TBMM Çözüm Komisyonu üyesi ve BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek komisyonun raporunu ve çözüm sürecini değerlendirdi.
Bugüne değin Kürt tarafının tek yanlı iradesi ve çabası sayesinde ilerleyen demokratik çözüm ve barış sürecinin artık müzakere sürecine evrilmesi gereken bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Zenderlioğlu, "Sürecin tek yanlı yürümeyeceği açıktır" dedi.
Zenderlioğlu, şöyle konuştu: "Hükümetin çatışmasızlığı güvence altına alacak, çözüm sürecini ilerletecek demokratik siyasal adımları hızla atması gerekir. Süreç ancak böyle yürüyebilir. Bunun için hükümetin Kürt sorunu gibi yüz yıllık tarihsel bir sorun karşısında daha ciddi, daha samimi ve daha kararlı bir irade ortaya koyması gerekir. Eğer hükümet barışa ve Kürt-Türk ilişkilerine stratejik olarak yaklaşmaz, dar bir perspektifle, günübirlik hesaplarla bu meseleye bakarsa bundan çözüm çıkmaz ve Türkiye halkları kazanmaz. Bu gerçeğin çok net görülmesi gerekir."
'HALK BARIŞ İSTİYOR'
Özellikle Ortadoğu'daki gelişmeler dikkate alındığında hükümetin zaman kaybetmeden çözüm sürecini hızlandırması gerektiğine dikkat çeken Zenderlioğlu, halkın barış istediğini söyledi, "Halk, çatışmasızlık sürecini kalıcı hale getirecek çözüm adımlarının atılmasını beklemektedir" dedi.
TBMM Çözüm Komisyonu üyesi ve BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, şöyle konuştu: "Tam da bu noktada çözüm beklentilerinin yükseldiği bir aşamada ne yazık ki hükümet ve parlamento süreç açısından umut verici bir tablo çizmemektedir. Hükümetin bir süre önce açıkladığı Demokratikleşme Paketi'nin çözümden ne denli uzak olduğunu bütün kamuoyu gördü, izledi.
Şimdi çözüm için gözler Meclis'teki Komisyonun sunacağı rapora çevrilmişti. Ne yazık ki komisyonun hazırlayıp Meclis Başkanlığı'na sunmuş olduğu rapor da çözümden uzak bir yaklaşım ortaya koymaktadır."
'RESMİ TEZLERİN ÖTESİNE GEÇMEDİ'
Raporu eleştiren Zenderlioğlu, sorunun tanımı, tespiti ve çözümü noktasında ortaya konulan yaklaşımların, resmi tezlerin, önermelerin ötesine geçemediğine dikkat çekti, "Köklü bir siyasal çözüm perspektifi içermeyen bir tutumu ortaya koymaktadır" diye konuştu.
Zenderlioğlu, rapora, "Kürtlerin bir halk olarak tanınması, kimliğinin, kültürünün anayasal güvence altına alınması, anadilde eğitimin karşılanması ve demokratik idari özerk yönetim hakkının tanınması gibi Kürt sorununun çözümünü esas alan temel ve köklü yaklaşımlar bu raporda karşılık bulmamıştır. Bu rapor parlamentonun değil, AKP’nin raporudur ve AKP'nin yaklaşımlarını içermektedir" eleştirilerinde bulundu.
Raporu "Meclis Komisyonu Raporu" olarak değil AKP'li üyelerin kendileri ile danışmadan, ortaklaşmadan Meclis Başkanı'na sundukları Komisyon raporu olarak gördüklerini kaydeden, "Kürtlere muhtariyet, özerklik hakkını tanıyan 1921 anayasasını kabul eden bu parlamentonun 92 yıl sonra hazırlayacağı rapor böylesine tarihsel perspektiften uzak, sorunun siyasal boyutlarını gözardı eden, resmi zihniyeti aşmayan bir rapor olamaz. Bu her şeyden önce 1920 ruhuna aykırıdır" dedi.
'ÇÖZÜM SÜRECİNİN RUHUNA UYGUN OLMALI'
TBMM Çözüm Komisyonu üyesi ve BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu, rapora şu eleştirilerde bulundu:
"TBMM çözüm komisyonunun AKP'li üyelerinin tek yanlı hazırlamış olduğu rapor, gerek dil ve içeriği gerekse Meclis Başkanlığı'na sunum tarzı ve izlenen yol kabul edilebilir değildir, bu yaklaşım her şeyden önce demokratik değildir. Çünkü rapor tartışmaya açılmamıştır. Raporda taraflar için kullanılan sıfatlar, nitelemeler doğru ifade edilmemiştir. Halen bir dost ve düşman çelişkisinin aşılmadığını göstermektedir. Rapor, devletin refleksi ve resmi görüşünü yansıtmaktadır, militarist bir mantık ve üslup ile kaleme alınmıştır.
Çözüm sürecini başlatan Sayın Abdullah Öcalan ile devlet arasında bir yıla yakın süredir görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmelerin ilk somut adımı ateşkes oldu. Ateşkese bağlı kalınarak gerilla güçleri sınır dışına çekildi. Eş zamanlı olarak 8 kamu görevlisi serbest bırakıldı. Böylece kamuoyunda bir barış havası oluştu. Böylesi bir süreçte iki komisyon kuruldu Birincisi Akil insanlar, diğeri ise TBMM çatısı altında kurulan çözüm komisyonu.
