler nerede?" pankartının açıldığı eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.
Eyleme katılan kayıp yakınlarının ve insan hakları savunucularının bazılarının yakalarına DAİŞ çetesinin Kobanê'ye dönük saldırısına dikkat çekmek amacıyla "Diren Kobanê" yazılı kokartlar taktığı da görüldü. Eyleme, HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan da katıldı.
Bu haftaki eylemde, 21 Haziran 1995 tarihinde Amed'in Bismil ilçesine bağlı Tatlıçayır (Kenhîzîrkan) köyünün Eriktepe (Mehmetşirwan) mezrasına sivil giyimli kontra bir grup tarafından yapılan baskın sonrası alıkonulduktan sonra kaybedilen 60 yaşındaki Selahattin Akbulut'un akıbeti soruldu.
OSMAN KARADENİZ'İN AKIBETİ DE SORULDU
Eylemde ilk olarak kayıp Fehmi Tosun'un kızı Besima Tosun konuştu. Tosun, 16 gündür kendisinden haber alınamayan ve İzmir-Buca Merkez Komutanlığı'nda zorunlu askerlik yaparken şüpheli bir şekilde kaybolan Osman Karadeniz'in akıbeti için yetkililerden bir an önce açıklama beklediklerini söyledi.
Ardından söz alan gözaltında kayıp Hasan Ocak'ın kardeşi Hüseyin Ocak da babasının Dersim katliamının tanıklarından birisi olduğu kaydederek, babalarının kendilerine hep zulme karşı direnmeyi öğrettiğini söyledi. Kayıp asker Osman Karadeniz'in durumuna da değinen Ocak, "Yetkililer tarafından Osman Karadeniz'in ailesine verilen cevap, biz kayıp yakınlarına bugüne kadar verilen cevaptı. Biz Osman'ın ailesinin yanındayız. Devlet açıklama yapmak zorundadır" dedi.
BULDAN: SALDIRILAR YÜREKLERİ YAKTI
HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ise kayıp yakınlarının yaşadığı burukluğun bu hafta daha da arttığını ifade ederek, Kobanê'deki saldırıların yürekleri yaktığını söyledi.
Türkiye'yi, Kobanê saldırılarına ilişkin açıklama yapmaya çağıran Buldan, "Kobanê'deki saldırılarda Türkiye Saddamları'nın parmağını olduğunu biliyoruz. Türkiye, IŞİD'i terör örgütü olarak çıkıp, ilan etmelidir. İlan etmediği sürece IŞİD'in katliamlarından sorumludur" dedi.
Buldan'ın ardından konuşan kayıp Selahattin Akbulut'un yeğeni Hatice Baran da amcasının kaçırıldığı sırada ablasına "Gidişim olabilir ama dönüşüm olmayabilir" dediğini söyledi.
SELAHATTİN AKBULUT'UN HİKAYESİ
Yapılan konuşmalar sonrası haftanın basın açıklamasını yapan İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Aylin Hacaloğlu, kayıp Selahattin Akbulut'un hayat hikayesini anlattı.
Hacaloğlu, Akbulut'un evinden 5 kişilik sivil giyimli kontra bir ekip tarafından zorla beyaz renkli bir Toros'a bindirilerek, kaybedildiğini, cenazesinin ise 8 ay sonra Dicle Nehri kıyısında bulunan Kuruçay'da, kuma gömülü şekilde bulunduğunu söyledi. Yapılan incelemede, Akbulut'un silahla katledildiğinin ortaya çıktığını belirten Hacaloğlu, koruculuğu kabul etmediği için Akbulut'un sürekli baskı ve işkence gördüğünü ve ölümle tehdit edildiğine dikkat çekti. Hacaloğlu, Akbulut'un katledilmesinin arından faillerin bulunması için yapılan tüm hukuki girişimlerin ise sonuçsuz kaldığını söyledi.
Hacaloğlu, Akbulut'un kaybedilerek, katledilmesinden dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dönemin Başbakan'ı Tansu Çiller ve dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın sorumlu olduğunu söyledi. Hacaloğlu, Akbulut'un faillerinin bulunması için çağrıda bulundu.