ŞemdinliHaber

Belli ki Öcalan son anda yetişmiş

Güncel

HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın, sokak çatışmaları, çok sayıda can kaybı, Kürt şehirlerinde sokağa çıkma yasaklarıyla sonuçlanan Kobane eylemleriyle ilgili açıklamasının 3 kilit noktası vardı...

  EZGİ BAŞARAN RADİKAL

HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın, sokak çatışmaları, çok sayıda can kaybı, Kürt şehirlerinde sokağa çıkma yasaklarıyla sonuçlanan Kobane eylemleriyle ilgili açıklamasının 3 kilit noktası vardı...

HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, 23 kişinin ölümü, Hizbullah ve PKK’nin burun buruna gelmesi ve Kürt şehirlerinde olağanüstü hal ilan edilmesiyle sonuçlanan Kobane protestolarının ardından bugün Diyarbakır’da bir açıklama yaptı. 

Bana kalırsa bu açıklamanın 3 kilit noktası vardı: 

BİR… KÜRTLERDEKİ DUYGUSAL KIRILMAYI GÖRÜN 

Demirtaş konuşmasının büyük bölümü ‘23 kişinin öldüğü Kobane protestolarına nasıl gelindi’ başlığının altını doldurmakla geçti. 

Ezcümle söylediği şuydu: O protestolar Kürtlerdeki duygusal kırılmanın şiddetli bir tezahürüydü ve bu duygusal kırılmanın yaratılmasında Türkiye’nin ve dünya devletlerinin IŞİD’e karşı kayıtsızlığı büyük pay sahibiydi. 

Kürtler Kobani’nin savunulması söz konusu olduğunda kendisini yapayalnız hissetti. El Nusra ve ÖSO’ya yapılan silah yardımını gözleriyle gördüler, IŞİD’e karşı net bir tavır alınmadığını gördüler; buna karşılık Kobani’deki Kürtlerin kaderlerine terk edilmesine içerlediler, öfke biriktirdiler. Bu mesele dünün bugünün değil, son bir aylık birikimin ve hatta çözüm sürecinde elle tutulur bir adım atılmamasının yarattığı hiddetin bir sonucu… 

Evet, Demirtaş sokağa çıkan vatandaşların hissiyatını böyle anlattı. Protestoların şiddete dönüşmesinde de “halkın arasına dalan silahlı sivil kişilerin” payı olduğunu söyledi, bir nevi provokasyon vurgusu yaptı. 

İKİ… SADECE KÜRTLER DEĞİL ‘HALKLAR’ TEHDİT ALTINDA 

Demirtaş’ın konuşmasındaki bir diğer önemli vurgu ‘halklar tehdit altında’ vurgusuydu. Yani Kobani’nin bir Kürt meselesi olmadığını, IŞİD’in “Türkmenlerin, Alevilerin, Sünnilerin, Ezidilerin, Süryanilerin” canına kastettiğini söylüyordu. Kürtler yalnız kaldı ama aslında Türkmenler de, Ezidiler de, Süryaniler de yalnız kaldı, kalacak diyordu. Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı adaylığı süresince ortaya çıkan manifestoya ve Öcalan’ın ‘demokratik konfederalizm’ kavramına uygun olarak Kobane kuşatmasının bir “Halklar” meselesi olduğu anlatılmak istenmişti. 

ÜÇ… DEVAM DEVAM DEVAM 

Her şeye rağmen çözüm süreci devam edecek. Devlet ve Kürt siyasi hareketi nezdinde karar alınmış. Ama nasıl? Kobane 25 gündür IŞİD tarafından kuşatılıyor. Bu zaman zarfında Kandil’den gelen mesaj netti: Kobane düşerse, çözüm süreci biter. Devlet bu sözü duymazdan geldi, daha doğrusu ‘Bize şantaj yapamazsınız, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’yiz’ kibirine büründü. Kobane ayrı, çözüm süreci ayrı dedi. “Bakkal’da da günlük süt bitmiş” dermiş gibi, son derece ‘günlük’ bir edayla “Kobane düştü, düşecek” dedi. Beri yandan halk sokağa çıktı, yeter diyerekten… Tablo böyleyken çözüm sürecinin yokuş aşağı yuvarlanmakta olduğunu görmek için ‘şöyle bi bakan’ göz yeterliydi. HDP’yi sert bir dille eleştiren, “Bu partiye herkes tepki göstermeli” diyen Başbakan Davutoğlu ve yardımcısı Yalçın Akdoğan bir tarafta, yine sert açıklamalar yapan HDP’liler öte tarafta… Ama belli ki bir şey olmuştu ki bugün “diyalog ve müzakere zemininin sürdürülmesi” kararında buluşulmuştu. Nedir o olan? Demirtaş’ın sözlerinden anladık ki bu dün gece Öcalan’dan gelen ve yazılı olduğu söylenen mesajdı. Öcalan ‘devam, her şeye rağmen devam’ demişti. Evet, mesele şimdilik toparlanmış görünüyor ama ivedilikle Öcalan’a başvurulması hem devlet hem de Kürt siyasi hareketi nezdinde iplerin nasıl kopmak üzere olduğunun, topun direkten son anda döndüğünün de göstergesi. Yani öyle hemen rahatlamayalım, hemen sevinmeyelim. Ortadoğu bu haldeyken ve Türkiye’nin Ortadoğu politikası bu minvalde devam ederken çözüm süreci için ‘pamuk ipliğinden’ öte bir sağlamlıktan söz edilemez.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.