Bu komisyonun hazırladığı rapor çözüm sürecinin ruhuna ve ilkelerine uygun bir üslup, aydınlatıcı öneriler ve bir yol haritası içermesi gerekirken tam tersi yapılmıştır. Bu sürecin başlangıcında hükümet sürekli analar ağlamasın, kan dursun mesajı dillendiriliyordu.
Ancak bu rapor, bu mesaja gölge düşürmüştür."
Raporda Kürt sorununun adının dahi konulmadığı eleştirisinde bulunan Zenderlioğlu, "Sorunun kaynağına inilmemiştir. Kürt sorununun ortaya çıkışındaki idari, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel nedenler hakkında bir analiz yapılmamıştır. 100 yıldan bu yana çeşitli aşamalardan geçerek günümüze kadar gelen Kürt sorununun 30 yıllık bir savaş süreci ile değerlendirilmesi yanlıştır. Bu raporda Kürt sorununa halen adli bir olaymış gibi bakılıyor ve buna göre yaklaşılıyor" dedi.
"Raporda çözüm sürecini başlatan Sayın Abdullah Öcalan görmezden gelinmiştir" diyen Zenderlioğlu, "Gerek akil insanlar heyetinin sunduğu bölge raporlarında, gerekse çözüm komisyonunun yaptığı saha toplantılarında herkesin ortak talebi Sayın Öcalan'ın koşullarının iyileştirilmesi, muhatap alınması, özerklik ve anadilde eğitim taleplerine öncelik verilmesi olmuştur" diye konuştu.
Hasta tutuklulara ilişkin de net önerilerin komisyon raporunda yer almadığı eleştirisinde bulunan Zenderlioğlu, şöyle konuştu:
"Bu raporda çözüm için gerekli yüzleşme, gerçekleri ortaya çıkarma objektifliği yansıtılmamaktadır. Raporda, çözüm süreciyle ilgili olarak hükümetin kalıcı adımlar atmamasıyla ilgili olarak tek bir eleştiri yoktur. Ayrıca bu raporda Kürtlerin demokratik taleplerine yönelik tespitlerde bulunulmamış, Roboski katliamı görmezden gelinmiş, Kürtlerin kolektif hakları yok sayılmıştır. Tüm bunları değerlendirdiğimizde, toplumsal barış yollarının araştırılması çözüm sürecinin değerlendirilmesi amacı ile kurulan Meclis Araştırma Komisyonu kendisine biçilen rolü oynamamıştır. Rapor AKP'nin yaklaşımlarıın yansıtmaktadır. Oysaki bu komisyonun çalışmaları, sonuçları toplumda büyük bir beklenti yaratmıştı. Ne yazık ki bu komisyonun raporu toplumsal beklentiye cevap olamamıştır."
YAPILMASI GEREKENLER
Zenderlioğlu sürecin sağlıklı yürütülmesi için yapılması gerekenleri de sıraladı:
"Demokratik bir anayasa
Anadilde eğitim
Hakikat ve Yüzleşme Komisyonlarının kurulması
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi
Siyasi Partiler Kanunu ve baraj sisteminin değiştirilmesi, özellikle TMK ve diğer bazı kanunlarda düzenlemelerin yapılması
Koruculuk sisteminin kaldırılması
5233 sayılı yasada terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkında kanunda değişiklik
Askeri bölgeler ve güvenlik bölgelerin kaldırılması
Mayınlar ve mayınlı arazilerin temizlenmesi
Hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılması
Genel af dahil olmak üzere yasal bir reformun gündeme alınması
Ve en önemlisi barış ve müzakere sürecinin yasal bir zemine kavuşturulması."
'KOLEKTİF HAKLAR YOK'
AKP'li üyelerin hazırladığı raporda bireysel haklar merkezli bir yaklaşım sergilenirken, kolektif haklardan söz edilmediği eleştirisinde de bulunan Zenderlioğlu, "Sonuç bölümünde çözüm süreci için pratik adım önerilmemiştir. Sonuç ne olursa olsun nihayetinde gelinecek nokta yine demokratik çözüm olacaktır. Bu anlamda kalıcı bir barışın gerçekleşmesi için duyulan ortamın bir şekilde sağlanması bu topraklarda yaşayan tüm halkların yararına olduğu kanısındayız. Daha iyi bir yaşam, özgür bir gelecek, demokratik bir Türkiye herkesin amacı olmalı. Huzurlu ve istikrarlı bir yaşam bu ülkede yaşayan bütün halkların beklentisidir" dedi.
"Böylesi bir raporun altına partimizin temel ilkeleri bağlamında imza atmamız mümkün değildir" diyen Zenderlioğlu, son olarak şunları söyledi: "Rapor komisyon üyeleri arasında müzakere edilmeden, partimizin komisyon üyeleri ile paylaşılmadan meclis başkanlığına apar topar sunulmuştur. Komisyonun hazırlayıp Meclis Başkanına sunduğu rapor kimi yerlerde doğru belirlemeler yapmasına rağmen büyük oranda hem kavramsal çerçevesi hem de hazırlanma ve sunulma tarzından kaynaklı olarak kabul etmemiz mümkün değildir." / anf