BDP Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş'ın imzasını taşıyan mektupta, yeni bir anayasanın "elzem ve ertelenemez" olduğu belirtildi, "1982 Anayasa'sının yerine yeni, demokratik, özgürlükçü ve sivil bir anayasa ihtiyacı konusunda toplumsal bir konsensüs olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır" denildi.
BDP olarak yeni, sivil ve demokratik bir anayasanın yazılması sürecine büyük bir ciddiyetle yaklaştıklarını hatırlatan eş başkanlar, "Türkiye'de hiçbir siyasi eğilimin, özellikle de bizim gibi cumhuriyeti demokratikleştirme hedefiyle hareket eden, mücadele yürüten bir siyasi partinin yeni anayasa yazımı/yapımı ile ilgili olarak isteksiz davranma hakkı ve lüksü yoktur" diye belirtti.
'ANAYASA İZLEME GRUBU OLUŞTURULMALI'
Mektupta şu ifadeler yer aldı:
"Barış ve Demokrasi Partisi olarak bizim, kaynağını tarafı olduğumuz uluslar arası sözleşmelerden almayan, evrensel değerlere aykırı bir 'kırmızı çizgimiz' yoktur. Barış ve Demokrasi Partisi olarak hiçbir partinin de Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na 'kırmızı çizgi' dayatma hakkının olmadığına inanıyoruz. Eşitler arasında 'kırmızı çizgilere' yer olmaz, bu çizgiler ancak ast/üst ilişkileri içinde mümkün olabilir. Bizim görüşlerimiz ve önerilerimiz dünyadaki temel insan haklarının geldiği noktaya, salt biçimsel değil tam ve gerçek bir demokrasinin kurumsallaştırılması çabalarına ve bu ülkede yaşayan tüm yurttaşların birinci sınıf yurttaş olarak hak ve özgürlüklerinin garanti altına alınmasına dayanır."
'TASLAK SİVİL TOPLUMLA TARTIŞILMALI'
Kürt sorununun çözümü için sivil, demokratik, çoğulcu yeni bir anayasanın büyük önem taşıdığı kaydedilen mektupta, önerilerini sıraladı:
"Taslak sivil toplum örgütleri ile tartışılarak ilerletilmeye çalışılmalı. Sivil toplum örgütlerinden oluşacak bir Anayasa İzleme Grubu oluşturularak tıkanma durumunda bu grubun devreye girmesi sağlanmalı. Taslak farklı toplumsal kesimlerle tartışılarak, genişletilmeli, bu süreç kamuoyuna açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmeli.
Venedik Komisyonu'nun katkısı ve desteği alınmalıdır. Dikkat edilirse son 20-30 yıllık dünya anayasa yapım süreçlerinde ve özellikle doğu Avrupa ülkelerindeki anayasa yapım aşamalarında Venedik Komisyonu çok önemli bir işlev görmüş, adeta kolaylaştırıcı bir misyon üstlenmiştir.
Dört partinin uzlaşmasını esas almakla birlikte, belirli bir süreden sonra üç veya daha az sayıda partinin uzlaşmasını temel alan alternatif taslaklar hazırlayarak Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmalarını sürdürmesinin mümkün olabileceğini düşünüyoruz.
Sadece Meclis’teki siyasi partilerden oluşan bir komisyonla yola çıkan, içeriden ve dışarıdan hiçbir aktörü bu sürece katmadan kapalı kapılar ardında anayasa yapmaya çalışan ilk ve tek ülkeyiz. Sivil toplumuna, aydınlarına, üniversitelerine güvenmeyen, üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nu da yanlıdır diye sürece katmayan bir yaklaşım söz konusu."
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun mevcut tıkanıklık nedenini teknik bir takım gerekçelere bağlamanın doğru olmayacağına dikkat çekilen mektupta, komisyonun tıkanma nedenlerini şöyle sıraladı:
"Anayasa Uzlaşma Komisyonu bu ülkedeki tüm yurttaşları kapsamak yerine birbiriyle milliyetçilik ve Türkçülük yarışına giren partilerin olumsuz tavırları nedeniyle tıkanmıştır.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu eşit yurttaşlık temelli talepleri bölünme paranoyasıyla engelleyenler tarafından tıkatılmıştır.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu gerçek ve tam bir demokratikleşmeden korktuğu için mevcut cunta anayasasının bile gerisinde bir monolitik yapıyı savunanlar tarafından tıkatılmıştır.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu cunta anayasasını savunan partilerle milliyetçilik yarışına giren iktidar partisinin tutumu nedeniyle tıkanmıştır."
BDP Eş Başkanları, diyaloğun bir an önce gerçek ve derin bir müzakereye dönüştürülmesi bakımından yeni anayasanın öneminin daha da arttığını vurguladı, "Biz yeni anayasa yazımının arkasında çok güçlü ve gerçek bir demokratikleşme talebinin olduğunu çok iyi biliyoruz. Herkesi de bunun farkında olmaya ve gerçekçi çözüm önerileriyle yeni ve sivil bir anayasanın yazılması için sorumluluk almaya davet ediyoruz. Bu yapılmadığı zaman Türkiye toplumunda anayasaların ancak cunta güçleri tarafından yazılabildiği yönündeki kötümser ve militarist yaklaşım güçlenecek ve demokrasi masasına inananların eli zayıflayacaktır" dedi.
Anayasa sürecinin bitmemesi gerektiğine işaret edilen mektupta, son olarak şu görüş yer aldı: "Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun, çalışmalara şeffaf ve katılımcı bir yöntem esas alınmak suretiyle, farklı formüllerle devam etmesi gerektiğini, toplantı tutanaklarında ayrıntılı olarak yer alan görüşlerimize atıfta bulunarak bir kez tekrar etmek isteriz." / etha